Logo

9. Hukuk Dairesi2023/434 E. 2023/3172 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin, işverenden kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, fazla mesai ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının olup olmadığı ile işverenin işçiye karşı açtığı maddi ve manevi tazminat davasının yerindeliğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanabilir hukuk kuralları çerçevesinde verdiği kararın usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek temyiz istemlerinin reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (...) Mahkemesi

SAYISI : 2014/470 E., 2022/590 K.

DAVACI-KARŞI DAVALI : ... adına vekili Avukat ...

DAVALI- KARŞI DAVACI : ... adına vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 22.09.2014

KARAR : Asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

Taraflar arasında görülen tespit ve alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma kararına karşı direnme kararı verilmiştir.

Direnme kararının taraf vekillerince temyizi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece Hukuk Genel Kurulunun bozma kararı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı asıl davaya ilişkin dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı-karşı davacı yanında 01.09.1999 tarihinde çalışmaya başladığını, davalı-karşı davacının 02.09.2009 tarihinde hiçbir haklı gerekçe olmadığı hâlde müvekkilinin iki gün üst üste işe gelmediği ve 02.09.2009 tarihinde işe geldiğinde ise işletme müdürüne ve işyeri bölüm sorumlusuna hakaret ettiği gerekçesi ile haklı nedenle ve tazminatsız olarak ... sözleşmesini feshettiğini beyan ettiğini, bu gerekçenin tamamen haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin 26.08.2009 ile 01.09.2009 tarihleri arasında yalnız olan annesine fındık toplamakta yardımcı olması gerekmesi nedeni ile hak etmiş olduğu ücretli izinden 7 günlük izin aldığını, bu nedenle işyerine mazeretsiz olarak üst üste gelmediği iddiasının yerinde olmadığını, zira bu süreç için davalının bilgisi dâhilinde izin aldığını ve izin sonunda ise işine başladığını, müvekkili 01.09.2009 tarihinde işe başladığı hâlde bu tarihten 2001 yılı Mart ayına kadar ve 2002 yılı Ekim ayından 2004 yılı Temmuz ayına kadar sigortalı çalıştırıldığı söylenmesine rağmen sigortalı gösterilmediğini, alması gereken ücret alacaklarının ödenmediğini, haftalık çalışma saatlerinin çok üstünde çalıştırıldığı hâlde ücretinin de ödenmediğini, yıllık ücretli izin hakkının çoğu zaman kullandırılmadığı gibi karşılığı olan bedelin de ödenmediğini belirterek müvekkilinin davalının yanında 01.09.1999 - 01.03.2001 dönemi ile yine 01.10.2002 tarihi ile 01.07.2004 tarihleri arasında çalıştığının tespiti ile kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, fazla çalışma ücreti ile yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı-karşı davacı cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacı-karşı davalının 12.08.2009 tarihinde yöneticilerine bilgi vermeden ve mazeret de bildirmeden işe gelmediğini, işyerine neden gelmediği, aynı işyerinde çalışan kardeşi G.S.'ye sorulduğunda "fındık topluyor, gelmez" diye cevap verildiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından 12.08.2009 tarihinde davacı-karşı davalının mazeretsiz olarak işe gelmediğinin tutanak altına alındığını, taleplerinin yerinde olmadığını, çalışmış olduğu sürelerin müvekkili tarafından muntazaman ve usulüne uygun olarak Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) bildirildiğini savunarak asıl davanın reddini istemiş, davacı-karşı davalının işe gelmemeyi alışkanlık hâline getirdiğini, uyması gereken kurallara ve yükümlülüklere aykırı davranışlarda bulunarak müvekkilinin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek davacı-karşı davalıdan maddi tazminat ve manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı SGK vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; müvekkili Kuruma husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 27.08.2012 tarihli ve 2009/496 Esas, 2012/457 Karar sayılı kararı ile; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2004/21/226 Esas, 2004/223 karar sayılı ilâmında hizmet tespiti davaları ile işçilik haklarından kaynaklanan tazminat ve alacak davalarının birlikte açılıp görülmesinin mümkün olduğunun belirtildiği, bu nedenle hizmet tespiti ve işçilik alacaklarından kaynaklanan tazminat davalarının birlikte görüldüğü, davacı-karşı davalının 01.07.2004 - 02.09.2009 tarihleri arasında Kuruma bildirilen çalışmaları dışında ....03.2004 - 01.07.2004 tarihleri arasında 115 gün daha davalıya ait işyerinde asgari ücret ile çalıştığının ve 115 günün de sigortalı olarak tescili gerektiği gerekçesi ile davacı-karşı davalının davalılara karşı açtığı hizmet tespiti davasının kısmen kabulüne, davacı-karşı davalı tarafından davalı-karşı davacı N.Ö. aleyhine açılan alacak davasının kısmen kabulüne ve davalı-karşı davacı tarafından davacı-karşı davalı aleyhine açılan maddi tazminat ile manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 12.12.2012 tarihli ve 2012/22856 Esas, 2012/23086 Karar sayılı ilâmı ile; her iki dava türünün, taraflarının statüsü, hâkimin delil araştırma bakımından kendiliğinden hareket etmesi, taraf iradelerine atfedilen rol, dava konusu edilen haktan vazgeçilip vazgeçilememesi gibi yönlerden yasal konumları birbirinden tamamen farklı olduğu, her iki dava türünün birlikte görülmesi durumunda; davanın birinde bir kısım delillerin kendiliğinden dikkate alınması, diğerinde alınmaması sebebiyle aynı dava dosyasında birbiri ile çelişkili kararlar yer alabileceği, işçilik alacakları ile hizmet tespiti davalarında asıl görevli Yargıtay dairelerinin kararları arasında farklı uygulamalar ortaya çıkabileceği, temyiz aşamasında inceleme mercileri farklı olan bu davaların birbirinden bağımsız sonuçlandırılmalarında hukuki istikrar ve kararlara olan ... bakımından da yarar bulunduğu, işçilik haklarına ilişkin olarak kesinleşen hüküm, hizmet tespiti davasında sadece kuvvetli delil olarak değerlendirilmekte, davada taraf sıfatı bulunmayan SGK yönünden bağlayıcı olmadığı, Mahkemenin bu maddi ve hukuksal olguları gözetmeksizin, birbirinden tamamen farklı iki davayı ayrı ayrı başvurma ve nisbi harca tabi olduğunu da gözardı ederek bir arada görmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, her iki davayı ayırarak ve eksik yargı harçlarını tamamlattıktan sonra yargılamayı birbirinden bağımsız olarak sonuçlandırmak gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Direnme Kararı

Mahkemenin 21.03.2013 tarihli ve 2013/7 Esas , 2013/104 Karar sayılı kararı ile; önceki gerekçeye ilaveten Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararlarında işçi alacakları ile hizmet tespiti davalarının birlikte görülebileceğinin ifade edildiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı

1. Direnme kararı süresi içinde davalı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.03.2014 tarihli ve 2013/21-2050 Esas, 2014/307 Karar sayılı ilâmı ile; davaya konu istemlerin yasal dayanaklarının ve buna bağlı olarak yapılacak inceleme ve araştırma yöntemlerinin farklılığı, temel ilişkinin kanıtlanmasında izlenecek usul gibi birtakım farklı olgular nedeniyle, yargılamanın daha iyi ve süratli bir şekilde yürütülebilmesi için hizmet tespiti ve işçilik alacaklarına ilişkin davaların ayrılmasının daha uygun olacağı, bu sonucun Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.02.2007 tarihli ve 2007/21-69 Esas, 2007/55 Karar; ....02.2013 tarihli ve 2012/21-746 Esas, 2013/215 Karar; ....03.2013 tarihli ve 2012/21-731 Esas, 2013/323 Karar ile ....03.2013 tarihli ve 2012/21-1079 Esas, 2013/324 Karar sayılı ilâmlarında da aynen benimsendiğini, hizmet tespiti istemi ile işçilik alacaklarının tahsili isteminin tefriki gerektiğine işaret eden ve Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Hukuk Genel Kurulu Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmına uyularak işçilik alacaklarına ilişkin asıl dava ve maddi-manevi tazminat istemine ilişkin karşı davanın hizmet tespit davasından tefrik edilerek asıl dava ve karşı davaya eldeki dosya üzerinden devam edilmek suretiyle hizmet tespit davası ile belirlenen ve kesinleşen çalışma süresi ile ücret esas alınarak asıl davada davacı-karşı davalının fazla çalışma iddiasının ispatlandığı kabul edilmiş, bakiye yıllık izin ücreti alacağı hüküm altına alınmış, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve ücret alacağına ilişkin taleplerinin reddi gerektiği gerekçesi ile asıl davanın kısmen kabulüne ve karşı davada talep edilen maddi tazminat ve manevi tazminat istemlerinin yerinde olmadığı gerekçesi ile karşı davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-karşı davalı vekili; müvekkilinin yıllık ücretli izinli olduğu tanık beyanları ile sabit olmasına karşın devamsızlık nedeniyle ... sözleşmesinin haklı feshedildiğinin kabulünün hatalı olduğunu, işe gitmediği dönemlerde haklı ve geçerli bir nedeninin olup olmadığının, varsa belgeleriyle sunulmasının istenmesi gerekirken bu usule uyulmadığını, kıdem tazminatı ile ihbar tazminatı taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, fazla çalışma süresinin eksik belirlendiğini, 2009 yılı Ocak-Ağustos döneminden önceki döneme ilişkin herhangi bir ödeme belgesi bulunmamasına rağmen ücret alacağı talebinin reddinin hatalı olduğunu, bakiye yıllık izin süresinin de eksik belirlendiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı-karşı davacı vekili; davacı-karşı davalının fazla çalışma yaptığına ilişkin iddiasını ispatlayamadığını, yıllık izin ücretinin ödendiğini, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı taleplerinin reddedilmesi ile işyerini haksız olarak terk ettiğinin kabul edildiğini, buna rağmen karşı dava yönünden; işyeri yetkililerine hitaben kötü sözler sarf ederek işlerin yoğun olduğu ve ekonomik krizin yaşandığı bir zamanda işyerini terk edip giden davacı-karşı davalıdan talep edilen maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl davada fesih ile davacı-karşı davalının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret, fazla çalışma ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının bulunup bulunmadığı, karşı davada ise davalı-karşı davacının maddi ve manevi tazminat talebinin yerinde olup olmadığı konularındadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4857 sayılı Kanun'un 17, 26, 32, 41, 59, 63 ve 120 nci maddeleri, mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ilgililere yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

....03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.