"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
SAYISI : 2022/225 E., 2022/377 K.
Avukat ...
DAVA TARİHİ : 01.02.2011
KARAR : Davanın kabulü
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekilince temyiz edilmekle Dairemizin 03.12.2014 tarihli ve 2014/24513 Esas, 2014/34268 Karar sayılı kararı ile bozulmuş, bozma üzerine Mahkemece bozma ilâmına direnilmiştir.
Direnme kararının da davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizce bozma kararı yerinde bulunarak direnme kararı incelenmek üzere dosya Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.....2019 tarihli ve 2015/22-3239 Esas, 2019/653 Karar sayılı ilâmı ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda dava dilekçesinin usulden reddi ile yargı yolu bakımından Mahkemenin görevsizliğine dair 10.12.2019 tarihli ve 2019/779 Esas, 2019/1066 Karar sayılı kararına karşı tarafların temyiz talebinin bulunmaması üzerine karar kesinleşmiştir.
... 1. İdare Mahkemesinin 2020/113 Esasına kayıtlı olarak açılan davada uyuşmazlığın adli yargının görev alanına girdiği sonucuna varılarak görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmuştur.
Uyuşmazlık Mahkemesinin 31.01.2022 tarihli ve 2021/849 Esas, 2022/52 Karar sayılı kararı ile adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle ... 1. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulüne ve ... ... Mahkemesinin 10.12.2019 tarihli ve 2019/779 Esas, 2019/1066 Karar sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Uyuşmazlık Mahkemesinin kararı üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda, ... ... Mahkemesinin 31.05.2022 tarihli ve 2022/225 Esas, 2022/377 Karar numaralı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; davalı Kurumdan ayrıldığı tarih itibarıyla verilmekte olan bir aya denk düşen ikramiyesinin ve denge tazminatının aylık ücretine eklenmemesi nedeniyle hak kaybına uğradığını belirterek ek ödeme alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle davanın görev yönünden reddinin gerektiğini, husumet yönünden itirazlarının olduğunu, davacının ücret nakil ilmühaberinin mevzuata uygun tanzim edildiğini, uyuşmazlığa konu edilen alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 24.05.2013 tarihli ve 2011/71 Esas, 2013/381 Karar sayılı kararı ile davacının nakle tâbi personel olduğu ancak davacıya ek ödemelerin yapılmadığı, davacının 23.03.2006 tarihinden nakil edilerek işe başladığı tarihe kadar olan dönemdeki ek ödeme alacağı ile denge tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 03.12.2014 tarihli ve 2014/24513 Esas, 2014/34268 Karar sayılı kararıyla söz konusu işlemlerin kamu personeli hakkında ve idare hukuku alanında tesis edilmiş birer idari işlem niteliğinde olduğu, idari işlemlerle ilgili uyuşmazlığın ise adli yargı yerinde değil, idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkemece verilen kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Direnme Kararı
Mahkemenin 27.03.2015 tarihli ve 2015/160 Esas, 2015/296 Karar sayılı kararıyla; bu konuda emsal Uyuşmazlık Mahkemesinin ilâmlarında adli yargının görevli olduğuna karar verildiği gerekçesiyle bozma ilâmına direnilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
1. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.....2019 tarihli ve 2015/22-3239 Esas 2019/653 Karar sayılı ilâmı ile; söz konusu işlemlerin kamu personeli hakkında ve idare hukuku alanında tesis edilmiş birer idari işlem niteliğinde oldukları, idari işlemlerle ilgili uyuşmazlığın ise adli yargı yerinde değil, idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği ve ilgili Kanun’dan kaynaklanan ek ödeme alacağının tahsili istemiyle anılan İdareye karşı açılan davalarda, idari yargı yerinin görevli olduğunun kabulü ile bu doğrultuda karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile önceki kararda direnilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozma İlâmına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 10.12.2019 tarihli ve 2019/779 Esas, 2019/1066 Karar sayılı kararı ile ilgili Kanun'dan kaynaklanan ek ödeme alacağının tahsili istemiyle anılan İdareye karşı açılan davalarda idari yargı yerinin görevli olduğu dava dilekçesinin usulden reddi ile yargı yolu bakımından Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
E. Uyuşmazlık Mahkemesi Kararı
1.... 1. İdare Mahkemesinin 2020/113 Esasına kayıtlı olarak açılan davada uyuşmazlığın adli yargının görev alanına girdiği sonucuna varılarak görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmuştur.
2. Uyuşmazlık Mahkemesinin 31.01.2022 tarihli ve 2021/849 Esas, 2022/52 Karar sayılı kararı ile adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle ... 1. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulüne ve ... ... Mahkemesinin 10.12.2019 tarihli ve 2019/779 Esas, 2019/1066 Karar sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
F. Mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi Kararı Sonrasında Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının nakle tâbi personel olduğu ancak davacıya ek ödemelerin yapılmadığı, davacının 23.03.2006 tarihinden nakil edilerek işe başladığı tarihe kadar olan dönemdeki ek ödeme alacağı ile denge tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının taleplerinin hukuka ve sözleşmeye aykırı olduğunu, Maliye Bakanlığının görüşleri doğrultusunda herhangi bir ek ödeme yapma imkanı bulunmadığını, emsal dava dosyalarında davanın reddine karar verildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (399 sayılı KHK) Ek II cetvelinde yer alan ve özelleştirme sonucu hissesi devredilen davalı Kurumda TİP 2 sözleşmesi ile nakle tâbi olarak çalışan davacının davalının özelleştirmeden önce tâbi olduğu ve özelleştirme ile bazı hükümleri değişen 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun (406 sayılı Kanun) Ek 29 uncu maddesi kapsamındaki düzenleme ve sözleşmedeki hüküm sebebi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KHK) Ek 3 üncü maddesi ve 399 sayılı KHK'nın Ek II cetvelinde yer alan kurumlarda çalışan sözleşmeli personele yapılan artışlardan yararlanıp yararlanmayacağı, nakledilirken bu artışların ve ödenen ikramiye, ilave tediye gibi ücretlerin maaş nakil ilmühaberindeki ücretinde dikkate alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası,
2. 406 sayılı Kanun'un Ek 29 uncu maddesi.
3. 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun'un (4046 sayılı Kanun) 22 nci maddesinin 5 inci fıkrası
4. Dairemizin 20.12.2021 tarihli ve 2021/12426 Esas , 2021/16672 Karar sayılı kararı.
5. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 28.12.2022 tarihli ve 2022/(22)9-904 Esas, 2022/1908 sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Taraflar arasında imzalanan TİP 2 sözleşmenin 7 nci maddesindeki kurallara göre “Nakil hakkını saklı tutan çalışanın ikramiye, yardım vs. gibi mali ve özlük hakları için ... mevzuatına tabi kapsam dışı personel esaslarında yer alan hükümler uygulanır. Ancak ücretlerde yapılacak artış oranı, kamudaki memur maaş artış oranında olacaktır ”.
2. Diğer taraftan özelleştirme uygulamaları sebebi ile nakilleri düzenleyen 4046 sayılı Kanun'un 22 inci maddesinin beşinci fıkrasında özelleştirme sebebiyle kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilen sözleşmeli ve ... kanunlarına tâbi personelin Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki kadro ve pozisyonlarına göre almakta oldukları ücret yanında, bildirim tarihi itibarı ile almakta oldukları ikramiye, ek ödeme gibi ek ödemelerinde sabit bir değer olarak bildirileceği hükmünü içermektedir.
3. Ancak 406 sayılı Kanun'un ... ... personeli için farklı bir uygulama benimsemiş özel düzenleme olduğundan bu Kanun'un 29 uncu maddesinin davacı hakkında uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
4. 406 sayılı Kanun'da değişiklik yapan ve 02.07.2004 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 5189 sayılı Çeşikli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile ... ... personelinin parasal haklarının tespitinde ... ... Yönetim Kurulu yetkili kılınmış olup 406 sayılı Kanun'un Ek 29 uncu maddesiyle başka kurumlara atanmak üzere Devlet Personel Başkanlığına bildirilecek personelin 4046 sayılı Kanun'un 22 nci maddesi uyarınca eski görevleriyle yeni görevlerinin parasal hakları arasındaki farkın ödenmesi sırasında yönetim kurulunca bu personelin diğer kamu personeline göre yüksek tutarlara çıkarılmış parasal hakları yerine 15.04.2004 tarihi itibarıyla aldıkları ücretlerine ... sözleşmelerinin sona erdiği 15 Ocak tarihine kadar kamu görevlilerine yapılmış zamlar uygulanmış olup bu düzenlemeyle ... ... AŞ'de çalışmakta iken özelleştirme nedeniyle başka kurumlara atananların ücretleriyle aynı unvanlarla özelleştirme kapsamındaki başka kurumlarda görev yapılmakta iken naklen atananların parasal hakları arasında eşitlik sağlanması amaçlanmıştır.
5. 27.....1989 tarih ve 375 sayılı KHK'ya 21.03.2006 tarih ve 5473 sayılı Kanun ile eklenen ek 3 üncü maddede öngörülen ek ödemeler kamu görevlilerine yapılan genel bir artış niteliğinde olmadığından, davacının bu ödemeden yararlanması için anılan Kanun kapsamındaki kamu görevlilerinden olması gerekir. Gerek 406 sayılı Kanun'un Ek 29 uncu maddesi, gerekse sözleşmenin 7 nci maddesi hükümleri davacının ... sözleşmesi ile çalıştığı dönemde kamu görevlilerine yapılan genel nitelikli artışlardan mahrum kalmasını engellemeyi amaçlamaktadır. Davacı davalıya ait işyerinde çalışmasaydı, 15.04.2004 tarihi itibarıyla belirlenmiş olan unvanın ücret ve diğer mali haklarıyla bir kamu kurumuna atanacak ve kamu görevlilerinin ücretlerine yapılan artışlardan yararlanacaktı. Kamu görevlisi olarak çalıştığında hak kazanamayacağı bir ödemeden davalı şirkette çalıştığı sırada yararlanması için bu konuda özel bir düzenleme olması gerekir. Bu bağlamda sözleşmenin 7 nci maddesi genel artışlarla ilgilidir.
6. Sonuç olarak, 375 sayılı KHK'nın ek 3 üncü maddesi uyarınca yapılan ek ödemelerin kamu personeli arasındaki ücret dengesizliğinin giderilmesi amacıyla madde kapsamında sayılan kamu idarelerindeki personel ile sınırlı olan ödeme olduğunu, yapılan düzenlemenin kamu personeli arasındaki ücret adaletini sağlamaya yönelik olduğu ve kamu personelinin tamamını kapsayan genel bir artış niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır. Davacının davalı Şirkette nakle tâbi personel olarak çalıştığı dönemde kamuda çalışanlara yapılan zam oranında maaşına zam yapılarak belirlenen ücrete göre nakil ilmühaberinde ücretin tespit edildiği sabittir.
7. Davacıya nakle tâbi olarak çalıştığı dönemde TİP 2 sözleşmesi uyarınca davalı işverence ikramiye ve ilave tediye ödemesi yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu ödemelerin davacının kamuya geçiş hakkını saklı tutarak imzaladığı sözleşme kapsamında kapsam dışı işçilik süresiyle sınırlı olduğu, Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ücretine dâhil edilmesi yönünde bir düzenleme bulunmadığı, 4046 sayılı Kanun'un 22 nci maddesinin beşinci fıkrasının davacı hakkında uygulanamayacağı, buna göre Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ücretine eklenmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.
8. Bu itibarla davalı Şirkette çalışmakta iken sözleşme kapsamında ödenen ek ücret, ek ödeme gibi ücretlerin nakil ilmühaberindeki ücrete eklenemeyeceği, davacının nakil ilmühaberindeki ücretinin eksik belirtilmediği anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekli iken yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
07.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.