"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 25.02.2019 tarihli ve 2017/504 Esas, 2019/203 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrası İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ihale ... firma nezdinde davalı işyerinde loder operatörü olarak çalıştığını, ancak davalının asıl işçisi olduğunu, davalının kadrolu personeli ile birlikte çalıştığını, ... ve talimatları davalının yetkililerinden aldığını ileri sürerek müvekkilinin ilk işe girdiği tarihten itibaren davalının işçisi olduğunun tespitine ve işyerinde uygulanan ilgili toplu iş sözleşmesinden yararlandırılarak bu nedenle ... fark ücret ve fark ilave tediye ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ihale ... firmanın çalışanı olduğunu, alt işveren eliyle yapılan işin asıl iş olmayıp üretimle ilişkisi olmayan yardımcı işler kapsamında olduğunu, alt işveren işçilerinin yönetim hakkının doğrudan alt işverene ait olduğunu, davacı ve diğer yüklenici firma işçileri üzerinde yönetim hakkının kullanılmasının söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının yaptığı işin asıl işin bir bölümü olduğu, bu sebeple davalı ile dava dışı alt işveren şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu, davacının ... itibaren davalının işçisi sayılarak ilave tediye alacağına hak kazandığı ancak davacının sendika üyesi olmaması nedeniyle işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağı ve ücret farkı alacağına hak kazanamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; muvazaa kabul edilmesine rağmen işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinden kaynaklı alacaklara hak kazanmadığına ilişkin İlk Derece Mahkemesi gerekçesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin ...-İş Sendikasına üye olmak için 30.05.2017 tarihinde başvuruda bulunduğunu, ancak ihale ... şirketin işkolunun farklı bildirilmesi nedeniyle başvurusunun reddedildiğini, müvekkilinin elinde olmayan sebeplerle sendika üyesi olmadığı dikkate alındığında ve eşit işe eşit ücret ilkesi uyarınca müvekkilinin ücret farkı alacağının kabulü gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; davacının yaptığı işin yardımcı iş kapsamında olduğunu, kanunen izin verilen bir konuda kurulan asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun kabul edilmesinin hatalı olduğunu ve davacının alacağının bulunmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının değişen alt işverenlerden temin ettiği hizmet alımının muvazaalı olduğunun kabulünde isabetsizlik bulunmadığı; ancak İlk Derece Mahkemesince davacının sendika üyesi olmaması nedeniyle fark ücret alacağı istemi reddedilmiş ise de davacının 01.06.2017 tarihinde Türk ...-İş Sendikasına üye olduğu ve bu tarihten sonra fiilen almakta olduğu ücretin Sendikanın tarafı olduğu toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre hesaplanan ücretten fazla olması nedeniyle ücret fark alacağına hak kazanmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun belirtilen yönden yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı ile dava dışı alt işverenler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığına, buna göre davacının davalı işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı ve talep edilen alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 107 ve 109 uncu maddeleri ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 ... maddeleri.
2. 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları, 27.09.2008 tarihli ve 27010 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi ile 11 ve 12 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer ... sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Somut olayda; davalının değişen alt işverenlerden temin ettiği hizmet alımının muvazaalı olduğu kabul edilmesine rağmen İlk Derece Mahkemesince davacının sendika üyesi olmaması nedeniyle fark ücret alacağı istemi reddedilmiş olup Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan değerlendirmede, davacının 01.06.2017 tarihinde Türk ...-İş Sendikasına üye olduğu ve bu tarihten sonra fiilen almakta olduğu ücretin Sendikanın tarafı olduğu toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre hesaplanan ücretten fazla olması nedeniyle ücret fark alacağına hak kazanamadığı gerekçesiyle ücret fark alacağının reddedildiği anlaşılmaktadır. Davalı ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun kabulünde isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu durumda davacı işçinin asıl işverenin tarafı olduğu toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanabilmesi için sendikaya üyeliğinin davalı asıl işverene bildirilip bildirilmediği araştırılarak bir değerlendirmeye gidilmesi gerekmektedir. Ancak somut uyuşmazlıkta, bu husus araştırılmaksızın davacının sendika üyelik tarihinden itibaren toplu iş sözleşmesinden yararlandığının kabulü ile değerlendirme yapılarak ilgili toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ödenmesi gereken ücretin ödenen ücretten daha yüksek olduğu gerekçesiyle fark ücret alacağının reddine karar verildiği görülmektedir. Halbuki sendika üyeliğinin asıl işverene bildirilmemiş olması hâlinde davacının asıl işverenin tarafı olduğu toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanması mümkün olmayacaktır. Dosyada da üyeliğin asıl işverene bildirildiğine ilişkin herhangi bir belgenin bulunmadığı görülmekle, bu yönde bir araştırma yapılmaksızın toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandığının kabulü ile esasa ilişkin değerlendirmede bulunulmasının hatalı olduğu anlaşılmaktadır. Ancak netice itibarıyla fark ücret alacağının reddedildiği ve temyiz edenin sıfatı da dikkate alındığında bu husus bozma sebebi yapılmamıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle (2) numaralı paragrafta yapılan açıklamaya göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.