"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/3033 E., 2023/3818 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 15. İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/146 E., 2023/378 K.
Taraflar arasındaki ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işverenler bünyesinde çalışması devam ederken ve pandemi döneminde işçi çıkartılma yasağı varken baskıyla 24.09.2020 tarihli ihtiyari arabuluculuk tutanağı düzenlendiğini, davacının çalıştığı döneme ait işçilik alacakları karşılığında davalılar tarafından 5.850,00 TL'nin beş taksit ve yine 7.760,00 TL'nin beş taksit hâlinde ödenmesinin kararlaştırıldığını, uyuşmazlık konusuna ilişkin işçilik alacakları anlaşılan tutarın çok üzerinde olmasına rağmen davalılarca müvekkilinin bilgisizliği ve tecrübesizliğinden faydalanılarak alacağın çok az bir miktarı üzerinden anlaşma yapıldığını, davalıların söz konusu tutanağın düzenlendiği sırada aynı adres ve işkolunda faaliyet yürüten aynı kişilere ait firmalar olduğunu, kasıtlı ve kötüniyetli olarak davacının alacağını engellemek amacıyla alacak kalemlerini ikiye böldüklerini, ibra niteliğindeki tutanağın tarih ve içeriği itibari ile arabuluculuğa elverişli olmadığını ileri sürerek ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... AŞ vekili cevap dilekçesinde; davanın haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, açılan davada hak düşürücü süreye uyulmadığını, davacı tarafın iddialarının gerçeğe aykırı ve haksız kazanç elde etmeye yönelik olduğunu, müvekkilinin arabuluculuk anlaşma tutanağı gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Tasfiye Hâlinde Çardakkent Turizm ve Hizmet İşletmeciliği Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi davaya karşı cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemenin 2022/508 Esas sayılı dava dosyasında davacı tarafından dava dilekçesinde hem işçilik alacaklarına ilişkin talepte bulunulduğu, hem de 24.09.2020 tarihli ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptali talep edildiği, bu nedenle ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptaline ilişkin talebin tefriki ile işbu esasa kaydedilmesine karar verildiği, tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde davacının davalılara ait işyerinde çalıştığı, arabulucuya yazılan müzekkere cevabında; tarafların kendi aralarında daha önce arabuluculuk konusu uyuşmazlıkla ilgili anlaşma sağlandığını belirttikleri, sürecin tamamen iradi olduğu, tarafın bağımsız olduğu, taraflara eşit mesafede olduğunun belirtildiği, davacıya arabuluculuğun esasları, hüküm ve sonuçları hakkında detaylı bilgi verildiği ve bu tarihte davacı dışında başka bir çalışan ile yapılmış arabuluculuk toplantısının bulunmadığı, arabuluculuk görüşmesinin usulüne uygun olarak yapıldığı, dosya kapsamında dinlenen davacı tanığının dahi davacının arabulucu ile anlaştığını duyduğunu beyan ettiği, arabuluculuk görüşmeleri sırasında davacıya herhangi bir baskı uygulandığına dair bir delil bulunmadığı, iradeyi fesada uğratan hâllerden birinin olduğuna dair ispat yükünün davacı tarafından yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; işçilik alacağı ve arabuluculuk tutanağının iptali için açılan davanın tefrik edilmesinin hukuka uygun olmadığını, arabuluculuk tutanağının baskı altında imzalandığını, müvekkilinin çalışma dönemi devam ederken 24.09.2020 tarihli arabuluculuk tutanağının imza altına alındığını, ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptali gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında davacının 17.09.2018 - 15.09.2020 tarihleri arasında davalılar nezdinde çalıştığının görüldüğü, davacı tarafça hizmet süresi bakımından kayıtların aksinin ispat edilemediği, ihtiyari anlaşma tutanağının 24.09.2020 tarihinde yani fesihten sonra yapıldığının anlaşıldığı, alacak davasında anlaşma tutanağının iptali talebi öncelikle çözülmesi gereken uyuşmazlık olduğundan bu aşamada tefrik kararı verilmesinde hata görülmediği, dava tarihi nazara alındığında açılan davada hak düşürücü sürenin dolduğu, aksi düşünüldüğünde dahi irade fesadı hâlinin de ispat edilemediği, davacının hizmet süresi, ücreti ve iddiaları değerlendirildiğinde anlaşma tutanağında hukuka aykırı yön bulunmadığı sonucuna varılmasında hata saptanmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; arabuluculuk sürecinin kanuna uygun şekilde yürütülüp yürütülmediği ve buna göre dava konusu ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptalinin gerekip gerekmediğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 3, 8, 9, 11, 13, 14, 15, 16, 17 ve 18 inci maddeleri.
3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 30 ilâ 39 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihâi kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.