Logo

9. Hukuk Dairesi2023/2274 E. 2023/6397 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş sonrası imzaladığı iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin eksik ödendiği iddiasından kaynaklanan ücret farkı alacağının olup olmadığı hususundaki uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Ücret alacağına yürütülen faizin başlangıç tarihinin hatalı belirlendiği ve davacı talebi de dikkate alındığında ücret farkı alacağına arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizine hükmedilmesinin yerinde olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, İlk Derece Mahkemesinin 06.05.2022 tarihli ek kararı ile Mahkeme kararının miktar itibarıyla kesin olduğu gerekçesiyle başvuruların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin ek kararının davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ek kararın taraflar bakımından yerinde olmadığı gerekçesiyle esas hakkında inceleme yapılmak suretiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı işyerinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir ... fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir ... fazlası olarak belirlendiğini; ancak davalı tarafından 01.01.2019 tarihinden itibaren iş sözleşmesindeki asgari ücretin belirli bir ... fazlasına ilişkin düzenleme dikkate alınmaksızın eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek 01.01.2019-31.12.2019 tarihleri arasında eksik ödenen ücret farkı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, davacının ücretinin kadroya geçiş sonrası Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi dikkate alınarak belirlendiğini, hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını, davacı tarafça talep edilen faizin oranı ve başlangıç tarihine de itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir ... fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve bulunan toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin 06.05.2022 tarihli ek kararı ile; Mahkeme kararının miktar itibarıyla kesin olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına ve 06.05.2022 tarihli ek kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; ek kararın yerinde olmadığını, diğer yandan faiz başlangıç tarihinin arabuluculuk son tutanak tarihi olması gerekirken dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; ek kararın doğru olmadığını, diğer yandan Bakanlık uygulamasının yerinde olduğunu, davacıya ücret ve mali haklarının tamamının ilgili toplu iş sözleşmesi de gözetilerek geçerli düzenlemelere göre hesaplanarak ödendiğini, davacının ücret farkı talebinin yerinde olmadığını, davacının sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ücretinde indirime gidilmediğini ve ücretinin eksiksiz ödendiğini, Bakanlığın iradesi dışında işveren vekillerince sözleşmelerde yapılan değişikliklerin davalı ... bağlamayacağını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının dava tarihi itibarıyla davalıya ait işyerinde çalışmaya devam etmesi sebebiyle verilen kararın geleceğe yönelik etkisi bulunduğu, dolayısıyla miktar ve değerine bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu; taraflar arasında imzalanmış belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve uygulanan toplu iş sözleşmelerinin ilgili hükümleri dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesi kararı esas bakımından hukuka uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 17 nci maddesinin (2) nci bendi gereğince, düzenlenen arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflarca anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanak tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizine hükmedilmesi gerekirken dava ve ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü arabuluculuk ücreti yönünden kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerin yanı sıra davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini de belirterek ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark ücret alacağının bulunup bulunmadığı ve davanın türü hususlarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri.

2. 6100 sayılı Kanun'un 107 nci ve 109 uncu maddeleri, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer ... sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Somut uyuşmazlıkta, Bölge Adliye Mahkemesince, ücret alacağına yürütülen faizin başlangıç tarihinin hatalı belirlendiği gerekçesiyle davacı lehine İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına rağmen ilâmın gerekçe kısmında arabuluculuk ücreti yönünden kararın kaldırıldığının belirtilmesinin maddi hataya dayalı olduğu; davacının talebi de dikkate alındığında, ücret farkı alacağına arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizine hükmedilmesinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler (2) numaralı paragrafta belirtilen ilave gerekçe ile kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.