"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı ... AŞ'ye bağlı grup Şirketi olarak Rusya'da faaliyet gösteren diğer davalı Şirket nezdinde 14.10.2002-10.02.2016 tarihleri arasında sıva ustası olarak çalıştığını, çalışma süresi boyunca ek mesai talimatları gereği saat 22.00'ye kadar çalıştırıldığını ve yasal mesai saatleri dışında fazla çalışma yaptığını, ayda sadece iki kez hafta tatili kullanabildiğini, ... ... ve genel tatil günlerinde çalışmaya devam ettiğini, davalıların talimatı ile 2009 yılı öncesine ait ücret bordrolarını imzalamak zorunda kaldığını, ancak bordroların gerçeği yansıtmadığını, düşük ücret üzerinden düzenlendiğini, işverence ücret dışında barınma, üç öğün yemek, nakdi servis yardımı, nakdi iletişim yardımı şeklinde ücrete ilave ödemeler yapıldığını, ... sözleşmesinin son iki aylık ücreti ödenmeden haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ödenmeyen 2016 yılı Ocak ve Şubat ayları ücretleri, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ... ... ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... AŞ vekili cevap dilekçesinde; talep konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkili Şirket işçisi olmadığı için husumet itirazında bulunduklarını, davacının işvereni olmadıkları için sunulabilecekleri herhangi bir belge bulunmadığını, kaldı ki müvekkilin 2008 yılında kurulduğunu ve davacının iddia ettiği hizmet süresinden sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığını, doğru hasmın tespit edilerek davanın yöneltilmesi gerektiğini, yurt dışında çalışan işçilerin çalıştıkları ülkenin koruyucu hükümlerinden faydalandıklarını, ... hukukunun sağladığı olanaklardan istifade etmelerinin hukuka aykırı olduğunu, yetki itirazında bulunduklarını, davacının iddia ettiği çalışma dönemindeki sigortalılık durumunun araştırılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... ... vekili cevap dilekçesinde; talep konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının müvekkili Şirket işçisi olmadığı için husumet itirazında bulunduklarını, iddia edilen çalışma döneminde davacının hangi Şirket nezdinde çalıştığı, çalışmasının yurt dışında geçip geçmediğinin belli olmadığını, müvekkili Şirket yapılanması içerisinde davacı adına herhangi bir kayda rastlanılamadığını, müvekkili Şirketin yurt dışında kurulmuş olup faaliyetlerini de yurt dışında sürdürdüğünü, uyuşmazlığa davacının çalıştığı ülke hukukunun uygulanması gerektiğini, davacı ile diğer davalı ile yahut dava konusu ile arasında hiçbir hukuki bağ bulunmayan müvekkili Şirket hakkında bir hüküm kurulmasının mümkün olmadığını, davacının yurt dışında çalıştığını iddia ettiği dönemde ...’de olup olmadığının, ...’de sigortalı bir işte çalışıp çalışmadığının veya kendi adına ve hesabına ...’de ... görüp görmediğinin anlaşılması için Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtlarının araştırılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; uyuşmazlığın çözümü hususunda öncelikle taraflar arasındaki ... sözleşmesinin feshinin niteliğinin belirlenmesi gerektiği, davacının ... sözleşmesinin davalı tarafından haklı nedenle feshedildiğine dair ispat yükünün davalı tarafından yerine getirilmediği, haksız ve önel sürelerine uyulmaksızın yapılan fesih nedeniyle davacı lehine kıdem ve ihbar tazminatlarına hükmedildiği, davalı işveren nezdinde 1 yıl, 1 ay, 17 ... hizmetinin bulunduğu, davalıların husumet itirazının yerinde olmadığı, tanık beyanlarına itibar edilerek hazırlanan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu ve davacının bilirkişi raporunda hesaplandığı kadarıyla ücret alacağı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ... ... ve genel tatil ücreti alacaklarına hak kazandığı, zamanaşımı def'i gözetilmek suretiyle hesaplanan alacakların hüküm altına alındığı, belirtilerek dava ve ıslah dilekçesindeki talepler doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; talep konusu alacaklara USD cinsinden kurulacak hükümde bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının talep edildiğini, buna rağmen İlk Derece Mahkemesince yasal faiz uygulanarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, ıslah dilekçesinde aylık ücret alacağına dair taleple sınırlı olarak Devlet bankalarının USD mevduata uyguladığı en yüksek faiz ibaresi kullanılmış olduğunu, USD cinsinden asıl alacak ve USD cinsinden faizlerin fiilî ödeme günündeki ... Cumhuriyeti ... USD efektif satış ... üzerinden ... lirası karşılığı istendiği hususunun talebinden açıkça anlaşıldığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... AŞ vekili; husumet itirazlarının yeterince değerlendirilmediğini, davalılar arasında organik bağ bulunduğuna dair kabulün eksik incelemeye dayalı olduğunu, uyuşmazlığa ... hukuku uygulanmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, tüm çalışma döneminden müvekkili Şirketin sorumlu tutulmasının eksik incelemeye dayalı olduğunu, ücret konusundaki kabulün de dosya kapsamına aykırı olduğunu, bu konuda yazılı belge yerine tanık beyanlarına itibarla karar verilmesinin hatalı olduğunu, haftalık 21 saatin üzerinde fazla çalışma süresine göre hesaplama yapılmasının Yargıtay kararları gereği mümkün olmadığını, davacının ücreti brütleştirilirken izlenen yöntemin hatalı olduğunu, kıdem tazminatı tavanı aşılarak hesaplama yapıldığını, hüküm altına alınan diğer alacak kalemlerinin de hatalı hesaplandığını belirterek İlk Derce Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
3. Davalı ... ... vekili; davacı yurt dışında çalıştığı için uyuşmazlığa ... hukuku uygulanmasının hatalı olduğunu, ... hukukunun uygulanamayacağını, hizmet süresinin hatalı tespit edildiğini, SGK kayıtları incelendiğinde bu durumun açıkça anlaşılacağını, tüm çalışma döneminden müvekkili Şirketin sorumlu tutulmasının eksik incelemeye dayalı olduğunu, ücret konusundaki kabulün de dosya kapsamına aykırı olduğunu, haftalık 21 saatin üzerinde fazla çalışma süresine göre hesaplama yapılmasının Yargıtay kararları gereği mümkün olmadığını, davacının ücreti brütleştirilirken izlenen yöntemin hatalı olduğunu, kıdem tazminatı tavanı aşılarak hesaplama yapıldığını, hüküm altına alına diğer alacak kalemlerinin de hatalı hesaplandığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Şirketlerin işçilik alacaklarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarına yönelik Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen emsal yargı kararları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalılara husumet yöneltilmesinde hata bulunmadığı, dosya içeriğinde taraflar arasında yurt dışı hukukunun uygulanacağına dair bir sözleşme bulunmadığı, bu nedenle ... hukukunun uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, feshin haklı nedenle yapıldığı davalılarca ispat edilemediği için kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulünde isabetsizlik bulunmadığı, ... sözleşmesinin belirsiz süreli olduğu, davacı tanık beyanları ve yurt dışı giriş çıkış kayıtları dikkate alındığında toplam çalışma süresinin 12 yıl, 3 ay, 12 ... olarak tespitinin yerinde olduğu, hükmedilen faiz türünde hata bulunmadığı, fazla çalışma, hafta tatili, ... ... ve genel tatil ücreti alacaklarına yönelik kabulün dosya kapsamına uygun olduğu, ibraz olunan bordrolarda, tahakkuk yapıldığı tespit edilen Ocak-Eylül 2014, Aralık 2014, ...-Aralık 2015, Ocak 2016 aylarının, ilgili hesap dönemlerinin içinde hesaplama dışı bırakıldığı davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazının yerinde olmadığı gerekçeleriyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar etmiş ve resen gözetilecek diğer nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... AŞ vekili; istinaf başvurusundaki sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
3. Davalı ... ... vekili; istinaf başvuru dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; ... sözleşmesine uygulanacak hukuk, husumet, hizmet süresi ve aylık ücret miktarının tespiti, ücretin brütleştirilmesi, dava konusu alacaklara hak kazanılıp kazanılmadığı, alacakların hesaplanması ve ödenip ödenmediği noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 ... maddesi.
2. 5718 sayılı Milletlerarası ... Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) 27 nci maddesi şöyledir:
" (1) ... sözleşmeleri, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgarî koruma saklı kalmak kaydıyla, tarafların seçtikleri hukuka tâbidir.
(2) Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde ... sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.
(3) İşçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde ... sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.
(4) Ancak hâlin bütün şartlarına göre ... sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri yerine bu hukuk uygulanabilir."
3. Mülga 2675 sayılı Milletlerarası ... Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (Mülga 2675 sayılı Kanun) 24 üncü maddesi şöyledir:
"Sözleşmeden ... borç ilişkileri tarafların açık olarak seçtikleri kanuna tabidir.
Tarafların açık olarak bir kanun seçmemiş olmaları halinde borcun ifa yeri hukuku, borcun ifa yerinin birden fazla olması halinde borç ilişkisinin ağırlığını teşkil eden edimin ifa yeri hukuku, bu yerin de tespit edilemediği hallerde ise, sözleşmenin en yakın irtibat halinde bulunduğu yer hukuku uygulanır."
4. 5718 sayılı Kanun'un 2, 5, 8, 24, 40 ve 44 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Yabancılık unsuru, bir hukuki işlemi veya ilişkiyi ya da olayı birden fazla devletin hukuku ile irtibatlı hâle getiren unsurdur. İşçinin veya işverenin yabancı olması, işverenin işletme merkezinin yabancı bir ülkede bulunması, işçinin kendi işini mutad olarak yabancı bir ülkede yapması veya ... ilişkisinin yabancı bir ülke ile sıkı irtibatlı olduğunun durumun genelinden anlaşılması gibi hâllerde ... sözleşmesinde yabancılık unsurunun bulunduğundan söz edilir.
2. 5718 sayılı Kanun'un 40 ıncı maddesine göre, ... mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibarıyla yetki kuralları belirler. Aynı Kanun’un 44 üncü maddesi ise ... ... sözleşmesinden veya ... ilişkisinden ... uyuşmazlıklarda ... mahkemelerinin milletlerarası yetkisini tayin eden ... bir yetki kuralı getirmiştir. Buna göre, ... ... sözleşmesinden veya ... ilişkisinden ... uyuşmazlıklarda işçinin işini mutaden yaptığı işyerinin ...’de bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. İşçinin, işverene karşı açtığı davalarda işverenin yerleşim yeri, işçinin yerleşim yeri veya mutad meskeninin bulunduğu ... mahkemeleri de yetkilidir.
3. 5718 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin birinci fıkrasında hâkimin, ... kanunlar ihtilafı kurallarını ve yetkili olan yabancı hukuku resen uygulayacağı ve yetkili yabancı hukukun içeriğinin tespitinde taraflardan yardım isteyebileceği belirtilmiştir. Yabancı hukukun içeriğinin tespiti, ... ve teknik bir bilgiyi gerektirdiğinden, hâkim gerekirse bilirkişi incelemesine de gidebilir. Yabancı hukukun olaya ilişkin hükümlerinin tüm araştırmalara rağmen tespit edilememesi hâlinde ... hukuku uygulanır.
4. 5718 sayılı Kanun'un 5 ... maddesine göre yetkili yabancı hukukun belirli bir olaya uygulanan hükmünün ... kamu düzenine açıkça aykırı olması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz; gerekli görülen hâllerde ... hukuku uygulanır. Kamu düzeni müdahalesi sınırlı ve istisnai niteliktedir. ... kamu düzeninin ihlalini gerektirecek hâller, çoğunlukla emredici bir hükmün açıkça ihlali hâlinde düşünülecektir. Fakat her emredici hükmün ihlali hâlinde veya her emredici hükmü ihlal eden bir yabancı kararın ... kamu düzenine aykırı bulunduğunu söylemek olanaklı değildir (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 10.02.2012 tarihli ve 2010/1 Esas, 2012/1 Karar sayılı kararı). Örneğin; ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma, hafta ve genel tatil alacaklarına ilişkin hükümler iç hukukumuz bakımından emredici nitelikte olmakla birlikte, bunlara dair yabancı hukukun farklı düzenlenmeleri, sırf farklılıkları nedeniyle somut uyuşmazlıkta ortaya çıkan durum değerlendirilmeden 5718 sayılı Kanun'un 5 ... maddesi uyarınca kamu düzeni müdahalesine neden olmaz. Keza uygulanması gereken yabancı hukukun işçiye ... hukukundan daha az koruma getirmesi de ... başına kamu düzeni müdahalesi için yeterli bir sebep değildir. Kanunlar ihtilafı hukukundaki kamu düzeni anlayışı, iç hukukun kamu düzeni anlayışından farklı ve daha dar kapsamlıdır.
5. Bir yabancı hukuk kuralı ... hukukunun ... değerlerine, ... genel adap ve ahlâk anlayışına, ... kanunlarının dayandığı ... adalet anlayışına ve hukuk siyasetine, 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’nda yer ... ... hak ve özgürlüklere, milletlerarası alanda geçerli ortak ve kabul görmüş hukuk prensiplerine, ikili anlaşmalara, gelişmiş toplumların ortak benimsedikleri ahlâk ve adalet anlayışına, medeniyet seviyesine siyasi ve ekonomik rejimine aykırı olması hâlinde Kamu düzenimize aykırılığı söz konusu olabilir (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı, 10.02.2012 tarihli ve 2010/1 Esas, 2012/1 Karar). Örneğin yabancı hukukun, ... çocukların çalışmasına ya da ücret ve diğer haklarda ırka dayalı ayrımcılık yapılmasına izin vermesi kamu düzenimize aykırıdır.
6. Yabancı hukukun uygulanmasını engelleyen diğer bir durum ise doğrudan uygulanan kurallardır. Müdahaleci normlar olarak adlandırılan bu kurallar, taraflardan ziyade, devlet organizasyonunun sosyal, ekonomik ve politik menfaatlerini gerçekleştirmeyi amaçlar. Bu açıdan vatandaş yabancı ayrımı gözetilmeden, yabancılık unsuru taşısın taşımasın, hukuk seçimi yapılsın yapılmasın, uygulama alanına giren her ilgili olay ve hukuki ilişkide mutlaka uygulanması gereken kurallardır (... ..., ... ..., ... Ataman Figanmeşe, Milletlerarası ... Hukuk, ..., 2019, s.7; ... ..., B. ... ..., Milletlerarası ... Hukuk, ..., 2020, s.155). ... hukukunda işçiyi koruyan her emredici kural, doğrudan uygulanan kural olarak nitelendirilmez; ayrıca Devlet organizasyonunun sosyal, ekonomik ve politik menfaatlerini de koruması gerekir. Bununla birlikte emredici hükümler ile doğrudan uygulanan kuralların ayırt edilmesi her zaman kolay değildir ve tartışmalıdır. Doğrudan uygulanan kurallara, kamu hukuku nitelikli ... güvenliği hükümleri, ... işçi gruplarını koruyucu hükümler ve yasal greve ilişkin hükümler ve asgari ücrete ilişkin düzenlemeler örnek olarak gösterilebilir (Doğa Elçin, Milletlerarası Unsurlu ... ve Toplu ... Sözleşmelerine Uygulanacak Hukuk, ..., 2012, s.189-195). Devlet organizasyonun korunması, çoğu olayda ülke ile belirli bir şekilde irtibatlı ya da ülkede gerçekleştirilen ... sözleşmelerinde söz konusu olur. Örneğin, tamamen yurt dışından ifa edilen bir ... ilişkisinde ... hukukundaki asgari ücrete ilişkin kuralın uygulama alanına giren bir olay ya da ihtilaf söz konusu olmaz (... Aygül, “Yabancı Unsurlu ... Hukuku İhtilâfları ile İlgili Yargıtay Kararlarının Değerlendirilmesi”, Feriha Bilge ..., Gülce Gümüşlü Tunçağı (Editörler), 10. Yılında Milletlerarası ... Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun, ..., 2017, s.525-526; ... ... Çelenk, “Yabancı Unsurlu ... Sözleşmelerinde For Devletinin Doğrudan Uygulanan Kurallarının Tespiti ve Uygulaması”, ... ... Hukuk Dergisi, 2017/1, s. 286).
7. Gerek mülga 2675 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesi gerekse 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ... sözleşmesinin tarafları, sözleşme ile irtibatlı olsun olmasın diledikleri bir ülkenin hukukunu seçebilirler. Ancak tarafların seçmiş oldukları bu hukuk düzeninin, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgari korumanın altında kalması hâlinde mutad işyeri hukuku uygulanır. Bu durumda, seçilen hukuk ile mutad işyeri hukuku arasında bir yararlılık karşılaştırması yapılmalıdır (Vahit ..., “5718 sayılı Kanunu'na Göre ... Akdine Uygulanacak Hukukun Tespiti”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt XI, 2007, Sayı 1-2, s.153; A. ... Büyükalp Sarıöz, “Mutad İşyeri Kavramı ve MÖHUK m.27/f.3’ün Uygulanması Sorunu”, ... Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 8, 2018, Sayı 2, s.211-212; Elçin, s.89-100). Mutad işyeri, işin zaman ve içerik olarak ağırlıklı ifa edildiği işyeridir. Başka bir anlatımla mutad işyeri, işçinin işini fiilen yaptığı yerdir. İşçinin ücretinin ne şekilde ve hangi para biriminden ödendiği mutad işyerinin belirlenmesi açısından belirleyici değildir. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması, örneğin montaj için yurt dışında görevlendirilmesi durumunda, bu işyeri mutad işyeri sayılmayacaktır. Geçici çalışmanın ne kadar olacağı her olayın özelliğine göre hâkim tarafından belirlenmelidir. İşçi sadece yabancı ülkede çalışmak için işe alınmışsa ya da işveren çalışmak üzere yabancı ülkeye gönderdiği işçisini geri alma niyetinden veya işçi geri dönme niyetinden vazgeçerse, yabancı ülkeye gönderilen işçinin fiilen çalıştığı yer, mutad işyeri hâline gelir (... Aygül, Nazlı ..., “Birden Fazla Ülkede İfa Edilen ... Sözleşmelerinde Mutad İşyerinin Tespiti”, Terazi Hukuk Dergisi, 2020, Sayı 169, s.1822-1824; Elçin, s.118-137; Büyükalp Sarıöz, s.217).
8. Yabancılık unsuru taşıyan ... sözleşmelerinde taraflar uygulanacak hukuku seçmemişlerse veya yapmış oldukları hukuk seçimi anlaşması herhangi bir sebepten geçerli değilse, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince işçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz. İşin birden fazla ülkede ifa edilmesinde de mutad işyerinin tespitine çalışılmalıdır. Bu hâlde mutad işyeri, Avrupa Birliği Adalet Divanı kararlarında ve doktrinde belirtildiği üzere, işçinin işini ifa faaliyetlerini veya ifa faaliyetlerinin çoğunluğunu gerçekleştirdiği yer, işçinin esas olarak işverene karşı yükümlülüklerini yerine getirdiği yer, işçinin işini ifa etmek üzere hangi ülkede daha çok zaman geçirdiği, işin organize edildiği yer, işin esas kısmının ve ağırlıklı bölümünün yapıldığı yer gibi kriterlerden hareket edilebilir (Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi, 18.09.2019 tarihli ve 2016/9339 Esas, 2019/16564 Karar sayılı kararı; Aygül, ..., s.1822-1824). Ancak aynı maddenin üçüncü fıkrasına göre işçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde ... sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir. Esas işyeri ile kastedilen, işverenin işyeri merkezinin bulunduğu ülkedir. Örneğin açık denizlerde görev ... gemi adamları bakımından esas işyerinin bulunduğu ülke hukuku önem taşır. Maddenin dördüncü fıkrasında ise hâlin bütün şartlarına göre ... sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye mutad işyeri hukuku ve işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukuku yerine bu hukukun uygulanabileceği ifade edilmiştir. Daha sıkı ilişkili hukukun uygulanmasındaki en önemli unsur, işçinin menfaatidir (Elçin, s.147). Örneğin, işçinin sosyal çevresinin ...’de bulunması, ...’nin sosyal güvence sistemi içinde yer alması, ücretinin ...’de ve ... lirası üzerinden ödenmesi, işverenin ... olması, ... sözleşmesinin ... hukukuna özgü kurumlar gözetilerek düzenlenmesi, ... hukukuna tâbi daha önceki bir ... sözleşmesine gönderme yapılması, ... sözleşmesinin Türkçe kaleme alınması gibi unsurların tamamının ya da önemli bir bölümünün varlığı hâlinde, ... sözleşmesinin ... hukuku ile sıkı ilişki içinde olduğu sonucuna varılabilir (Elçin, s.152).
9. Sözleşmenin belirli süreli olarak yapılıp yapılamayacağı, sözleşmenin sona ermesi nedeniyle işçinin hak kazanacağı tazminatlar, fazla çalışma, yıllık izin, işverence yapılan uygulama ve ödemelerin niteliği, zamanaşımı gibi hususlar 5718 sayılı Kanun'un 27 nci maddesi uyarınca tayin edilen hukuka göre değerlendirilmelidir. Hafta tatili, dinî ve millî ... günleri ve ücretlerini düzenleyen hükümler, doğrudan uygulanan kuraldır; ancak uygulama alanına giren ... ilişkilerine uygulanır. Örneğin tamamen yurt dışında ifa edilen bir ... ilişkisinde, dinî ve millî ... günleri ... hukukuna göre belirlenemez (Aygül, s. 528; ... ..., ... ..., “...’den Yurt Dışına Götürülen İşçiler Hakkında Yargıtay Kararının Değerlendirilmesi”, ... Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, Cilt 13, 2016, Sayı 50, s.971-972).
10. Somut uyuşmazlıkta davacı işçi, davalının yurt dışında bulunan şantiyelerinde çalıştığını, ücretinin USD olarak ödendiğini ileri sürerek ödenmeyen kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ... ... ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiş; davalı işverenler ise davacının yurt dışı şantiyelerinde çalışması sebebiyle uyuşmazlığın yabancı hukuka göre çözümlenmesi gerektiğini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince, davalı vekilinin bu savunmasına değer verilmeksizin uyuşmazlığa ... hukuku uygulanmak suretiyle yargılama sonuçlandırılmış ve istinaf yolu incelemesinde de davalının bu yöndeki istinaf başvurusu; ... hukukunun olaya uygulanmasında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Ne var ki varılan sonuç, dosya kapsamına uygun düşmemiştir.
11. Tarafların hukuk seçimi anlaşması yapmadıkları veya yapılan hukuk seçimi anlaşmasının geçersiz olduğu dönemde ... sözleşmesine, kural olarak işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukukunun uygulanması gerektiği 5718 sayılı Kanun’un 27 nci maddesinin ikinci fıkrasında genel bir kural olarak düzenlenmiştir. Burada yetkili kılınan hukuk, işçinin işini fiilen yerine getirdiği yer ülke hukukudur. Mutad işyeri hukuku, karakteristik edimin ifa yeri hukuku olarak ... sözleşmesiyle en sıkı ilişkili olan hukuktur. 5718 sayılı Kanun’un 27 nci maddesinin dördüncü fıkrasında düzenlenen daha sıkı ilişkili hukuk ise bir istisna hükmü olup bu hükmün ... sözleşmelerinde dar yorumlanması gerekir (Beyza Çağla ..., ... ... Sözleşmelerine Uygulanacak Hukuk, ..., 2021, s. 74, 89).
12. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacı işçi; 14.10.2002-28.05.2009 ve 18.03.2010-27.09.2014 tarihleri arasında davalı işverenlerin yurt dışındaki projelerinde iki dönem hâlinde fasılalı olarak çalışmıştır. Her ne kadar taraflar arasında yurt dışı ... sözleşmesi düzenlenmemiş ise de, dosyada bulunan yurda giriş çıkış kayıtlarında da görüleceği üzere çalışmasının tamamı yurt dışında geçen ve ücretleri USD üzerinden ödenen davacı işçi bakımından mutad işyeri hukukunun çalışılan ülke hukuku olduğu kabul edilmelidir.
Buna göre hukuk seçimi anlaşması bulunmayan ve daha sıkı ilişkili hukukun ... hukuku olmadığı anlaşılan tüm çalışma dönemi bakımından uyuşmazlığa, mülga 2675 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesinin ikinci fıkrası ile 5718 sayılı Kanun’un 27 nci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında mutad işyeri hukukunun uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi isabetsiz olmuştur. Bu sebeple davacının çalışma dönemlerinde mutad işyerinin neresi olduğu araştırılıp tespit edilerek ve usuli kazanılmış haklar da gözetilerek ilgili dönem için uyuşmazlığa uygulanacak hukuk belirlenmelidir. Eksik inceme ve araştırma ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.