Logo

9. Hukuk Dairesi2023/2420 E. 2023/2869 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin, davalı kurum ile çalıştığı alt işveren arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu iddia ederek, asıl işveren olan davalı kuruma karşı; toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacakları ile diğer işçilik alacaklarının tahsili isteminden kaynaklanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının sendika üyeliğinin davalı kuruma bildirilmediği ve bu nedenle toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağı, ancak kısmen kabul kararı verilen davada arabuluculuk giderinin tarafların haklılık oranına göre paylaştırılması gerekirken tamamının davalıdan tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3222 E., 2022/2927 K.

İHBAR OLUNAN : ... Elektrik Madencilik Turizm Sanayi ve Ticaret AŞ vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 24.03.2020

KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... ... Mahkemesi

SAYISI : 2022/285 E., 2022/420 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının ... Kömür İşletmeleri Genel Müdürlüğüne bağlı linyit kömür üretiminde faaliyet gösteren ... Elektrik Madencilik Turizm Sanayi ve Ticaret AŞ'nin (... AŞ) çalışanı olduğunu, en başından beri davalının asıl işçisi olmasına rağmen muvazaalı olarak alt işveren işçisiymiş gibi gösterilerek haklarının kısıtlandığını, toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlanması gerektiğini ileri sürerek ilave tediye ücreti ile toplu ... sözleşmesinden kaynaklı fark ücret, yeraltı tazminatı, ikramiye, yemek iaşe bedeli, koruyucu malzeme dikim bedeli, sabun ve aydınlatma, yakacak, sosyal yardım, vardiya tazminatı zammı, denge ödeneği alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ve husumet itirazında bulunduklarını, davanın ihbarı taleplerinin olduğunu, müvekkilinin işi anahtar teslim ... olarak verdiğini, ihale makamı olan Kurumun herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, çalışanların emir ve talimatları ihaleyi alan firmadan aldıklarını, davacının Kurum işçisi olmadığını ve Kurumun tarafı olduğu toplu ... sözleşmesinden yararlanmak istediğine dair bir talebi bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. İhbar olunan ... AŞ vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını müvekkilinin İdare tarafından açılan ihaleleri kazanarak kömür üretim işi yaptığını, davalı ile müvekkili Şirket arasındaki ilişkinin ihale usulü ile hizmet alımı işi olduğunu ve muvazaanın söz konusu olmadığını, davacının müvekkili Şirket çalışanı olduğunu, davacının Sendika ile müvekkili arasında imzalanmış olan toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yaralandığını ve herhangi bir hak kaybının söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının ihbar olunan Şirkette çalıştığı ve Maden- ... Sendikasına üye olduğu, davalı Kurum ile ihbar olunan arasında muvazaa ilişkisinin sabit olduğu, davalı Kuruma yazılan müzekkere cevabına göre davacının sendika üyeliğinin davalı Kuruma bildirilmediği, Maden–... Sendikasına yazılan müzekkere cevabına göre ise işçinin sendika üyeliğinin asıl işverene bildirilmediği, müzekkere cevapları doğrultusunda sendika üyeliğinin davalı Kuruma bildirilmediği anlaşıldığından davacının toplu ... sözleşmesinden doğan alacak taleplerinin reddi gerektiği; ancak davacının 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun (6772 sayılı Kanun) gereği ilave tediye alacağına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret alacaklarının hüküm altına alınması gerektiğini, toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlanmak için imza tarihinde işyerinde örgütlü sendikaya üye olmanın yeterli olduğunu, sendika üyeliğinin işverene bildirimi yükümlülüğünün toplu ... sözleşmesi imzalandığı tarihte sendika üyesi olmayan ve sonradan üye olan işçiler için geçerli olduğunu, müvekkilinin dava konusu ettiği dönemin tamamında işyerinde örgütlü Sendikaya dayanışma aidatı ödediğini, müvekkili ile birlikte çalışan arkadaşlarının önemli bir bölümünün toplu ... sözleşmesi farkları da dâhil yasal haklarına kavuştuğunu, toplu ... sözleşmesi farkları dışında dava konusu ettikleri ilave tediye ile sair alacaklarının da hüküm altına alınması gerektiğini, davacının toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlandırılmamasının hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerine aykırı düşeceğini, vekâlet ücretinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; zamanaşımı ve davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasına karşı itirazlarını yinelediklerini, davacının açtığı bu davanın usul ve yasaya aykırı olup reddi gerektiğini, işverenin asıl işverene göre gerek kullanılan teknoloji gerekse araç ve gereçler bakımından daha üstün olması gerektiğinin söylenemeyeceğini, bu nedenle muvazaa tespitini kabul etmediklerini, davacının ilave tediye ücretine hak kazanamadığını, hesabın da hatalı olduğunu, brüt ücret üzerinden karar verilmesinin doğru olmadığını, faiz talebi ile faiz başlangıç tarihleri ve faiz türlerinin hukuka aykırı olduğunu, harç, yargılama giderleri, arabuluculuk ücreti ve vekâlet ücretinde aleyhe olan hususları kabul etmediklerini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamına göre davalı Kurumun hizmetin yürürtülmesine ilişkin teknolojik imkânları, araç, gereç ve ekipmanları itibarıyla ihbar olunan Şirketten daha üstün durumda olduğu, asıl işin alt işverene verilebilmesinin en önemli şartının verilen işin, işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerden olması şeklinde belirlenebileceği ancak davalı ve ihbar olunan Şirket arasında kanuna uygun bir asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmadığından davacının başlangıçtan itibaren davalının işçisi olarak kabul edilmesinin doğru olduğu, dosya kapsamına göre davacının sendika üyeliğinin Kuruma bildirilmediği, bu nedenle davacının toplu ... sözleşmesinden yararlanmasının mümkün olmadığı gerekçeleriyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerin yanı sıra 6100 sayılı Kanun'un 107 nci madde hükmüne aykırı şekilde talepleri tam ve kesin olarak belirlenmeden talep artırım dilekçesi verilmesi için kesin süre verildiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı, muvazaalı olduğu durumda sendika üyeliğinin asıl işverene bildirilmemesi hâlinde asıl işverenin tarafı olduğu toplu ... sözleşmesinden yararlanılıp yararlanılamayacağı ve bu bağlamda davacının ücretinin tespiti ile toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığı, dava türü, zamanaşımı, faiz, yargılama gideri ve vekâlet ücreti noktalarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 107, 320 ve 326 ncı maddeleri ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun 2 nci maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi, 6772 sayılı Kanun'un 1 ve 4 üncü maddeleri, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi.

3. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun (6325 sayılı Kanun) "Dava şartı olarak arabuluculuk" kenar başlıklı 18/A maddesinin on bir ila on dördüncü fıkraları şöyledir:

“(11) Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.

(12) Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci Kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz.

(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.

(14) Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.”

4. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 15.09.2021 tarihli ve 2021/7688 Esas, 2021/11983 Karar sayılı; 23.02.2022 tarihli ve 2022/1773 Esas, 2022/2225 Karar sayılı ilâmları.

5. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 10.11.2016 tarihli ve 2016/26170 Esas, 2016/25527 Karar sayılı ilâmı.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. İlk Derece Mahkemesi kararında, dava şartı olan arabuluculuk gideri bakımından hatalı şekilde hüküm kurulduğu saptanmıştır. Somut uyuşmazlıkta, tarafların dava şartı olan arabuluculuk kapsamında arabuluculuk faaliyetinde bulundukları, davalı tarafın sürece katıldığı ve sürecin sonunda anlaşamadıkları görülmektedir. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda arabuluculuk giderinin tamamının davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de ilâmın İlgili Hukuk kısmının (3) numaralı paragrafında yer verilen 6325 sayılı Kanun'un 18/A maddesinin on bir ila on dördüncü fıkraları uyarınca, arabuluculuk gideri yargılama gideri olup anlaşmaya varılamaması hâlinde ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanmaktadır. 6100 sayılı Kanun’un "Yargılama giderlerinden sorumluluk" kenar başlıklı 326 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. Yapılan açıklamalar doğrultusunda kısmen kabul kararı verilen eldeki davada, arabuluculuk giderinin tarafların haklılık durumuna göre paylaştırılması yerine tamamının davalıdan tahsiline karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1.Davacı tarafın tüm, davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine "7036 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesinin on dördüncü fıkrası gereğince Hazine tarafından arabuluculuk gideri olarak sarfedildiği anlaşılan 680,00 TL'nin kabul ve ret oranına göre hesaplanan 241,40 TL'sinin davalıdan, 438,60 TL'sinin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına” ibaresinin (4) numaralı bent olarak yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalı tarafa iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.