Logo

9. Hukuk Dairesi2023/5128 E. 2023/6830 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı işçinin kıdem ve ihbar tazminatı ödendiğini gösteren bordrolardaki imzaların kendisine ait olduğunu kabul etmesine rağmen, ödemelerin fiilen yapılmadığı iddiasıyla açtığı alacak davasında, bordrolardaki tutarların mahsubu yapılıp yapılmayacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının bordrolardaki imzaları kabul etmesi ve ödemelerin yapıldığına dair aksi yönde kesin bir delil sunulamaması gözetilerek, mahkemenin kıdem ve ihbar tazminatı bordrolarındaki tutarları hesaplamada mahsup etmesi usul ve yasaya uygun bulunarak yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 25.09.2006-11.07.2012 tarihleri arasında el işçisi olarak çalıştığını, resmî kurumlara ... ücretinden düşük olarak asgari ücret seviyesinde bildirim yapıldığını, hakları ödenmemesine rağmen kıdem ve ihbar tazminatı ödenmiş gibi belge imzalatıldığını, alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, asgari geçim indirimi, ücret, fazla çalışma, ... ... ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 2010-2012 yılları arasında çalıştığını, tüm alacaklarının elden ödendiğini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, işyerinden ayrıldıktan iki yıl sonra dava açtığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 29.12.2015 tarihli ve 2014/66 Esas, 2015/772 Karar sayılı kararı ile; toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 16.10.2019 tarihli ve 2017/24664 Esas, 2019/19186 Karar sayılı kararıyla; dosya kapsamında yer ... 11.07.2012 tarihli ibranamenin ... sözleşmesinin sona erme tarihinden itibaren en az 1 aylık süre geçmeden düzenlendiği, ibranamede 1.110,50 TL ihbar tazminatı ve 1.930,02 TL kıdem tazminatı ödendiğinin belirtildiği ancak ödemenin banka aracılığıyla yapıldığına dair bir kaydın olmadığı, bu bakımdan Mahkemece ortada geçerli bir ibra belgesinin bulunmadığı sonucuna varılmasının isabetli olduğu, ne var ki dosyada mübrez olan ve davacı imzasını içeren kıdem ve ihbar tazminatı bordrosu başlıklı belgeler ile ilgili olarak davacının bu bordrolardaki imza ve içeriği ile ilgili beyanına başvurmak suretiyle kıdem ve ihbar tazminatı ödemesi yapılıp yapılmadığının açıklığa kavuşturulması gerektiğinin gözden kaçırılmasının hatalı olduğu, giydirilmiş ücretin hesabı konusunda yemek yardımının işverene maliyeti de gözönünde bulundurularak ilgili kuruluşlardan işyerinin niteliği ve davacının çalışma dönemi de belirtilerek fesih tarihindeki bir öğün yemek bedelinin ne kadar olduğu sorulup belirlendikten sonra tespit edilecek yemek bedelinin giydirilmiş ücrete ilave edilmesi gerektiği gözetilmeden karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kapsamında dinlenen davacı asılın kıdem ve ihbar tazminatı bordroları altındaki yazı ve imzaların kendisine ait olduğunu beyan ettiği, bordrolarda yazılı tutarların hesaplanan kıdem ve ihbar tazminatından mahsup edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilinin, kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığına yönelik beyanına ve ödemeye ilişkin banka dekontu sunulmamasına rağmen kıdem ve ihbar tazminatı bordrolarındaki tutarların hesaplamada mahsup edilmesinin hatalı olduğunu belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, kıdem ve ihbar tazminatı bordrosu başlıklı belgelerde yer ... tutarların hesaplama sırasında mahsubunun gerekip gerekmediğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 ... maddesi, 438 ... maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4857 sayılı ... Kanunu'nun 17 nci maddesi ile aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 ... maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer ... sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.