"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2332 E., 2022/2637 K.
DAVA TARİHİ : 04.02.2019
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. ... Mahkemesi
SAYISI : 2019/274 E., 2021/309 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve davalı tarafça temyize konu edilen toplam miktar 29.959,41 TL olup dava tarihi itibarıyla ... sözleşmesinin sona ermiş olduğu da dikkate alınarak bu miktarın Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihindeki kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde, alt işveren Şirketler nezdinde 01.01.2007-11.04.2018 tarihleri arasında temizlik işçisi olarak çalıştığını, davalı ... ve alt işveren Şirketler arasındaki ilişkinin muvazaaya dayalı olduğunu ve geçerli olarak kurulmadığı için davacının davalı Belediyenin işçisi sayılması gerektiğini, davacının sendika üyesi olduğunu, ücretinin sendikalı işçilerin seviyesine getirilip Belediyenin tarafı olduğu toplu ... sözleşmelerinden yararlandırılması gerektiğini, ... sözleşmesinin emekliliğe hak kazanması nedeniyle son bulduğunu, davacıya bir kısım tazminat ödemelerinin yapıldığını, fazla çalışma yapmasına rağmen karşılığının ödenmediğini ileri sürerek fark kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma, hafta tatili ücreti, ... bayram ve genel tatil, ilave tediye, ücret alacağı ile ücret farkı alacağı ve aile yardımı, çocuk yardımı, yemek yardımı, yol yardımı, giyim yardımı, yakacak yardımı, pazar çalışması, ek gıda yardımı, ikramiye alacağı, temizlik yardımı, bilet yardımı ve vergi indirmi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davacının Belediyeden hizmet alım işi üstlenen firmalarda işçi olarak çalıştığını, dolayısıyla ihbar olunan şirketler işçisi olduğunu, muvazaa iddiasının gerçeği yansıtmadığını, kıdem tazminatı yönünden davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının bu şirketlerden sorulması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun (5393 sayılı Kanun) 67 nci maddesinde ... bahçe işleri, temizlik işleri, sayaç okuma ve sökme takma işleri, bakım onarım işlerinin Belediyenin asıl işinin bir parçası olmasına rağmen alt işverene verilebileceğinin öngörüldüğü, bu durumda Belediye ile ... alan şirketler arasında usulüne uygun olarak asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulabileceği, somut olayda davacının davalı Belediyede alt işverenler bünyesinde temizlik işçisi olarak çalıştığı, çalışmasının hizmet alım sözleşmelerine uygun olduğu, davalı ... ile dava dışı şirketler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin 4857 sayılı ... Kanunu'na (4857 sayılı Kanun) uygun kurulduğu ve muvazaa bulunmadığı, alt işverenlerle yapılan toplu ... sözleşmelerine göre hesaplamaların yapıldığı, dosya içeriğine göre 116 günlük yıllık izin alacağının ödenmediği, tanık beyanlarına göre davacının fazla çalışma ve ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; müvekkilinin davalı ... bünyesinde kadrolu işçiler ile aynı işi yaptığını, emir ve talimatların Belediye görevlileri tarafından verildiğini, buna göre asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, dolayısıyla müvekkilinin davalı Belediyenin kadrolu işçileri ile aynı haklara sahip olması gerektiğini, ayrıca davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin davacı lehine hükmedilen tutarı geçemeyeceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... vekili; davacı işçinin ihale alan alt işveren şirketler nezdinde çalıştığını, bu hâlde davalı Belediyeye husumet yöneltilemeyeceğini ve muvazaanın bulunmadığını, davacının Belediye kadrosuna geçerken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca bu davadan feragat etmesi gerektiğini, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, davacının fazla çalışma, hafta tatili, ... bayram ve genel tatil alacaklarının ücret bordroları ile ödendiğini, yıllık izin alacağının olmadığını, kıdem tazminatının eksiksiz ödendiğini, alacakların özellikle kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağının belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, alacakların zamanaşımına uğradığını, davadaki alacak taleplerinin tam ıslahının hukuka aykırı olduğunu, davacının dava açmadan önce davalı Belediyeye alacak talebi ile başvurması gerektiğini, bakiye ücret alacağının bulunmadığını, davacıya yemin teklifinde bulunduklarını ancak dikkate alınmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı işçi ile davalı ... arasındaki hukuki ilişkinin asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğu, davacının muvazaalı olarak istihdam edildiği hususunun davacı tarafından ispat edilemediği, davalı Belediyenin 5393 sayılı Kanun'dan aldığı yetki ile şehir çevre temizlik işini alt işveren olarak davacının sigortasını yapan şirketlere gördürdüğü ve davacının talep etmiş olduğu işçilik alacaklarının hesaplanmasında alt işveren şirketler ile ... Sendikası arasında imzalanan ve Yüksek Hakem kurulu kararıyla son şekli verilen toplu ... sözleşmesinin esas alındığı, davacı vekilinin temelini muvazaa iddiasında dayandırdığı bu istinaf sebebinin yerinde olmadığı, ıslah dilekçesi ile zamanaşımı gözetilerek talepte bulunulduğu, bilirkişi raporunun ve İlk Derece Mahkemesi gerekçesinin dosya kapsamı ve delillere uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi uyarınca ayrı ayrı olmak üzere esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilinin muvazaalı olarak alt işveren işçisi gösterildiği iddiasının ispatlanmasına karşın Mahkemenin muvazaa iddiasının kabul edilmediği ihtimaline göre yapılan hesaplama doğrultusunda karar verilmesinin yerinde olmadığını, dava konusu olaydaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, davacının baştan itibaren davalı Belediyenin işçisi sayılarak işlem görmesi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun da kanuna ve usule aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda bütün alacakların eksik hesaplandığını, Belediyenin en başından beri sendika üyeliğinden haberdar olduğunu, vekâlet ücretinin hatalı hesaplandığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının davalı Belediyenin işçisi olarak kabul edilmesi gerekip gerekmediği ile buna bağlı olarak ilave tediye ve ücret farkı alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı, davalı Belediyenin tarafı olduğu toplu ... sözleşmeleri hükümlerinden yararlanma hakkının bulunup bulunmadığı ve vekâlet ücreti konularındadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları ile 32, 41, 44, 47, 53, 59 ve 63 üncü maddeleri, 5393 sayılı Kanun'un 67 nci maddesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Ve 6452 sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd. maddeleri.
3. Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi.
4. Dairemizin 30.09.2021 tarihli ve 2021/8696 Esas, 2021/13404 Karar sayılı; 08.....2022 tarihli ve 2022/6134 Esas, 2022/7379 Karar sayılı; 22.....2022 tarihli ve 2022/7532 Esas, 2022/8126 Karar sayılı; 22.....2022 tarihli ve 2022/7533 Esas, 2022/8127 Karar sayılı ilâmları.
5. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
A. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalı tarafa iadesine,
B. Davacı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.