Logo

9. Hukuk Dairesi2023/21538 E. 2024/5154 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, davalı işveren ile yetkili sendika arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden hangi tarih itibarıyla yararlanabileceği, talep edilen fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığı, alacakların hesabı ve talep edilen alacaklar yönünden arabuluculuk dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediği hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından ücret alacağı dışında kalan ilave tediye, ikramiye farkı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile gece çalışması zammı alacakları yönünden arabulucuya başvurulmadığı halde, mahkemece bu alacaklar yönünden esastan inceleme yapılıp hüküm kurulması ve davacının bilirkişi raporunda tespit edilen ücret alacağından fazla miktarın hüküm altına alınması hatalı görülerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına, istinaf kararının ise ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 51. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1307 E., 2023/1323 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 25. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/14 E., 2023/216 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde çalıştığını, Anayasa Mahkemesinin 30.12.2020 tarihili ve 2020/57 Esas sayılı kararı ile 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 39 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının iptaline karar verdiğini, 03.03.2020 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan iptal kararında sendika seçme özgürlüğünün önündeki engeli kaldırmak için toplu iş sözleşmesi hazırlık aşamasında da verilen dayanışma aidatı başvurularının dikkate alınması gerektiğinin belirtildiğini, Anayasa Mahkemesi kararı sonrasında müvekkilinin çalıştığı Kuruma verdiği dayanışma dilekçesi ile toplu iş sözleşmesinden faydalanmak istediğini bildirdiğini, Sağlık Bakanlığı ile yetkili Sendika arasında 01.01.2021-31.12.2022 dönemini kapsayan toplu iş sözleşmesi imzalandığını, müvekkili tarafından 05.03.2021 tarihinde dayanışma dilekçesi verilmiş olmasına rağmen davalı işverenin müvekkilini toplu iş sözleşmesinden faydalandırmayarak eksik ödeme yaptığını, böylece Anayasa Mahkemesi kararının aksine bir yorumla, yetkili sendikaya üye olmayan işçiler dayanışma aidatı vermiş olmalarına rağmen yetkili sendika üyesi olan bir işçiden farklı bir mâli statüye tâbi tutulmuş olup bu yorumun hem Anayasa'nın 10 uncu maddesindeki eşitlik ilkesine hem de Anayasa'nın 51 inci maddesinde yer alan sendika hak ve özgürlüğüne aykırı sonuçlar doğurduğunu ileri sürerek ücret, ilave tediye, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ikramiye, gece çalışma ücreti fark alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının, müvekkili İdareye bağlı Göztepe Prof. Dr. Süleyman ... Şehir Hastanesinde personel olarak 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname' ye (696 sayılı KHK) istinaden sürekli işçi kadrosunda çalıştığını, dava dilekçesinde toplu iş sözleşmesinden doğan alacaklarının ödenmediğini iddia eden davacının hangi tarihler arasında toplu iş sözleşmesinden kaynaklı fark ücret talebinde bulunduğunu açıklaması gerektiğini, davacının, müvekkili İdareye sunduğu 05.03.2021 tarihli dilekçesi ile dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesinin tüm hükümlerinden yararlanmak istediğini bildirdiğini, 01.01.2021-31.12.2022 yürürlük süreli işletme toplu iş sözleşmesinin "Yararlanma" başlıklı 4 üncü maddesinin (b) bendiine göre dayanışma aidatı ödemek suretiyle toplu iş sözleşmesinden talep tarihinden itibaren yararlanalabileceğini, diğer yandan Anayasa Mahkemesinin 6356 sayılı Kanun' un 39 uncu maddesinin dördüncü fikrasının “... imza tarihinden önceki talepler imza tarihi itibariyle hüküm doğurur.” cümlesinin iptaline ilişkin kararının Resmî Gazete'de yayımlanmasından önce Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına ve Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikasına görüş sorulmuş olup Bakanlık ve Sendika mütalaa yazıları doğrultusunda Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 09.09.2021 tarihli yazısındaki açıklamalar göz önüne alınarak mezkur Anayasa Mahkemesi kararının Resmî Gazete'de yayımlandığı 03.03.2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere talep tarihi dikkate alınarak davacıya tüm ödemelerin yapıldığını, fark alacağı bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla uygulanması gereken faizin yasal faiz olması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 696 sayılı KHK ile 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçtiği ve son olarak görev yaptığı işyerine verdiği dilekçesi ile Sağlık Bakanlığınca imzalanacak toplu iş sözleşmesi hükümlerinden dayanışma aidatı ödemek suretiyle yararlanmak istediğini bildirdiği, davalının da davacının talep tarihinden itibaren 01.01.2021-31.12.2022 dönemi toplu iş sözleşmesinden yararlandırılmasına ilişkin bir itirazı bulunmayıp cevap dilekçesinde davacıya tüm alacaklarının ödendiğini bildirdiği, ancak bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucu hazırlanan raporda eksik ödemenin yapıldığının tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacıya tüm ödemelerin yapıldığını, müvekkili İdareden alacağının bulunmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının, Sağlık Bakanlığı bünyesinde gerçekleşen işletme toplu iş sözleşmesinin hükümlerinden dayanışma aidatı ödemek suretiyle yararlanmak istediğine ilişkin 05.03.2021 tarihli dilekçesi dikkate alındığında 01.01.2021- 31.12.2021 dönemi toplu iş sözleşmesinin ücret zammını düzenleyen 33 üncü maddesi uyarınca ilk altı ay için öngörülen taban ücret ve ücret zamlarının uygulanması gerekmekte olup davacıya eksik yapılan ödemeler nedeniyle İlk Derece Mahkemesince, davacının talep ettiği fark ücret alacağı, ilave tediye alacağı, ikramiye alacağı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı, fazla çalışma ücreti ve gece çalışma ücreti fark alacaklarının kabulüne karar verilmesinin dosya kapsamına ve alınan bilirkişi raporuna uygun olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerle temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davacının, davalı ... ile Öz Sağlık İş Sendikası arasında 08.09.2021 tarihinde imzalanan 01.01.2021- 31.12.2021 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesinden hangi tarih itibarıyla yararlanabileceği, talep edilen fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ve alacakların hesabı ile talep edilen alacaklar yönünden arabuluculuk dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32, 34,41, 44, 69 uncu maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 sayılı Kanunla 6212 sayılı Kanunun İkinci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri.

3. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun (7036 sayılı Kanun) 3 üncü maddesi.

4. 6356 sayılı Kanun'un 39 uncu maddesi

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında; kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulması dava şartı olarak kabul edilmiş olup maddenin ikinci fıkrasında ise arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verileceği düzenlenmiştir.

3. Somut olayda, davacı tarafından toplu iş sözleşmesinden kaynaklı ücret farkı alacağı yönünden arabulucuya başvurulmuş olup 27.10.2021 tarihli anlaşmama (son) tutanağı dava dilekçesine eklenerek dava açılmıştır. Ücret alacağı dışındaki ilave tediye, ikramiye farkı alacakları ile fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve gece çalışması zammı alacakları yönünden arabulucuya başvurulmadığı hâlde İlk Derece Mahkemesi tarafından söz konusu alacaklar yönünden Mahkemece esastan inceleme yapılarak bilirkişi raporundaki hesaplamalara göre davanın kabulüne karar verilmiştir.

4. Arabuluculuk dava şartı olup dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediği her bir alacak bakımından ayrı ayrı değerlendirildikten sonra esasa yönelik inceleme yapılmalıdır. Mahkemece arabuluculuk müzakerelerine konu edilmeyen ilave tediye, ikramiye farkı alacakları ile fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve gece çalışması zammı alacakları bakımından davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

5. Ayrıca davacı vekilince dava dosyasına iki adet ıslah dilekçesi sunulduğu, ilk ıslah dilekçesinin bilirkişi raporundan önce olup tespit edilen miktar ile de ilgisinin bulunmadığı, 06.02.2023 tarihli ıslah dilekçesinin dosya kapsamıyla uyumlu olduğu belirlenmiştir. Davacının bilirkişi raporunda tespit edilen ücret alacağı net 2.637,31 TL olduğu hâlde net 4.672,00 TL ücret alacağının hüküm altına alınması da hatalı olmuştur.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.