"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (...) Mahkemesi
SAYISI : 2019/40 E., 2022/145 K.
DAVA TARİHİ : 07.02.2013
KARAR : Asıl ve birleşen davaların kısmen kabulü
TEMYİZ EDENLER : Davacı vekili ve davalı ... Madencilik San. ve Tic. AŞ
BİRLEŞEN DAVA
MAHKEMESİ : Yahyalı Asliye Hukuk (...) Mahkemesi
SAYISI : 2013/130 E., 2013/164 K.
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı ... davalı ... Madencilik Sanayi ve Ticaret AŞ (... Şirketi ) vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 427 ve 432 nci maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar 3.160,09 TL olup Mahkemenin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 5.810,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili asıl ve birleşen davaya cevap dilekçesinde; müvekkilinin davalı işverene ait demir madeni işletmesinde yeraltında çok ağır ... şartları ve hiçbir güvenlik önlemi alınmaksızın çalıştığını, işyerinin yerleşim birimi dışında olduğunu ve toplu taşıma aracının geçmediğini, bu nedenle işyeri servisi ile sabah 05.00'de işyerine gitmek için yola çıktığını, akşam ise 18.30'da servisten indiğini, 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 66 ncı maddesinin (f) bendine göre işçi servisinde geçen sürelerin de işçinin çalışma sürelerinden sayılacağı için günlük çalışmasının 13 saate yaklaştığını ancak müvekkiline fazla çalışmalarından dolayı fazla çalışma ücretinin, hak ettiği son ücretinin, resmî tatillerdeki çalışma ücretlerinin ve hafta tatili ücretlerinin de ödenmediğini, müvekkilinin resmî bayramların tamamında, dinî bayramlarda ise Ramazan Bayramında bir gün, Kurban Bayramında iki gün çalıştığını ancak bu çalışmalarına ilişkin de ücretlerinin ödenmediğini belirterek fazla çalışma, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil, ücret alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; ... sözleşmesinin haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... Şirketi vekili cevap dilekçesinde; davacı ile müvekkili Şirket arasında herhangi bir hukuki ilişki ve ... sözleşmesinin olmadığını, bu nedenle davacı hakkında bilgi ve belge bulunmadığını, davacının ... sözleşmesini çalıştığı şirket olan ... İnşaat San. ve Madencilik Tic. Ltd. Şti'nin (... Şirketi) feshettiğini, davacı dâhil diğer işçilerin alımı, çalıştırılması ve işten çıkarılma süreçlerinin davalı şirket tarafından yürütüldüğünü, davalı Şirketin sunmuş olduğu bordrolar ve diğer belgelerden de anlaşılacağı üzere çalıştırdığı işçilerin tüm yasal haklarını ödediğini ve davacı dâhil diğer tüm işçilerin hiçbir alacağının kalmadığını, bu nedenle müvekkili şirketin davacıya karşı herhangi bir ücret, tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ... Şirketi vekili, demir madeni işletmesinde cevherin çıkartılmasının mevsim koşullarına bağlı olduğunu, cevherin çıkartılması, kırıcıda kırılması ve ayıklanmasının kış aylarında mümkün olmadığından ... sözleşmesinin bu dönemde askıda kaldığını, kış şartları sona erdiğinde işçilerin madende yeniden çalışmaya başladığını, davacının ücretinin bordrosunda gösterildiğini, kayıtların dışında olan ücret iddiasının gerçek olmadığını, işletmede fazla çalışma yapan işçiye fazla çalışmasının karşılığı olan ücretinin ödendiğini ve bordrolarda açıkça belirtildiğini, hafta sonu tatili, genel tatil ve ... bayramlarda çalışma yapıldığını ve ücretinin ödendiğini, dinî bayramlarda çalışma yapılmadığını, yalnızca 2012 yılında bir defaya mahsus Kurban bayramında 2 gün çalışma yapıldığını ve karşılığının ödendiğini, madende çalışmanın iki vardiya şeklinde yapıldığını, sahada esnek çalışma yapıldığını savunarak asıl davanın ve birleşen davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 07.11.2014 tarihli ve 2013/35 Esas, 2014/321 Karar sayılı kararı ile davanın belirsiz alacak davası olduğu, bu nedenle davacı tarafın davayı ıslah etmesine gerek olmadığını, harcı tamamlayarak miktarı artırmasının yeterli olduğu, davanın ıslah edilmesinden sonra yapılan zamanaşımı def'inin hukuken geçerli bir itiraz olmadığı, Mahkemenin takdir yetkisini kullanarak yaptığı hesaplamaların takdir yetkisi içinde kaldığının kabulü gerektiği, işçilerin ücret alacaklarının davanın açılmasından sonra ödendiği gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 07.07.2015 tarihli ve 2015/13256 Esas, 2015/23390 Karar sayılı kararıyla dava dilekçesinde talep edilen alacaklar yönünden gösterilen asgari miktarın alacağın bir bölümü olduğu anlaşılmakta ise de, belirsiz alacak davası mı yoksa belirli alacak davası olmakla birlikte kısmi dava mı açıldığı hususunda herhangi bir açıklama yapılmadığı, bu nedenle davacı tarafa bir haftalık kesin süre verilerek, dava konusu edilen her bir alacak yönünden talebinin belirsiz alacak davası mı, yoksa kısmi dava mı olduğunun belirtilmesinin istenilmesi ve neticeye göre yapılacak değerlendirmeyle sonuca gidilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 22.01.2018 tarihli ve 2015/303 Esas, 2018/30 Karar sayılı kararı ile davacının ... sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiği, davalı Şirketler arasında asıl alt işveren ilişkisi bulunduğu bu nedenle alacaklardan müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davacı ... tanıkların ayda dört gün hafta tatili izni kullanıldığının beyan etmeleri nedeniyle bilirkişinin hafta tatiline ilişkin hesaplama yapmamasının yerinde olduğu, davacının Mart 2012'ye kadar haftalık 18 saat, Mart 2012'den itibaren haftalık 3 saat üzerinden fazla çalışma yaptığı gerekçe gösterilerek asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ile davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 27.11.2018 tarihli ve 2018/15130 Esas, 2018/25548 Karar sayılı kararıyla; davacı vekilinin tüm, davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddiyle tespit edilecek aylık net ücretin brüt tutarının belirlenmesinde, davacı işçinin yeraltı çalışanı mı ya da yer üstü çalışanı mı olduğu hususunun aydınlığa kavuşturulması gerektiği, davacı işçinin ... sözleşmesini haklı sebep iddiasıyla feshettiğine ilişkin ihtarname bulunduğu bu ihtarnamenin dikkate alınmamasının hatalı olduğu, bu nedenle davacı işçinin ... sözleşmesini fesihte haklı olup olmadığının değerlendirilmesi ve neticeye göre davacının kıdem tazminatı alacağına hak kazanıp kazanmadığı bakımından bir karar verilmesi gerektiği, ihbar tazminatı alacağı talebinin reddedilmesi gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 13.04.2022 tarihli ve 2019/40 Esas, 2022/145 Karar sayılı kararı ile ihtarname ve dinlenen tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde davacının ara vermeden sonra işe yeniden çağrılmaması nedeniyle sözleşmenin haklı nedenle feshi söz konusu olduğu, davalı Şirkete müzekkere yazılarak davacının yeraltı çalışanı mı, yerüstü çalışanı mı olduğunun sorulduğunu, gelen müzekkere cevapları doğrultusunda bilirkişi raporu alındığını, davacının kıdem tazminatının yeniden hesaplandığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... davalı ... Şirketi vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; bilirkişi raporunda imzasız ücret bordrolarının dikkate alındığını ve mahsup yapıldığını, dava dosyasında dinlenilen tanıkların ve davacıların beyanları ile dilekçelerde belirtildiği üzere imzasız ücret bordrolarında tahakkuk edilen ödemelerin yapılmadığını, yine hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının yeraltı çalışanı olması nedeniyle 1,5 değil 2 çarpanı kullanıldığını, davalı itirazı üzerine ek rapor alınmadan Mahkeme hâkimince hesaplama yapıldığını, yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, davacının usuli kazanılmış haklarının dikkate alınmadığını, yargılama giderinin hatalı hesaplandığını belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, fesih ve fazla çalışma alacağının hesaplanmasına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4857 sayılı Kanun'un 17, 41 ve 120 nci maddeleri ile Mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, özellikle temyiz sebeplerine göre kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Yukarıda açıklanan sebeplerle;
A. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı ... Şirketi vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
B. Davacı Temyizi Yönünden
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davacı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.