Logo

9. Hukuk Dairesi2023/431 E. 2023/1929 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının yıllık izin ücreti alacağının hesaplanmasına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının kullandığı yıllık izin sürelerinin tespiti ve bu sürelerin mahsubu ile kalan izin sürelerine dair ücretin hesaplanması hususunda mahkemenin bozmaya uygun davrandığı ve hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

SAYISI : 2022/199 E., 2022/426 K.

DAVA TARİHİ : 12.10.2012

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.12.2007 tarihinde belirli süreli ... sözleşmesi ile davalı işverene ait hastanede dahiliye uzmanı olarak çalışmaya başladığını, eski işvereni davalının 12.10.2011 tarihinde nevi değiştirilirken üye sayısına ilişkin yasal zorunluluk gereği davacının 2/2830 oranında payla sembolik olarak ortak gösterildiğini, davalı Şirketin unvanının değiştiğini fakat davacının aynı konumda çalışmaya devam ettiğini, ... sözleşmesinin 03.09.2012 tarihinde haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini, davacının ücretinin net 10.000,00 TL olduğunu, bir kısmının bankadan, bakiyesinin ise elden ödendiğini, ayrıca sözleşmesi gereği belirlenen tutarda prim ödemesi aldığını, davacının 2012 yılı Ağustos ayı ücreti ile ... sözleşmesinin feshedildiği tarihe kadarki üç günlük ücretinin ödenmediğini, ... sözleşmesi haklı ve geçerli bir sebep olmadan feshedilmesine rağmen tazminat ve alacaklarının ödenmediğini, ilk yıl 20 gün yıllık izin kullanıp diğer yıllarda izin kullanmadığını, haftada bir cumartesi günleri çalışmasına rağmen zamlı ücretinin ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile ücret alacağı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti ile ödenmeyen prim alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı Şirketin kuruluş tarihi itibarıyla iddia edildiği gibi yedi ortakla kurulmayıp beş ortakla kurulduğunu, kuruluş sırasında Şirkette 12 ortak olduğunu, davacının Şirket kuruluş işlemlerine bizzat iştirak ettiğini ve belgeleri noter huzurunda imzaladığını, bu sebeple Şirketin hissedar ortağı konumundaki davacı ile davalı arasında işçi işveren ilişkisi olmadığını, bilahare Şirketteki mevcut hissesini devrederek kendi rızası ile ortaklıktan ayrıldığını, 2012 yılı 1 Ağustos-3 Eylül tarihleri arasındaki ücretinin ödenmesi için Şirket Genel Kurul kararı olması gerektiğini ancak böyle bir karar olmadığını, ... sözleşmesinin devam ettiği sürede davacıya 5.631,36 TL kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, kaldı ki Şirket ortaklarına kıdem ve ihbar tazminatı ödeneceği hususunda yasal bir düzenleme de olmadığını, davacının yıllık izinlerini kullandığını ve fazla çalışma yapmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 21.01.2016 tarihli ve 2012/525 Esas, 2016/20 Karar sayılı kararı ile yerleşik içtihatlara göre ispat kuralları çerçevesinde davacı işçinin, davalı tarafça yazılı belge sunulmayan dönemler için her türlü delille ispat edebilme kuralı da dikkate alındığında tanık dinlenmediği, yazılı delil sunulmadığı ve dolayısı ile fazla çalışma alacağının ispatlanamadığı, sözleşmede prim ödemesine ilişkin hüküm bulunmadığından prim alacağı koşullarının oluşmadığı, davalı tarafça ibraz edilen yazılı belgelere göre kullandırılmayan 86 günlük yıllık izin alacağının bulunduğu, davalı tarafça ödeme belgesi sunulmadığından 33 günlük ücret alacağının bulunduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 25.03.2019 tarihli ve 2017/21482 Esas, 2019/6463 Karar sayılı kararıyla tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek akdolunan 01.01.2010 tarihli sözleşmeye göre 2.200,00 TL ücret belirlendiği, yine davacı tarafından sunulan 01.12.2007 tarihli belirli süreli sözleşmeye göre ise 10.000,00 TL ücret kararlaştırıldığı, bilirkişi tarafından davacının ücretinin 20.....2011-20.05.2012 tarihleri arasında banka hesabına yatan miktarların ortalaması alınarak 4.488,75 TL olarak tespit edildiği, ancak Mahkemece yapılan emsal ücret araştırmasının yeterli olmadığı, bu nedenle davacının ücretinin dahiliye uzmanı olarak çalıştığı da dikkate alınarak meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler bildirilmek suretiyle ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceğinin sorulması; ... İstatistik Kurumunun resmî internet sitesindeki “kazanç bilgisi sorgulama” kısmındaki bilgiler ve taraflar arasında imzalanmış olan 01.12.2007 tarihli belirli süreli ... sözleşmesi birlikte değerlendirilerek kabul edilen ücret alacağı hakkında yeniden karar verilmesi gerektiği ve ayrıca 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 31 inci maddesi uyarınca hâkimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında, davacının 10.08.2009 ve 28.09.2009 tarihinden itibaren izin kullanıp kullanmadığı, kullanmış ise kaç gün kullanmış olduğunun İl Sağlık Müdürlüğünden sorularak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gerekçeleriyle bozma kararı verilmiştir.

C. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 05.11.2021 tarihli ve 2021/179 Esas, 2021/179 Karar sayılı kararı ile bozma ilâmına uyularak yapılan araştırmada İl Sağlık Müdürlüğü tarafından davacının izne ayrılacağı bildirilen tarihlerde izin kullandığına dair kayıt bulunmadığının bildirildiği, bozma sonrası yapılan araştırmada davacının daha fazla izin kullandığına dair delil elde edilemediğinden, davacının kullanmadığı bakiye 86 günlük yıllık izin süresinin bulunduğu, hükme esas alınan raporda aylık 10.000,00 TL net ücret üzerinden hesaplanan tutar üzerinden yıllık izin ücretinin hüküm altına alındığı, davacının aylık ücret miktarının 10.000,00 TL olduğu anlaşıldığından bu ücret miktarı üzerinden net 10.996,60 TL ücret alacağının hüküm altına alındığı, fazla çalışma ücreti ve prim alacağı taleplerinin reddine karar verilmiş ve bu alacaklara yönelik bir bozma yapılmadığı gerekçesiyle fazla çalışma ve prim alacağı taleplerinin reddine karar karar verilmiştir.

D. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 30.03.2022 tarihli ve 2022/3323 Esas, 2022/4221 Karar sayılı kararıyla davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek dosya kapsamında yer alan belgelere dayalı izin kullanımının, 2010 yılı Haziran ayından itibaren başladığı ve bu tarihten sonrasına ilişkin olarak kullanılan izin sürelerinin belirlenen toplam süreden mahsup edildiği, ancak davacı vekilinin dava dilekçesinde, yıllık izin alacağı bakımından davacı işçinin ilk 1 yıllık çalışmasında 20 gün izin kullandığını belirttiği, işe başlama tarihinin 01.12.2007 olması karşısında, kabule konu ilk yıl için 20 günlük yıllık izin kullanımının izin ücreti alacağı hesabında nazara alınması gerektiği, dolayısıyla alacağa ilişkin olarak davacının kabulünde olan 20 gün ve bundan ayrı olarak belgelerde yer alan 34 günlük izin süreleri toplamı 54 gün üzerinden hesaplama yapılması gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.

E. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtay bozma ilâmında davacı asılın beyanına göre kullandığını kabul ettiği 20 günlük yıllık izin süresi ile sunulan belgelerde kullandırıldığı ispatlanan 34 günlük izin süresi dâhil toplam 54 gün yıllık izin kullandığı kabul edilerek hesaplama yapılması gerektiği nin belirtildiği, bu hususta ek rapor alınmasına gerek görülmeyerek davacının hak ettiği toplam 120 günlük izin süresinden davacının kullandığı ispatlanan 54 günlük izin süresi mahsup edilerek bakiye 66 günlük izin süresi karşılığı brüt izin ücretinin 39.138,00 TL, net 21.327,86 TL olarak Mahkemece resen hesaplanarak (03.02.2020 tarihli ek bilirkişi raporundaki hesaplama unsurları üzerinden doğru orantı yöntemi kullanılarak) 08.09.2022 tarihli duruşmada taraflara açıklandığı ve hesaplanan net 21.327,86 TL üzerinden yıllık izin ücreti alacağının hüküm altına alındığı, dava konusu edilen diğer alacaklar yönünden bir bozma yapılmadığından, yıllık izin ücreti dışındaki alacakların bozma öncesi kararda belirtilen gerekçeler ile aynen hüküm altına alındığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının ücretinin hatalı belirlendiğini, dahiliye uzmanı hekimin işvereni ile anlaşıp, ne aldığını bırakıp adeta ne alması gerektiği gibi bir yaklaşımla karar verilmesinin hatalı olduğunu, somut gerçeklikten ve bilgi ve belgelerden uzaklaşılarak hüküm tesis edilmesinin hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığını, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına aykırı şekilde yargılamanın sekizinci duruşmasında sunulan, hiçbir şekilde muvafakat etmedikleri ve nasıl elde edildiği belirsiz 2007 tarihli sözleşmedeki tutara itibar edilmesinin hatalı olduğunu, yıllık izin ücreti alacağı belirlenirken davacı beyanının alınması gerektiğini, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını, davacı tarafın tanık deliline dayandığını ancak iki tanığını da dinletemediğini, aksini ispat edememişken ve iddiasını da destekler hiç bir somut delil sunamamasına rağmen davacının salt iddiadan öteye gidemeyen beyanından hareketle ihbar ve kıdem tazminatının kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırılık teşkil ettiğini, davacı tarafın kurulacak olan anonim şirkete kurucu ortak olarak iştirak etmiş olup Şirketin tescil tarihi olan 12.10.2011 tarihinde kurucu ortak sıfatını kazanmakla birlikte artık işçi olarak kabul edilemeyeceğini, bu sebeple de çalışmasının kesintiye uğradığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının yıllık izin ücreti alacağının hesaplanması konusuna ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 53 ve 59 ncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

13.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.