"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkette bölge sorumlusu olarak çalıştığını, alacaklarının ödenmemesi sebebiyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini, fazla çalışma yapmış olmasına ve yıllık izinlerinin kullandırılmamasına rağmen karşılıklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, fazla çalışma ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; müvekkilinin çalıştığı süre boyunca haftanın 7 günü çalışmasına rağmen karşılığının ödenmediğini ileri sürerek hafta tatili alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; iş sözleşmesinin müvekkili işveren tarafından haklı nedenle feshedildiğini, davacının bölge sorumlusu olması nedeniyle çalışma saatlerini kendisinin belirlediğini, davacının iş sözleşmesine göre fazla çalışmaların aylık ücrete dâhil olduğunu, denkleştirme sistemi bulunduğunu, yıllık izinlerin ve hafta tatillerinin kullandırıldığını, kalan kısmın ise son bordro ile ödendiğini, davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığını savunarak asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının ödenmeyen alacakları nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğinden kıdem tazminatına hak kazandığı, haftalık 16 saat fazla çalışma yaptığı, ayda iki hafta tatilinde çalıştığı ancak karşılıklarının ödenmediği ve bakiye yıllık izin ücreti alacağı bulunduğu gerekçeleriyle asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının tanığının kendisi aleyhine olan beyanlarının dikkate alınmadığını, iş sözleşmesinin feshinin araştırılmadığını, davacının işçi ve işveren arasında güveni zedeleyici, doğruluk ve bağlılığa aykırı eylemlerde bulunduğunu, çalışmalarında usulsüzlükler yaptığını bu nedenle davacının iş sözleşmesinin müvekkili tarafından haklı nedenle feshedildiğini, davacı bölge sorumlusu olarak çalıştığından çalışma saatlerini kendisinin ayarladığını, davacının fazla çalışma ve hafta tatillerinde çalıştığını ispatlayamadığını, yıllık izin ücreti alacağının bulunmadığını, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının dikkate alınmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının alacaklarının ödenmediği gerekçesiyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğinden kıdem tazminatına hak kazandığı, davacının fazla çalışma yaptığını, hafta tatillerinde çalıştığını ispatladığı, bu çalışmalarının karşılığının ödendiğinin davalı tarafça ispatlanamadığı, davacının kullandırılmayan izinlerinin bulunduğu, davalının cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmadığı, aşamalarda da yemin teklifinde bulunmadığı gerekçeleriyle İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğuna ve davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekilince, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, iş sözleşmesinin feshi ve buna bağlı olarak davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, fazla çalışma ve hafta tatilinde çalışma iddiasının ispatı, bu alacakların hesaplanması ile yıllık izin ücreti alacağına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (f) alt bendi, 41, 46, 53, 59, 63 üncü maddeleri.
3. 6100 sayılı Kanun'un "Taraflarca getirilme ilkesi" başlıklı 25 ... maddesinin birinci fıkrası şu şekildedir:
" Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz"
4. "Taleple bağlılık ilkesi" kenar başlıklı 26 ncı maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir."
5. Dairemizin 10.01.2023 tarihli ve 2022/15911 Esas, 2023/123 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir:
"...
2. Sözleşme özgürlüğü kuralı uyarınca yasal sınırlar içinde kalan fazla çalışma ücretinin aylık ücretin içinde olduğuna dair sözleşme hükümleri kural olarak geçerlidir. Dairemiz; yerleşik hâle gelen ilkeleri ile fazla çalışma ücretinin, ücrete dâhil olarak kararlaştırılmış olmasına sınırlı olarak değer vermektedir. Bu bağlamda sözleşme hükümlerinin geçerliliğine getirilen iki ... sınırlama mevcuttur. Bunlardan ilki, 4857 sayılı Kanun'un 41 ... maddesi gereği fazla çalışma süresinin bir yılda 270 saatten fazla olamayacağı; diğeri ise kararlaştırılan aylık ... ücretin asgari ücretin üzerinde olması gerekliliğidir. Bir başka anlatımla Dairemiz, ücret seviyesinin yüksekliğini kaydın geçerliliğinin tespitinde dikkate almaktadır.
3. Diğer yandan iş sözleşmesinin devamı sırasında işçinin bir hakkından feragat etmesi veya hakkından feragat sonucu doğuran bir işlem yapması geçersizdir. Ancak fazla çalışmanın ... ücret içinde ödeneceğinin kararlaştırılmış olması, fazla çalışma ücretinden feragat anlamına gelmez. Fazla çalışma ücreti ödenmeyeceğinin kararlaştırılması ile fazla çalışmanın ... ücret içinde ödeneceğinin belirlenmesi birbirinden farklı kavramlardır. (... Ekmekçi, ... ..., ... ..., "Anayasa Mahkemesinin Fazla Çalışmaya İlişkin Bireysel Başvuru Kararının Değerlendirilmesi (... ... Başvurusu)", Çimento İşveren, Cilt 36, Temmuz 2022, Sayı 4, 8-35, s.31). Bu bağlamda davacı fazla çalışma ücretinden feragat etmiş değildir.
4. Fazla çalışma onayı alınmasına ilişkin düzenleme, işçinin fazla çalışma yapmaya zorlanamaması bakımından önemlidir. Düzenlemenin amacı, işçiyi işverenin olası haksız feshine karşı korumaktır. Fazla çalışma ücretinin karşılığının kararlaştırılan ... ücretin içinde olduğuna ilişkin kayıtlar ise fazla çalışmanın ücretlendirilmesine ilişkindir. İş sözleşmesindeki kayıt ile taraflar, fiilen yapılan fazla çalışmanın nasıl ücretlendirileceğini belirlemişlerdir. Fazla çalışma ücreti dâhil edilerek belirlenen ücret, işçinin aylık ... ücreti olduğundan iş sözleşmesindeki kayda rağmen yapılmayan fazla çalışmanın karşılığı ücretin, işverence geri istenmesi de mümkün olmaz. Şu hâlde fazla çalışma onayı alınması ile iş sözleşmesinde ... ücret içinde fazla çalışma ücretlerinin ödeneceği kuralı arasında herhangi bir bağlantı bulunmamaktadır.
..."
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut olayda; davacı dava dilekçesinde çalışma saatlerini "Sabah 8.30 mesai başlangıcıdır. Akşam mesai bitişi ise 20.00 ile 20.30 arasıdır." şeklinde belirtmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının haftanın 6 günü 08.30-21.00 saatleri arasında çalıştığı kabul edilerek fazla çalışma alacağı hesaplanmıştır. 6100 sayılı Kanun'un 25 nci maddesi uyarınca hâkim iki taraftan birinin söylemediği vakıaları dikkate alamaz, onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz. Davacının ileri sürdüğü işten çıkış saati 20.00 olup Mahkemece maddi vakıa ile bağlı kalınarak davacının bu saate kadar çalıştığının kabulü gerekirken fazla çalışma süresinin talebi aşar şekilde belirlenmesi hatalıdır. Hatalı hesaplamaya göre fazla çalışma ücretinin hesaplanması bozmayı gerektirmiştir.
3. Taraflar arasında hüküm altına alınan fazla çalışma alacağı bakımından da uyuşmazlık bulunmaktadır. İlâmın İlgili Hukuk bölümünün (5) numaralı paragrafında yer verilen Dairemiz kararında da açıklandığı üzere, iş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dâhil olduğu yönündeki kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemizin kararlılık kazanmış olan uygulamasına göre yıllık 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğu kabul edilmektedir. Fazla çalışmaların aylık ücret içinde ödendiğinin öngörülmesi ve buna uygun ödeme yapılması hâlinde, yıllık 270 saatlik fazla çalışma süresinin (aylık 22,5 saat, haftalık 5,2 saat) ispatlanan fazla çalışmalardan indirilmesi gerekir.
4. Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin 4 üncü maddesinde fazla çalışmanın aylık ücrete dâhil olduğu kararlaştırılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, hesaplanan fazla çalışma saatinden 5,2 saatin indirilmesi gerekirken 5,10 saatin indirilmesi hatalı olup kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
31.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.