"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/165 E., 2020/146 K.
DAVA TARİHİ : 13.02.2014
KARAR : Davanın davalı ... AŞ yönünden husumetten reddi, diğer davalılar yönünden kısmen kabulü
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı ve davalı G. ...& ... ... M.B.H (... ... Şirketi) vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ... ... ve HES inşaatında çalıştığını, işlerin azalması gerekçe gösterilerek ... sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin, ücret, fazla çalışma, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil ücreti ile gece çalışma ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... AŞ vekili cevap dilekçesinde; davacının eser sözleşmesi kapsamında yüklenici firma olan diğer davalıların işçisi olarak çalıştığını savunarak davanın husumet yönünden reddini istemiştir.
2. Davalı ... İnşaat ve Sanayi AŞ vekili cevap dilekçesinde; davacının tüm alacaklarının ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
3. Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 26.....2015 tarihli ve 2014/35 Esas, 2015/126 Karar sayılı kararı ile bilirkişi raporu, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları, işyeri dosyası, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamına göre davacının davalılara ait işyerinde 1 yıl 1 ay 27 gün çalıştığı, ... sözleşmesinin işverence feshedildiği, davalı ... AŞ'nin ihale makamı olarak dava konusu ücret alacağından sorumlu olduğu gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... AŞ vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 11.02.2019 tarihli ve 2017/19030 Esas, 2019/2932 Karar sayılı kararıyla davalılar arasındaki ilişkinin ortaya koyulması konusunda yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olmadığı, ihale konusu işin, davalı ... AŞ'nin faaliyet alanına ilişkin asıl veya yardımcı ... kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ve işin tamamının anahtar teslimi ile verilip verilmediği açıklığa kavuşturularak sonucuna göre bir karar verilmesi ile adi ortaklığı oluşturan tüm davalılara ayrı ayrı tebligat yapılması için süre verilmesi gerekçe gösterilerek bozma kararı verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 10.12.2020 tarihli ve 2019/165 Esas, 2020/146 Karar sayılı kararı ile işin organizasyonu, yönetimi, personelin işe alınması ve çıkartılması yetkisinin tamamen işi üstlenmiş olan yüklenicilere ait olduğu, davalı ... AŞ'nin işin niteliğinin ve büyüklüğünün gerektirdiği güvenlik ve denetim yetkisini aşan bir durum olmadığı gerekçe gösterilerek davalı ... AŞ yönünden davanın husumetten reddine diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... Şirketi vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde temyiz dilekçesinde; davalı ... AŞ yönünden verilen husumetten ret kararının hatalı ve emsal dosyalarda verilen kararlarla çelişkili olduğunu, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... Şirketi vekili; usulünce yapılmayan tebligat neticesinde müvekkili Şirketin savunma hakkından mahrum kaldığını, taraf teşkili sağlanmadan yargılama yapıldığını gerekçe göstererek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı ... Şirketinin yargılamadan usulünce haberdar edilip edilmediği, buna göre Şirketin hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun (7201 sayılı Kanun) 21 ve 35 inci maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. 6100 sayılı Kanun'un “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27 nci maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. Bu kapsamda kural olarak, duruşma yapılması zorunlu olan çekişmeli yargıda hâkim, Kanun'un gösterdiği istisnalar dışında tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez.
2. Hukuki dinlenilme hakkının gereği olarak taraflar duruşmaya çağrılmadan, eş anlatımla; taraf teşkili sağlanmadan hüküm verilememesi, 2709 sayılı TC Anayasası'nın (Anayasa) 36 ncı maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur ve aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının da en önemli unsurudur.
3. Gerçekten savunma hakkını güvence altına alan Anayasa’nın 36 ncı maddesi ile 6100 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinde de açıkça belirtildiği üzere, mahkemece davalı taraf, dinlenilmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün bulunmamaktadır.
4. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, itirazların yapılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların duruşma gününden haberdar edilmesi ile mümkün olur. Kişinin hangi yargı merciinde duruşması bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilmesi, 7201 sayılı Kanun'da açıklanan usule uygun tebligat yapılması ile sağlanabilir.
5. Bu çerçevede, öncelikle tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir (Pekcanıtez, Hakan/Atalay, Oğuz/Özekes, Muhammet: Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, 2011, s.273).
6. Dava ile ilgili olan kişilerin davaya ilişkin bir işlemi öğrenebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılması, duruşma gün ve saatinin muhataba bildirilmesi gerekmektedir. Duruşma günü ile tebligatın çıkarıldığı tarih arasında makul bir süre olmalıdır. Aksi takdirde tarafların hukuki dinlenilme hakkı kısıtlanmış olur.
7. Somut uyuşmazlıkta, dosya kapsamındaki tebliğ mazbatalarına göre davalı ... Şirketine dava dilekçesi, duruşma gününü bildirir ve yargılama sürecine dair diğer tebligatlar, davalı Şirketlerin oluşturduğu adi ortaklık adresi olan “Organize Sanayi Bölgesi 1. Kısım ... Bulvarı No:19 Döşemealtı/...” adresi esas alınarak tebliğ edilmiştir. Bu adrese ilk tebligatın dava ile ilgisi olmayan dava dışı Anteks ... Tekstil San. ve Tic. AŞ adına yetkili çalışana yapıldığı, diğer tebligaların iade edilmesi üzerine davalının ticaret sicilinde kayıtlı merkez adresi araştırılmadan doğrudan iade edilen adrese 7201 sayılı Kanun'un 35 inci maddesine göre tebligat yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece izlenen bu yöntem hatalıdır.
8. Adreste tebligatın, gerçek veya tüzel kişinin bilinen en son adresinde yapılması gerekir. 7201 sayılı Kanun'un 35 inci maddesine göre, kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini derhâl tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshasının eski adrese ait binanın kapısına asılması yeterli olacaktır. Bu durumda evrakın asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. Daha önce tebligat yapılmamış olsa dahi, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınarak bu madde hükümleri uygulanır.
9. Şu halde; Mahkemenin kabul şekline göre dahi yargılama aşamasında davalı ... Şirketine yapılan tebliğlerin bila ikmal iade gelmesi nedeniyle davalının ticaret sicilinde kayıtlı adresinin araştırılarak bu adrese tebligat yapılması gerekirken bu yöntem izlenmeden doğrudan iade gelen adrese 7201 sayılı Kanun'un 35 inci maddesine göre tebliğ yapılmaya devam edilmesi savunma hakkını kısıtlar mahiyettedir.
10. Açıklanan maddi ve hukuki olgulara göre davalı ... Şirketine yapılan tebligatların usulüne uygun olmaması sebebiyle hukuki dinlenilme hakkını ihlal eder şekilde hüküm kurulması hatalıdır. Gelinen noktada davalının kendisini vekille temsil ettirdiği gözetildiğinde, dava dilekçesi ve ekleri, ıslah dilekçesi, bilirkişi raporları tebliğ edilmeden, taraf teşkili sağlanmadan ve delillerini bildirmesi için süre verilmeden hukuki dinlenilme hakkını kısıtlayacak şekilde davanın esasının incelenmesine geçilmesi ve yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
07.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.