"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1791 E., 2022/1983 K.
DAVA TARİHİ : 02.05.2017
KARAR : Davacının istinaf başvurusunun reddi, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 4. ... Mahkemesi
SAYISI : 2017/205 E., 2019/37 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve katılma yolu ile davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve katılma yolu ile davalı vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirket işyerinde 10.08.2012-03.01.2017 tarihleri arasında çalıştığını, sebepsiz olarak işten çıkartıldığını, kıdem ve ihbar tazminatının eksik ödendiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı farkları ile ikramiye, fazla çalışma, yıllık izin ücreti alacaklarının ve fazla çalışma yönünden %5 fazlalığının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının başka bir birimde çalıştırılma olanağı bulunmadığından ... sözlemesinin 03.01.2017 tarihinde fesihedildiğini, davacıya alacakları için toplam 37.858,31 TL ödendiğini, davacının Şirketi ibra ettiğini ve iddiaların doğru olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının, davalı Şirket işyerinde 10.08.2012-03.01.2017 tarihleri arasında çalıştığı, "İbraname" başlıklı 03.01.2017 tarihli belgede davacıya Ocak 2017 dönemine ait ücreti için 483,31 TL, kullanılmayan izin ücretleri için 1.750,00 TL, ihbar tazminatı olarak 14.250,00 TL ve kıdem tazminatı olarak 21.375,00 TL olmak üzere toplam 37.858,31 TL'nin banka hesabına yatırılacağının kararlaştırıldığı ve davacının yasal haklarının saklı kaldığına dair şerh düşmek suretiyle belgeyi imzaladığı, davalı taraf Ocak ayı ücretin iadesi gerektiğinden takas ve mahsubunu talep etmiş ise de esasa cevap süresi içerisinde ileri sürülmeyen bu talebin davacı vekilince iddianın genişletilmesine muvafakat edilmemesi nedeniyle dikkate alınmadığı, davalı tarafından yapılan ödeme nedeniyle davacının fark kıdem ve ihbar tazminatı ile izin ücreti alacağı olmadığı, ikramiye ile fazla çalışma ve %5 fazlalık alacakları yönünden 16.11.2018 tarihli zamanaşımı def'i de dikkate alınarak hesap yapıldığı anlaşılan bilirkişi ek raporunda yapılan hesaba göre ve 17.09.2018 harç tarihli ıslah dilekçesi ile artırılan rakamlar dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerektiği, 5953 sayılı Basın ... Kanunu'nun (5953 sayılı Kanun) 14 üncü maddesi gereğince her hizmet yılı sonunda işverenin sağladığı kârın emeklerine düşen nispi karşılığı olarak asgari birer aylık ücret tutarında ikramiye ödenmesi gerektiği, ... sözleşmesinde ikramiye hakkından feragat edilmiş olmasının, kanunun açık hükmünün yanı sıra henüz doğmayan bir haktan feragat edilmesi mümkün olmadığından geçerli kabul edilemeyeceği, bilirkişi raporunda davalı Şirketin 2014 - 2016 yıllarında kâr ettiği belirlendiğinden davacının ikramiye alacağı bulunduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece %5 fazlalık alacağı için zamanaşımı süresinin 5 yıl olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, bu alacağın hukuki niteliği itibarıyla ücret olmadığını; ayrıca faiz gibi ücretin fer’î niteliğinde de olmadığını, bilirkişi raporunda davacının fazla çalışma alacağının hesaplanmasında davacı tanıklarından İ.S’in davalı aleyhine davası olması sebebiyle çalışma saatleri bakımından beyanlarına itibar edilmediğinin belirtildiğini, bu tanığın beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerekmekle birlikte tamamen yok sayılması mümkün olmayıp beyanları yan delillerle desteklendiği takdirde dikkate alınması gerektiğini, fazla çalışma ücretinin dönem itibarı ile tefrik edilmesi doğru olmadığı gibi fazla çalışma ücreti alacağının zamanaşımına uğramadığı kanaatinde olduklarını, davanın tarafları arasındaki sözleşmenin 10 uncu maddesinde davacının kıdem başlangıcının 10.....2013 olduğu yazılı ise de davacının davalı Şirkette 10.08.2012 tarihinden itibaren sözleşmesiz olarak çalıştırıldığı da göz önünde tutulursa muzayaka altında imzalanmış olması nedeniyle bu tarihin geçerli kabul edilemeyeceğini, bu bakımdan kıdem tazminatının kök rapordaki (2) numaralı seçenekte yapılan hesaplama üzerinden kabul edilmesi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemenin davacının ... sözleşmesinin 10.....2013 tarihinden önceki dönem için fazla çalışma alacağı ve %5 fazla çalışma gecikme alacağı talebinin kabulüne itiraz ettiklerini, zira bu döneme ilişkin davacının fazla çalışma yaptığını kanıtlar bir delil bulunmadığını, davacı tanıklarından yalnızca İ.S'nin yanlı beyanlarında davacının fazla çalışma yaptığına dair afaki beyanı bulunduğunu, diğer hiçbir tanığın beyanlarında bu sonuca ulaşılamadığını, dolayısıyla bilirkişi raporunda bu hususun gözden kaçırıldığını, İ.S'nin beyanlarının dikkate alınmadığı belirtilmesine rağmen, beyanlarının dikkate alındığını, diğer davacı tanığı dâhil diğer tanıkların beyanlarının göz ardı edilmiş olduğunu, davacının fazla çalışması bulunmadığından %5 gecikme tazminatı hesaplamasına da itiraz ettiklerini, ikramiye talebi yönünden müvekkili Şirket ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi talebinin kabul görmediğini, her ne kadar davacı dava dilekçesinde 5953 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinin dördüncü fıkrası gereğince kendisine ikramiye ödenmediğini iddia etmekte ise de taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 3 üncü maddesinde davacının, her ne sebeple olursa olsun kararlaştırılmış aylık ücretinden başka bir ücret talep etme hakkından açıkça feragat etmiş olduğunu, bu bağlamda davacının ayrıca ikramiye talep etme hakkı bulunmadığını, hâl böyle iken Mahkemenin ikramiye alacağı talebinin kabulüne karar vermesinin hukuka aykırılık teşkil edeceğini, cevap dilekçesinde takas mahsup talebinde bulunulduğu hâlde Mahkemenin süresinde bu talebin ileri sürülmediği yönündeki tespitinin hatalı olduğunu, takas mahsup talebinin cevap dilekçesinde net bir şekilde belirtildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 19.11.2019 tarih ve 30953 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile fazla çalışma alacağın %5 fazlalığının dayanağı olan normun iptal edilmiş olduğu, bu nedenle bu talebin reddi gerektiği, tanık İ.S'nin beyanı incelendiğinde, bu tanığın beyanında yer alan çalışma saatlerinin diğer tanıklarca doğrulanmadığı, buna göre davalıya karşı davası olması nedeniyle itibar edilmemesinin yerinde olduğu, ayrıca yapılan hesaplamada taraflar arasındaki sözleşme tarihi itibarıyla fazla çalışma ücretinin dönemlere ayrılarak hesaplanmasının da dosya kapsamına uygun olduğu, davacının davasını kısmi alacak davası olarak açması nedeniyle, ıslaha karşı zamanaşımı def'in dikkate alınması ve buna göre karar verilmesinin de yerinde olduğu, davacı tanıklarından yalnızca İ.S'nin beyanı dışında davalı tanıklarının beyanları ile yapılan fazla çalışma hesaplamasının dosya kapsamına uygun olduğu, hizmet süresinin hesabında İlk Derece Mahkemesince dikkate alınan yapılan incelemeye göre dosya kapsamına uygun bulunan ek raporun (1) numaralı seçenekteki hesaplamada Global Şirketinin yaptığı ödemelerin mahsubunun yapılmadığı, davacı tarafça iddia edilen muzayaka hâlinin varlığına ilişkin bir delil sunulmadığı ve sözleşmenin imzalanması sırasında irade fesadına uğratılma hâlinin davacı tarafça usulünce ispatlanamadığı, ikramiye alacağının oluşup oluşmadığı yönünden davalı tarafça dosyaya sunulan işyeri kayıtlarına göre hesaplama yapıldığı; davalı vekili süresinde verdiği cevap dilekçesindeki talebi ile davacının dava tarihi itibari ile Ocak 2017 ücreti olarak 02.01.2017 tarihinde ödenen 3.808,53TL alacakları bulunduğunu belirtilerek bunun mahsubunu talep etmiş olup bu ödemeye ilişkin İlk Derece Mahkemesince herhangi bir karar verilmediği, davalının davacıya peşin olarak ödediği ücret alacağının mahsubu yoluna gidilmesi gerektiği, buna göre mahsup işleminin 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 86 ncı maddesine göre yapılması gerektiği, bu nedenle mahsup işleminin davacının fazla çalışma ve ikramiye alacakları çalışılan ayı takip eden aybaşında muaccel hâle geldiğinden muacceliyet sırasına göre bu iki alacaktan orantılanmak suretiyle gerçekleştirildiği gerekçeleri ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve katılma yoluyla davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili, temyiz dilekçesinde açık bir temyiz nedeni ileri sürmemiş, gerek İlk Derece Mahkemesi gerekse de Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı vekili; davacının fazla çalışma alacağının ve ikramiye alacağının bulunmadığını, davacı tanığı İ.S'nin beyanlarının dikkate alınmasının hatalı olduğunu, diğer tanık beyanları dikkate alındığında davacının fazla çalışma alacağının bulunmadığının anlaşıldığını belirterek ile katılma yoluyla temyiz isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet süresinin tespiti ile davacının farkı kıdem ve ihbar tazminatları ile izin alacağının bulunup bulunmadığı, fazla çalışma ile ikramiye alacaklarının ispatı ve hesaplanması ile fazla çalışma %5 fazlalığına hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 5993 sayılı Kanun'un ilgili maddeleri, 4857 sayılı ... Kanunu'nun ilgili maddeleri,
2. 19.11.2019 tarih ve 30953 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin iptal kararı.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekilince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.