"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2261 E., 2022/2070 K.
DAVA TARİHİ : 05.....2015
KARAR : Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 18. ... Mahkemesi
SAYISI : 2015/281 E., 2019/63 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının başvurusunun esastan reddine, davalının başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde 23.01.2006-15.08.2013 tarihleri arasında 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun (5953 sayılı Kanun) kapsamında editör olarak çalıştığını, ... sözleşmesinin ihbar ve kıdem tazminatı ödenerek haksız feshine karşı açtığı işe iade davasının müvekkili lehine sonuçlandığını ancak davalı tarafından işe başlatılmadığını, ... sözleşmesinde haftalık 48 saat çalışma ve aylık ücret karşılığı 270 saat fazla çalışma kararlaştırıldığını, normal çalışmanın haftada altı gün 09.00-18.00 saatleri arasında olup gazetenin hafta sonu ekleriyle ilgili görevi nedeniyle perşembe ve cuma günleri gece 03.00-04.00 saatlerine kadar çalışmak zorunda kaldığını, 2006-2011 yıllarında görevi nedeniyle bir çok yurt içi ve dışı seyahatler yaptığını, 2011 yılından itibaren gazete merkezinde haberlerin hazırlanmasında görevlendirildiğini ve aylık ücretinin net 3.250,00 TL olduğunu, yıllık 270 saati aşan fazla çalışma karşılığı 30.000,00 TL brüt alacağının olduğunu, davalı uygulamasında riskli işlerde görev alanlara o dönemde bir aylık ücret tutarında görev tazminatı ödendiğini, bordrolarda bu alacak için ayrı bir satır bulunduğunu, müvekkiline 2012 yılı Kasım ayı, 2013 yılı Nisan, Mayıs ve Ağustos aylarında riskli bölgede görevlendirildiği hâlde bir ödeme yapılmadığını, işyerinde şehir dışı ve yurt dışı seyahatlerde günlük 40 TL ve 75 USD harcırah ödendiğini ancak harcama belgesi sunulmadığı gerekçesi ile müvekkiline ödeme yapılmadığını, yurt dışı görevlendirmenin riskli bölgelere olduğu durumda ödemenin 250 USD olduğunu ileri sürerek fazla çalışma ücreti ve %5 fazlası, görev tazminatı ile harcırah alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının bir alacağının bulunmadığını, ... sözleşmesinin feshinde alacaklarının eksiksiz ödendiğini, taraftar arasındaki 01.02.2008 tarihli sözleşme uyarınca aylık ücretin yıllık 270 saat fazla çalışma karşılığı zamlı ücreti de kapsadığını, keza davacının ücret bordrolarındaki tahakkukları çekincesiz kabul ettiğini, bu nedenle davacının fazla çalışma alacağı iddiasını ancak yazılı delillerle ispat edebileceğini, işyerinde görev tazminatı ödenmesine dair bir uygulamanın bulunmadığını, iddia edilen 40 TL ile 75 USD'nin harcırah olmayıp görevlendirmelerde harcama limitine dair olduğunu ve ancak fiilen yapılmış, belgeleri bulunan harcamalar için ödeme yapıldığını, fazla çalışma ücret alacağı olmayan davacının %5 fazla ödeme de talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının tüm hizmet süresinin 5953 sayılı Kanun kapsamında geçtiği, davacının fazla çalışma ücreti talebinde bulunduğu, davacının sözleşmesinde yıllık 270 saate kadar olan fazla çalışmaların ücrete dâhil olduğu hükmüne yer verildiği, yıllık 270 saatin üzerinde fazla çalışma yaptığının davacı tarafça görgüye dayalı bilgisi olan tanık beyanları ile ispatlandığı, hükme esas alınan bilirkişi ek raporunda fazla çalışma ücretinin 5953 sayılı Kanun hükümlerine göre hesaplandığı, fazla çalışma ücretinden takdiren %30 oranında indirim yapıldığı, davacı tarafça 5953 sayılı Kanun hükümlerine göre fazla çalışma ücretinin %5 fazlası alacağın talep edildiği, Kanun'un Ek 1 inci maddesinde fazla çalışma ücretlerinin çalışmayı takip eden ay başında ve günlük %5 fazlasıyla ödeneceğinin düzenlendiği, bilirkişi ek raporunda fazla çalışma ücretinin %5 fazlasının 5953 sayılı Kanun hükümlerine göre hesaplandığı, fazla çalışma ücretinin %5 fazla alacağından takdiren %90 oranında indirim yapıldığı, her ne kadar davacı davalı uygulamasında riskli işlerde görev alanlara o dönemde bir aylık ücret tutarında görev tazminatı ödendiğini belirterek görev tazminatı ve harcırah alacağı talep etmişse de, bu iddialara ilişkin herhangi bir yazılı delilin dosyaya sunulmadığı, keza 5953 sayılı Kanun'da görev tazminatının yer almadığı, davalının özel sektör işvereni olarak 6245 sayılı Harcırah Kanunu (6245 sayılı Kanun) kapsamında olmadığı, davacının iddiası gibi ücret bordrolarında görev tazminatı şeklinde bir satırın yer almadığı, işyerinde işyeri uygulamasına dönüşen görev tazminatı ödemesi olduğunun davacı tarafça usulünce ispatlanamadığı, yine harcırah uygulamasının maktu bir ödeme olarak değil, işyeri dışı görevlendirmelerde azami bir harcama sınırı olarak fiili harcama karşılığında ödendiğinin anlaşıldığı, buna göre davacının hangi görevlendirmeler için harcama evrakını teslim ettiği hâlde bir ödeme olmadığına ilişkin net beyanı olmadığı, bu hususta dosyaya sunulan herhangi bir yazılı delilin de bulunmadığı, davacı ... şartı olarak harcama olsun ya da olmasın maktu bir harcırah ödendiğini ispat edemediğinden davacının görev tazminatı ve harcırah alacağı taleplerinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili, fazla çalışma ücreti %5 fazlası alacağına ilişkin kararda faiz talebinde bulundukları hâlde bu hususta karar verilmediğini, dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, görev tazminatı ve harcırah ödemeleri talebi ile ilgili yeterli araştırmanın yapılmadığını, eksik inceleme ile ret hükmü kurulduğunu, ücret bordrolarında bu hususun belli olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili, davacının fazla çalışma alacağının bulunmadığını, bilirkişi ek raporu doğrultusunda verilen kararın hatalı olduğunu, ücret bordrolarına karşılık yazılı delil sunulmadığını, 5953 sayılı Kanun'da yer alan fazla çalışma ücretinin %5 fazlalığına ilişkin düzenlemenin Anayasa Mahkemesinin 19.09.2019 tarihli, 2019/48 Esas, 2019/74 Karar sayılı kararı ile iptal edilmesi nedeniyle bu yöndeki talebin reddi gerektiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 23.01.2006 tarihinde davalı işyerinde editör olarak çalışmaya başladığı, 15.08.2013 tarihinde ... sözleşmesinin feshedildiği, dosyada bulunan delillerden davacının görev tazminatına ilişkin bir bilgi bulunmadığı, bordrolarda bir kayıt bulunmadığı, dinlenilen tanık anlatımlarından da görev tazminatı ve harcırah ödemesinin varlığının net bir şekilde ispat edilemediği, bu husustaki taleplerin ispatlanamaması nedeniyle reddedilmesinin doğru olduğu, davacının fazla çalışma alacağı ile ilgili yapılan hesaplamanın denetime müsait ve doğru olduğu, fazla çalışma ücretine ilişkin hükmün isabetli olduğu, davalının bu yöndeki istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, 19.11.2019 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 19.09.2019 tarihli ve 2019/48 Esas, 2019/74 Karar sayılı kararı ile “13/6/1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun’un 4/1/1961 tarihli ve 212 sayılı Kanun’un 1. maddesiyle değiştirilen ek 1. maddesinin sekizinci fıkrasının ikinci cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline” karar verildiği, bu iptal kararının somut norm denetimi sonucu verilmesi nedeniyle iptal kararının geriye yürümezliği kuralının istisnasını teşkil ettiğinden kesinleşmemiş davalarda da tatbiki gerektiği, davalının bu yöndeki istinaf itirazının yerinde olduğu davacının fazla çalışma ücretinin %5 fazlası alacağına yönelik talebin reddi gerektiği gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararının devam eden yargılamalarda uygulanmaması gerektiğini, fazla çalışma alacağının %5 fazlası talebinin reddinin hatalı olduğunu, müvekkilinin görev tazminatı talebi ve harcırah taleplerinin gerekçesiz olarak reddedildiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, dava belirsiz alacak davası olarak açıldığı ve taleplerini talep arttırım dilekçesiyle harç tamamlamak suretiyle artırdıkları hâlde fazla çalışma ücreti ve %5 fazlası alacaklarına faiz taleplerinin karşılanmadığını, fazla çalışma alacağının tamamının faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerekirken dava ve ıslah tarihi şeklinde iki ayrı tarih belirlenmesinin usule aykırı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının dava konusu alacak kalemlerine hak kazanıp kazanmadığı ile Anayasa Mahkemesinin 19.09.2019 tarihli ve 2019/48 Esas, 2019/74 Karar sayılı iptal kararı nedeni ile fazla çalışma ücreti alacağının % 5 fazlası alacak talebinin reddi gerekip gerekmediği ve alacak kalemlerine işletilen faizin başlangıç tarihi hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 5953 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi ile Ek 1 inci maddesi hükümleri ve Anayasa Mahkemesinin 19.11.2019 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan19.09.2019 tarihli ve 2019/48 Esas, 2019/74 Karar sayılı iptal kararı.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.