"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Samsun Devlet Su İşleri Müdürlüğünde geçici işçi olarak işe başladığı tarihten itibaren Tes-İş Sendikasına üye olduğunu, daha sonra aynı Müdürlükte kadrolu işçi statüsüne geçildiğini, ancak kadrolu işçi statüsüne alındığında geçici/mevsimlik işçilikte geçen çalışmalarının kıdem hesabında dikkate alınmadığını, ... işe başlamış gibi değerlendirildiğini ve ... pozisyon ve derecesine göre haklardan yararlandırılmadığını veya eksik yararlandırıldığını, benzer statü ve durumdaki Yol-lş Sendikasına üye ve il ... idarelerinde çalışan işçilere bu haklarının verildiğini, konuya ilişkin emsal kararlar bulunduğunu ileri sürerek ağır vasıta tazminatı, ücret farkı alacağı, yasal ilave tediye farkı, akdi ilave tediye farkı, iş güçlüğü tazminatı farkı, yıpranma prim farkı ve kıdem teşvik primi farkı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın belirsiz alacak olarak açılamayacağını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının daimi işçiliğe geçirilme tarihinde uygulanmakta olan 01.03.1999-28.02.2001 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin kademe ve derece terfi ve bunun değerlendirilmesine ilişkin 106, 107 ve 108 ... maddelerinden, geçici/mevsimlik işçi olarak çalıştığı dönemler dâhil edilecek şekilde yararlandırılmasının mümkün olmadığını, 02.02.2001 tarihinden önce daimi işçi olarak çalışmadığını, toplu iş sözleşmesinin kademe ve derece terfilerine ilişkin hükümlerinin daimi işçiler için öngörülmüş olduğunu ve geçici/mevsimlik iş sözleşmeleri ile çalıştırılan işçilerin 5 ... madde gereği bu hükümlerin kapsamı dışında bırakıldığını, davacı tarafa sendikalı işçi olması nedeniyle gerek geçici/mevsimlik işçi olarak çalıştığı gerekse kadrolu işçi olarak çalıştığı dönemlere ait toplu iş sözleşmesinden ... tüm özlük ve sosyal haklarının zamanında ödendiğini, davacının bu yöndeki her türlü talebinin hukuka aykırı olduğunu ve dava açılmasının iyiniyetli olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının, 01.05.1984 tarihinde mevsimlik işçi olarak çalışmaya başladığı, 01.09.1999 tarihinde daimi kadroya atandığı ve hâlen çalışmaya devam ettiği, dava tarihinden geriye doğru beş yıldan önceki alacakların zamanaşımına uğradığı ve davacının çalışmaları karşılığı toplu iş sözleşmesinde öngörülen zam oranları dikkate alındığında davalı Kurumca ödenen miktar arasında fark alacakların olduğu, davacının pozisyonunun yıpranma primi ve ağır vasıta primi ödenmesi gereken pozisyonlardan olmadığı gerekçesiyle mevcut kıdemi çerçevesinde davacıya ödenen ücretler ile toplu iş sözleşmesine göre ödenmesi gereken ücretler hesaplanarak aradaki fark esas alınmak suretiyle bilirkişi raporundaki hesaplama doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; cevap dilekçesinde ileri sürülen nedenleri tekrar ederek davacının sendikalı işçi olması nedeniyle geçici/mevsimlik işçi olarak çalıştığı süre zarfında Genel Müdürlük ile Tes-İş Sendikası arasında işletme düzeyinde bağıtlanan toplu iş sözleşmesi hükümleri uyarınca yevmiye intibaklarının yapıldığını, yevmiyeleri yeniden tespit edilerek ücret ve alacaklarının davacıya ödendiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen alacakların hakkaniyete aykırı bir şekilde hesaplandığını, bu sebeple rapora itiraz edilmişse de bu itirazların Mahkemece dikkate alınmadığını, bilirkişi raporunun bu hâliyle hükme esas alınmasının kabul edilemeyeceğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının ve Mahkemenin bu şekilde karar vermesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, somut olayda belirsiz alacak davasının şartlarının bulunmadığını, Mahkemece davacı tarafın ıslah talebi kabul edilmişse de kararın bu yönden hatalı olduğunu, davacının yapmış olduğu arabuluculuk dâhil yargılama giderlerinin bir kısmının Kurumdan alınarak davacı tarafa verilmesinin de doğru olmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın işçinin geçici işçilikte geçen süreleri de dikkate alınarak toplu iş sözleşmesinde belirlenen kademe terfiye bağlı ücret artışına hak kazanılması nedeniyle işçiye eksik ödenen ücret alacaklarına ilişkin olduğu, toplu iş sözleşmesine göre kademe terfi nedeniyle işçiye ödenmesi gereken ücretten daha az ücret ödendiği, bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde hesaplamaya ilişkin itirazların soyut nitelikte olup hesaplamanın hangi bakımdan hatalı olduğunun da istinaf sebepleri arasında belirtilmediği, bu nedenle hesaplamaların hatalı olduğuna dair istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin doğru olarak hesaplandığı, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı ancak sürpriz karar yasağı kuralı, Anayasa Mahkemesinin ... ... kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.11.2020 tarihli ve 2019/17-853 Esas, 2020/907 Karar sayılı ilâmında da belirtildiği şekilde belirsiz alacak davasının koşullarını taşımayan davanın kısmi dava olarak görülebileceği, diğer taraftan işbu dava kısmi dava olarak kabul edilse dahi, bu kabulün sadece faiz başlangıcı ve zamanaşımı yönünden sonuca etkili olabileceği, davalının ise belirtilen hususları istinaf sebebi olarak ileri sürmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ... alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, istinaf dilekçesinde belirttiği sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davanın türüne, davacının geçici/mevsimlik işçi olarak çalıştırıldığı sürenin kademe terfiinde dikkate alınıp alınamayacağı ve buna bağlı olarak fark alacaklarının bulunup bulunmadığına, varsa alacakların hesaplanmasına, faize ve yargılama giderlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 26, 107 ve 326 ncı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 ... maddesi.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32 nci maddesi, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un (6772 sayılı Kanun) 1 vd. maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi (Mülga 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nun 9 uncu maddesi).
3.7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A maddesinin on bir ila on dördüncü fıkraları.
4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.05.2017 tarihli ve 2017/22-2094 Esas, 2017/910 Karar; 13.12.2017 tarihli ve 2016/9 (7)-100 Esas, 2017/1688 Karar; 13.12.2017 tarihli ve 2016/9 (7)-594 Esas, 2017/1694 Karar sayılı kararları.
5. Dairemizin belirsiz alacak davasına ilişkin ilkelerinin açıklandığı 27.12.2022 tarihli ve 2022/6872 Esas, 2022/17896 Karar sayılı ilâmı.
6. Dairemizin belirsiz alacak davalarında sürpriz karar yasağına ilişkin 14.09.2020 tarihli ve 2016/26476 Esas, 2020/7547 Karar sayılı; 31.05.2022 tarihli ve 2022/5909 Esas, 2022/6892 Karar sayılı; 09.02.2022 tarihli ve 2022/829 Esas, 2022/1542 Karar sayılı ilâmları.
3. Değerlendirme
1. Somut uyuşmazlıkta, dava belirsiz alacak davası olarak açılmıştır. Bölge Adliye Mahkemesinin koşulları bulunmadığı hâlde belirsiz alacak davası olarak açılan davanın kısmi dava olarak sonuçlandırılabileceği yönündeki gerekçesi, Dairemizin ilâmın İlgili Hukuk bölümünün (5) numaralı paragrafında yer verilen kararında açıklanan ilkeler dikkate alındığında yerinde değildir. Diğer taraftan dava konusu alacaklar bakımından daha önce verilen kararlarda hukuki yarar yokluğu sebebiyle dava şartı yokluğuna bağlı davanın reddi kararları verilmediğinden Dairenin önceki görüşüne güvenilerek belirsiz alacak davası şeklinde açılan bu davada belirtilen husus İlgili Hukuk kısmının (6) numaralı paragrafında belirtilen Daire kararları da gözetilerek bozma nedeni yapılmamıştır.
2. Dairemizin yerleşik uygulaması uyarınca işçi, muaccel alacaklarını ... ... belirtmek kaydıyla ihtarname ile işvereni temerrüde düşürebilir. Söz konusu ihtarnamede alacak miktarlarının belirtilmesi gerekmez. Dava tarihinden önce yürütülen arabuluculuk süreci sonucunda anlaşma yapılamadığına dair düzenlenen son tutanak bu bağlamda değerlendirildiğinde; dava konusu alacakların dava tarihinden önce arabuluculuk aracılığıyla talep edilmesi karşısında davalı işverenin arabuluculuk son tutanak tarihi itibarıyla temerrüde düştüğünün kabulü gerekmektedir. Bu sonuç davalı işverenin usulüne uygun davet edilmesine rağmen arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı durumlarda da geçerlidir. Mahkemece alacaklara arabuluculuk son tutanak tarihi yerine arabuluculuk başvuru tarihinden itibaren faize hükmedilmesi hatalı olmuştur.
3. Diğer taraftan ilave tediye alacağı, 6772 sayılı Kanun ile öngörülmüş bir alacak olup bu alacağa uygulanması gereken faiz oranı kanunen yasal faizdir. Davacı ilave tediye alacağına, gerek dava gerek talep artırım dilekçesi ile en yüksek banka mevduat faizi uygulanmasını talep etmiştir. Bu durumda hüküm altına alınan ilave tediye alacağına, taleple bağlı kalınarak bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi aşmamak kaydıyla yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde en yüksek banka mevduat faizi uygulanması isabetsizdir.
4. Seri şekilde Dairemize gelen ve aynı ... temyiz incelemesi yapılan bir kısım dosyalarda hazırlanan raporlarda; elektronik ortamdan indirilen bu toplu iş sözleşmesinin, taraflarca kabul edilen toplu iş sözleşmesi metni değil Sendikanın taslak metni olduğu belirlenmiştir. Bu tespit karşısında öncelikle dosyadaki metnin, işveren ve Sendika arasında imzalanmak suretiyle yürürlüğe giren 18. Dönem Toplu İş Sözleşmesi olup olmadığı belirlenmeli, değilse taraflarca kabul edilen toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre yeniden hesaplama yapılmalıdır. Ayrıca yapılacak tüm hesaplamalarda toplu iş sözleşmelerinin ücret artışı vb. maddelerinde yer ... yarım kuruşu aşan kesirlerin tama iblağı ve yarımdan az olanların ise dikkate alınmayacağına yönelik düzenlemeler de göz önünde bulundurulmalıdır. Belirtilen hususlar gözetilmeden karar verilmesi de isabetli değildir.
5. Ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının geçici işçilikte geçirdiği 10 yıl için daha önce hiç ödeme yapılmadığından toplam 10 kez kademe terfi yapılacağı belirtilerek hesaplama yapılmışsa da davacı işçinin özlük dosyasında kadro öncesinde yapılmış kademe terfileri bulunduğu gibi toplu iş sözleşmelerine göre bazı dönemlerde intibak işlemleri de yapılmıştır. Davacının özlük dosyasına göre yapıldığı anlaşılan kademe terfi ve intibak dikkate alınmak suretiyle olması gereken kademe terfi belirlenmeli, bundan sonra iş grubu ve pozisyonuna göre toplu iş sözleşmesi gereğince davacıya ödenmesi gereken ücretten işverence ödenen ücret mahsubu edilerek hesaplama yapılmalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.