Logo

9. Hukuk Dairesi2023/334 E. 2023/2615 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, davalı işveren nezdinde çalıştığı dönemde hangi toplu iş sözleşmesinden yararlanacağı, bu sözleşmeye göre hak kazanıp kazanmadığı alacak kalemlerinin neler olduğu, hesaplama yöntemi, zamanaşımı, faiz oranı ve vekâlet ücretinin belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile davalı arasında alt işverenlik ilişkisi kurulmak suretiyle muvazaalı bir ilişki bulunduğu ve davacının asıl işveren olan ... AŞ işçisi sayılması gerektiği, bu nedenle davacının ... AŞ tarafından yapılan toplu iş sözleşmesinden doğan haklardan yararlanması gerektiği, ancak mahkemece toplu iş sözleşmesinin sona ermesinden sonraki dönem için de aynı toplu iş sözleşmesinin art etkisi ile değil, davalının taraf olduğu toplu iş sözleşmesi ve ücret bordroları esas alınarak hesaplama yapılması ve yasal faiz yerine en yüksek banka işletme kredi faizi uygulanması hatalı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1170 E., 2022/1544 K.

DAVA TARİHİ : 27.02.2017

KARAR : Davalının istinaf başvurusunun esastan reddi, davacının

istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 28. ... Mahkemesi

SAYISI : 2017/100 E., 2020/59 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurunun esastan reddine, davacının istinaf başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.12.2009 tarihinden itibaren davalı işyerinin Çatalca Elektrik Arıza Onarım Bakım Monitörlüğüne bağlı olarak muhtelif alt işverenler nezdinde elektrik teknisyeni olarak çalıştığını, dava dışı alt işverenler ile kurulan ilişkinin muvazaalı olduğunu, bu hususun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ... Teftiş Kurulu raporu ve kesinleşmiş mahkeme kararı ile sabit olduğunu, dava dışı ... Elektrik ve Dağıtım AŞ'nin (...) asıl işveren olduğunu, özelleştirme sonrasında dava dışı ...'ın kamuya ait tüm hisselerinin davalıya devrolduğunu, ...'ın tüzel kişiliğinin devam ettiğini, tüm işçilerin ... sözleşmelerinin davalı Beda Enerji Dağıtım ve Perakende Satış Hizmetleri AŞ'ye (BEDA AŞ) devredildiğini, müvekkilinin ... sözleşmesininde 01.09.2013 tarihinde davalı Şirkete devredildiğini, müvekkilinin özelleştirme öncesine ilişkin hak ve alacakları ile ilgili dava dışı ... aleyhine 08.10.2014 tarihinde ... 15. ... Mahkemesinin 2014/625 Esas sayılı dosyası ile dava açtığını, huzurdaki davanın 31.08.2013 tarihinden sonraki dönem alacakları için açıldığını, davacının 26.01.2012 tarihinde ... Sendikasına üye olduğunu, davacının 17.10.2011 tarihli 14. dönem ve 11.10.2013 tarihli 15. Dönem Toplu ... Sözleşmesi hükümlerinden yararlandırılmadığını, ayrıca özelleştirme nedeniyle devirden sonra da ... sözleşmesi hükmü hâline gelen sendikal hak ve alacaklardan yararlandırılmadığını, müvekkilinin haftanın 7 günü üç vardiya ile çalıştığını, ... bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, müvekkilinin hafta tatili ücretinden ayrı olarak toplu ... sözleşmesi hükümleri gereği cumartesi-pazar günü çalışma ücretlerine de hak kazandığını, fazla çalışma, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil günü çalışma ücretlerinin ödenmediğini, son net ücretinin 2.200,00 TL olduğunu, buna ek olarak toplu ... sözleşmesi ile belirlenen birtakım sosyal haklar ile çalıştığını, davacının çalıştığı süre boyunca yıllık izinlerini kullanmadığını ileri sürerek sosyal yardım, ikramiye, elektrik yardımı alacakları ile ... güçlüğü tazminatı ve vardiya tazminatı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının alacak taleplerinin belirlenebilir olduğunu ve davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağını, hukuki yarar yokluğu nedeni ile davanın reddi gerektiğini, BEDA AŞ’nin kurulmasından önce ...’ın tarafı olduğu toplu ... sözleşmelerinden müvekkili BEDA AŞ'nin sorumlu tutulamayacağını, davalı Şirketin 2013 yılının Mayıs ayında kurulduğunu, davacının dava dışı ... yönünden alınmış olan kararların davalı Şirket için de sonuç doğurması gerektiğine dair taleplerinin kabul edilemeyeceğini, davacının hiçbir dönem ... işçisi olarak çalışmadığını dolayısıyla davalının bu alacaklardan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, devir öncesi ve sonrasında davalı Şirkette başvurusu olan ve dayanışma aidatı ödeyen işçisinin olmadığını, bu nedenle davacının talep ettiği sendikal haklara hak kazanamadığını, muvazaa kabul edilse dahi davacının sendikal haklardan yararlanabilmesi için sendikaya üye olması ve bu üyeliğin işverene bildirilmesi gerektiğini, talep edilen sendikal alacaklardan davacının yararlanamayacağını, davacının faiz taleplerine itirazlarının olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ... 1. ... Mahkemesinin 2011/681 Esas 2013/16 Karar sayılı kararı ile; dava dışı ... ile ...'... hizmet alım ihalesi ile ... üstlenen şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğuna dair tespitte bulunan 10.05.2011 tarihli ... Teftiş Kurulu İnceleme raporuna karşı açılan itiraz ve muvazaalı bir işlem olmadığının tespitine dair davada davanın reddine karar verildiği, buna göre asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığı ve davacının başlangıçtan itibaren dava dışı ... AŞ'nin işçisi sayılması gerektiği, ... Sendikasının yazı cevabında davacının sendika üyeliğinin 07.02.2012 tarihinde işverene bildirildiğinin belirtildiği, muvazaa nedeniyle davacının baştan itibaren dava dışı ... AŞ işçisi sayılmasının sonucu olarak davacıya uygulanan haklar ile ... işçisi olarak çalışanlara uygulanan haklar arasındaki farkı ya da hiç ödenmeyen alacakları talep hakkı bulunduğu, davacının 01.12.2009 tarihinden itibaren davalı BEDA AŞ'de çalıştığı, BEDA AŞ'nin 28.05.2013 tarihinde ...'ın %100 hissesini devraldığı, davacının da ...'ın alt işvereni şirketlerden çıkışı yapılarak davalı BEDA AŞ'de sigortalı gösterildiği, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmeleri Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 38 inci maddesinin birinci fıkrasının "İşletme toplu ... sözleşmesi kapsamında olan ya da toplu ... sözleşmesi bulunan bir işyeri veya işyerinin bir bölümünün devrinde, devralan işverenin aynı işkoluna giren işyeri veya işyerlerinde yürürlükte bir toplu ... sözleşmesi var ise; devralınan işyeri veya işyerlerinde uygulanan toplu ... sözleşmesinden doğan hak ve borçlar, ... sözleşmesi hükmü olarak devam eder. Devralan işverenin işyeri ya da işyerlerinde uygulanan bir toplu ... sözleşmesi yok ise; devralınan işyerinde yürürlükteki toplu ... sözleşmesinden doğan hak ve borçlar, yeni bir toplu ... sözleşmesi yapılıncaya kadar toplu ... sözleşmesi hükmü olarak devam eder" şeklinde ve yine 6356 sayılı Kanun'un 36 ncı maddesinin ikinci fıkrasının "Sona eren toplu ... sözleşmesinin ... sözleşmesine ilişkin hükümleri yenisi yürürlüğe girinceye kadar ... sözleşmesi hükmü olarak devam eder." şeklinde düzenlendiği, dolayısıyla her ne kadar dava dışı ... AŞ ile imzalanan 15. Dönem Toplu ... Sözleşmesinin yürürlük tarihi 01.03.2013-28.02.2015 tarihleri arasında olsa da yeni toplu ... sözleşmesi davalı BEDA AŞ ile Sendika arasında 01.03.2016 tarihinde imzalandığından bu tarihe kadar davacının önceki toplu ... sözleşmesinden kaynaklı alacakları talep hakkının bulunduğu, dinlenen tanık beyanlarından davacının üç vardiya hâlinde çalıştığının anlaşıldığı, davacı sendika üyesi olduğundan yürürlükte bulunan toplu ... sözleşmesinin 95 ve 96 ncı maddeleri gereğince vardiya tazminatı ile sosyal yardım alacağına hak kazandığı, 88 inci maddesi gereğince ikramiye alacağı ve 98 inci maddesi gereği çıplak yevmiyesinin %20'si tutarında ... güçlüğü tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; taraflar lehine takdir edilen vekâlet ücretinin hatalı olduğunu, vekâlet ücretinin 4.322,35 TL olarak hesaplanması gerekirken 3.457,88 TL olarak hesaplandığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davalıya husumet yöneltilmesinin hatalı olduğunu, zamanaşımı def'inin gözetilmediğini, davacının çalıştığı şirketler ile müvekkili BEDA AŞ arasında bir hukuki bağ bulunmadığını, dava dışı ... hakkında verilmiş muvazaa kararını kabul etmemekle beraber İlk Derece Mahkemesinin ...'a yönelik tespit ettiği hususların müvekkili Şirket nezdinde sonuç doğuracak nitelikte karara ulaştırmasının hukuka aykırı olduğunu, muvazaa kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de öncelikle muvazaanın her kişi, olay ve dönem açısından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkili BEDA AŞ'nin taraf olduğu toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlanan davacının, dava dışı ...'ın taraf olduğu toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlanmasının mümkün olmadığını, davacının işvereni BEDA AŞ’de işe başladığı tarihten sonrası için bilirkişi tarafından göz önünde bulundurulması gereken toplu ... sözleşmesinin BEDA AŞ ile ... Sendikası arasında imzalanan 01.07.2013-29.02.2016 tarihleri arasında yürürlükte bulunan toplu ... sözleşmesi olduğunu, davacının 01.09.2013 tarihinden itibaren alacak kalemlerinin 01.09.2013'ten itibaren çalışmaya başladığı şirket olan BEDA AŞ'nin taraf olduğu toplu ... sözleşmesi hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 01.03.2015 tarihi ile dava tarihi arasındaki dönemde dava dışı Şirket ... ile ... Sendikası arasında imzalanan 01.03.2013-28.02.2015 tarihli toplu ... sözleşmesinin art etkisi olduğu gerekçesiyle hesaplama yapıldığını, bu durumun hukuka aykırı olduğunu, yetkili sendika ile müvekkili Şirket arasında imzalanan 1. Dönem Toplu ... Sözleşmesi yok sayılarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte toplu ... sözleşmesinin yürürlük tarihinden sonraki dönem için alacağa hükmedilecek ise yasal faiz işletilmesi gerektiğini, ıslah dilekçesine ve bilirkişi raporuna karşı itirazları dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, husumetli tanık beyanlarına göre üçlü vardiya düzeninde çalışıldığının kabulü ile yapılan hesaplamaların kabulünün hatalı olduğunu, davacının son brüt ücreti dosya kapsamına sunulan bordrolarda belirtilen ücret olup aleyhe belirlenen ücrete ilişkin hesaplamaları kabul etmediklerini, davanın tümden reddi gerektiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 2012 yılının Ocak ayında yetkili sendika olan ... Sendikasına üye olduğu, sendika tarafından bu üyeliğin davalı işverenliğin devraldığı dava dışı ...’a 07.02.2012 tarihinde bildirildiği, dolayısıyla davacının bu tarihten itibaren toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlanmasının mümkün olduğu, dava konusu toplu ... sözleşmelerinin 01.03.2011-28.02.2013 yürürlük tarihli 14. Dönem ve 01.03.2013-28.02.2015 yürürlük tarihli 15. Dönem Toplu ... Sözleşmeleri olduğu, talep döneminin 31.08.2013 tarihinden sonrası olduğu, bu nedenle uyuşmazlığın 15. Dönem Toplu ... Sözleşmesi ile ilgili olduğu, davacı işçi 11.10.2013 tarihli 15. Dönem Toplu ... Sözleşmesi imzalandığında sendikaya üye olduğundan toplu ... sözleşmesine bağlı talepleri bakımından 01.03.2013 tarihinden itibaren söz konusu toplu ... sözleşmesinden yararlanabileceği, davacının muvazaalı olarak dava dışı ... AŞ bünyesinde toplu ... sözleşmesinden yararlanma hakkı olmasına rağmen yararlandırılmadığı dönemde asıl işveren sıfatını alan davalı işverene geçişinin yapıldığı, bu nedenle davacının toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlanmaya devam edeceği, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamaların dosya kapsamına uygun olduğu, İlk Derece Mahkemesinin kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, bu nedenle davalının istinaf sebeplerinin yerinde görülmediği, davacı vekili lehine takdir edilen vekâlet ücreti açısından ise karar tarihi itibarıyla yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına 4.322,35 TL vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin yerinde görüldüğü gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması isteminde bulunmuştur.

2. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf talepleri doğrultusunda İlk Derece Mahkemesi kaldırılarak yeniden kurulan hükümde davacı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı belirlendiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacının uyuşmazlık konusu dönemde yararlanması gereken toplu ... sözleşmesinin tespiti, toplu ... sözleşmesinin art etkisi, yıllık izin ücreti, sosyal yardım, ikramiye, elektrik yardımı, ... güçlüğü tazminatı ve vardiya tazminatı alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı, alacakların hesap yöntemi, zamanaşımına def'i, faiz türü ve vekâlet ücreti hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinin yedinci fıkrası, 6356 sayılı Kanun'un 36 ncı maddesinin ikinci fıkrası ve 38 inci maddesinin birinci fıkrası, 39 uncu maddesi, 53 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 2822 sayılı Toplu ... Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu'nun 61 inci maddesinin birinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi ile karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin ilgili hükümleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut uyuşmazlıkta; dava dışı ... ile alt işverenler arasında 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrasına aykırı olacak şekilde muvazaalı ilişki bulunduğundan davacının baştan itibaren ve hisse devrinden sonraki dönem de dâhil olmak üzere dava dışı ... işçisi olduğunun kabulü yerindedir. Dava konusu dönem 01.09.2013 tarihi ve sonrasına ilişkindir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının Ocak 2012 tarihinde yetkili sendika olan ... Sendikasına üye olduğu, sendika tarafından bu üyeliğinin davalı işverenliğin devir aldığı ...'a 07.02.2012 tarihinde bildirildiği, dolayısıyla davacının bu tarihten itibaren toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlanmasının mümkün olduğu kabul edilmiştir. Buna göre raporda, dava konusu toplu ... sözleşmelerinin 17.10.2011 imza, 01.03.2011-28.02.2013 yürürlük tarihli 14. Dönem ve 11.10.2013 imza, 01.03.2013-28.02.2015 yürürlük tarihli 15. Dönem Toplu ... Sözleşmeleri olduğu, ancak davacının bu davanın 31.08.2013 tarihinden sonraki dönem için açıldığını beyan etmesi nedeniyle 15. Dönem Toplu ... Sözleşmesi ile ilgili uyuşmazlık olduğu tespit edilerek, davacının 11.10.2013 tarihinde imzalanan 15. Dönem Toplu ... Sözleşmesi imzalandığında sendikaya üye olduğu ve başından itibaren söz konusu sözleşmeden yararlanacağı, toplu ... sözleşmesine bağlı talepleri bakımından 01.03.2013 tarihinden itibaren söz konusu toplu ... sözleşmesinden yararlanacağı kabulüyle hesap yapılmıştır.

3. Ancak, dava dışı ... ile alt işverenler arasında 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrasına aykırı olacak şekilde muvazaalı ilişki bulunduğu tespit edildiğine göre davacı bu tespitten sonraki dönemde artık ... işçisi sayılacağından, BEDA AŞ'nin yaptığı toplu ... sözleşmesinden yararlanamayacaktır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda 01.03.2015 tarihinden sonraki dönem bakımından ücret hesap pusulalarında belirtilen ücretin esas alındığı ifade edilmiştir. ...'ın taraf olduğu 01.03.2013-28.02.2015 yürürlük süreli toplu ... sözleşmesindeki ücret zamları uygulanmak suretiyle davacının toplu ... sözleşmesinin bitim tarihindeki en son ücreti 1.975,29 TL olarak belirlenmiş iken 01.03.2015 tarihinden itibaren ücret miktarı, işverenin de savunmasında dayandığı ücret hesap pusulalarına göre 2.109,00 TL olarak kabul edilmiştir. Buna göre davacının toplu ... sözleşmesinin art etkisinden yararlandığı dönemdeki alacaklarının bu ücret miktarı esas alınarak hesaplandığı anlaşılmaktadır. Oysa davalı işveren, davacının BEDA AŞ'nin taraf olduğu toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlandırıldığını savunmuştur.

4. Tüm dosya kapsamı ve işverenin savunması birlikte değerlendirildiğinde; davacının ... işçisi olarak sadece ...'ın taraf olduğu toplu ... sözleşmesinden yararlanması ve talep edilen alacakların da salt bu toplu ... sözleşmesi hükümlerine göre hesaplanması gerektiği kabul edilmeli; varsa BEDA AŞ'nin taraf olduğu toplu ... sözleşmesine göre yapılan ödemeler hesaplanan alacaklardan mahsup edilmelidir.

5. Davacının hesaplamalara esas alınacak ücretinin ve ücrete bağlı diğer haklarının ...'ın taraf olduğu toplu ... sözleşmesine göre belirlenmesi gerektiği açık olmakla, 29.02.2016 tarihine kadar yapılan hesaplamalarda 01.03.2015 sonrası dönem için yevmiye tespitinin de ...'ın taraf olduğu toplu ... sözleşmesi ve bu sözleşmenin art etkisine göre yapılması gerektiği gözden kaçırılmamalıdır.

6. Yukarıdaki bozma gerekçeleri doğrultusunda yapılacak değerlendirme ve hesaplamalar sırasında bozma ile oluşan usuli kazanılmış haklar dikkate alınmalıdır.

7. Dava dışı ... ile alt işverenler arasında 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrasına aykırı olacak şekilde muvazaalı ilişki bulunduğundan davacının baştan itibaren ve hisse devrinden sonraki dönem de dahil olmak üzere dava dışı ... AŞ işçisi olduğunun kabulü yerindedir. Ancak Dairemiz uygulamasına göre 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrasına aykırı olarak kurulan ilişki nedeniyle davacının alacaklarından kanuna aykırı olarak kurulan ilişkinin tarafları müteselsilen sorumlu olduklarından dava dışı ...'ın taraf olduğu toplu ... sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren gerçekleşen alacaklardan davalı BEDA AŞ'nin sorumlu tutulması isabetli ise de dava konusu alacakların dava dışı ...'ın taraf olduğu 15. Dönem Toplu ... Sözleşmesinin bitim tarihi olan 28.02.2015 tarihinden sonra 01.03.2016 tarihine kadar hesaplanan kısmı toplu ... sözleşmesinden değil sona eren toplu ... sözleşmesinin art etkisinden kaynaklandığından bu döneme dair hesaplanan alacak tutarlarına yasal faiz işletilmesi gerekirken alacak kalemlerinin tamamına en yüksek banka işletme kredi faizi işletilmesi de isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

20.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.