Logo

9. Hukuk Dairesi2023/577 E. 2023/1608 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının FETÖ bağlantısı nedeniyle açığa alındıktan sonra beraat etmesi üzerine, açığa alındığı süreye ait ücret ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının ödenmesi talebiyle açtığı alacak davasında, mahkemenin hüküm altına aldığı alacak kalemlerinin belirsizliği ve ilave tediye alacağına uygulanan faiz türü uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacak kalemlerini ayrı ayrı belirtmemesi ve mahkemenin de bu kalemleri ayrıştırmadan tek bir kalemde hüküm altına alması, ayrıca ilave tediye alacağına yasal faiz yerine mevduata uygulanan en yüksek faizin uygulanması hatalı görülerek, İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :... Mahkemesi

SAYISI : 2022/561 E., 2022/92 K.

DAVA TARİHİ : 16.12.2019

KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı bünyesinde çalışmakta iken Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle Honaz Kaymakamlığının 11.08.2016 tarihli ve 1708 sayılı onayı ile görevinden uzaklaştırıldığını, uzaklaştırma süresinde ... Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca yapılan araştırmalar sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini ve yeniden işbaşı yaptırıldığını, davacının kamu personeli statüsünde olmaması nedeniyle çalışmadığı dönemlere ait ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek davacının haksız olarak görevden uzaklaştırıldığı ve çalışamadığı 11.08.2016-19.01.2018 tarihleri arasındaki ücret alacakları ile 16. Dönem Toplu ... Sözleşmesi'nden kaynaklanan alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu olayda idari yargı mercilerinin görevli olduğunu bu sebeple davanın görev yönünden reddi gerektiğini, esas bakımından da talebin yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 19.10.2021 tarihli ve 2019/711 Esas, 2021/628 Karar sayılı kararı ile davacının Honaz Kaymakamlığının 11.08.2016 tarihli ve 97375875/1708 sayılı onayı ile açığa alınarak görevden uzaklaştırıldığı, Honaz İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünde görevli daimi işçi davacının; 16.01.2018 tarihli idari soruşturma raporu, ifadelerine başvurulan tanıkların beyanlarında davacının FETÖ ile bağlantılı bulunmadığını belirtmeleri ve ... Cumhuriyet Başsavcılığının 26.09.2017 tarihli ve 2017/16631 Karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığı kararı dikkate alınarak Honaz Kaymakamlığının 19.01.2018 tarihli ve 216112 sayılı oluru ile yeniden görevine iade edildiği, 20.01.2018 tarihinde Honaz İlçe Müdürlüğünde görevine başladığı, davacının açıkta kaldığı süre içerisinde alamadığı ücretlerini talep ettiği, ücretin çalışmanın karşılığı olup çalışılmayan günler için işçiye ücret ödeme zorunluluğu bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 11.02.2022 tarihli ve 2022/5137 Esas, 2022/6732 Karar sayılı kararı ile davacının da yararlandığı 16. Dönem Toplu ... Sözleşmesi'nin içeriği ve sözleşmenin gözetim altına alınma, tutukluluk ve mahkumiyet hâlinde fesih ve tekrar işe başlatmaya ilişkin 24 üncü maddesinin kapsamı ile davacının talep dönemi içerisinde fiilen çalışmadığı olguları birlikte değerlendirildiğinde; davalı İdare tarafından yapılan işlemde sözleşme ve kanuna aykırı bir durumun bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 30.05.2022 tarihli ve 2022/5137 Esas, 2022/6732 Karar sayılı kararı ile davacının FETÖ ile bağlantılı bulunmadığı ortaya çıktığından ... sözleşmesinin ... taraflı askıya alınmasının, 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 408 inci maddesi kapsamında işverenin temerrüde düşmesine neden olduğundan 6098 sayılı Kanun'un 408 inci maddesine göre işçinin davalı işveren nezdinde çalışmadığı 11.08.2016-19.01.2018 tarihleri arasındaki sürede, yapmaktan kurtulduğu giderler ile başka bir ... yaparak kazandığı veya kazanmaktan bilerek kaçındığı yararların hesaplanacak alacak tutarlarından indirilmesi gerekeceği de değerlendirilerek işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma kararı doğrultusunda davacının görevden uzaklaştırıldığı döneme ilişkin ücret alacakları ile toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının davalı tarafça ödenmesi gerektiği, davacının davalı işveren nezdinde çalışmadığı dönem içerisinde yapmaktan kurtulduğu giderler ile başka bir ... yaparak kazandığı veya kazanmaktan bilerek kaçındığı yararlar yönünden bir iddia olmadığı ve dosya kapsamında buna ilişkin bir delil de bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; davacının görevden uzaklaştırıldığı tarih ile göreve iade edildiği tarih arasındaki ücretlerini talep etmesi üzerine bu konu ile ilgili Bakanlığın Personel Genel Müdürlüğü ile Strateji Geliştirme Başkanlığından görüş istendiğini, gelen cevabi yazılara göre davacının işçi olup 4857 sayılı ... Kanunu'na (4857 sayılı Kanun) tâbi olması ve anılan Kanun hükümleri uyarınca ancak ... görme edimi karşılığı davacının ücret almaya hak kazanabileceğini, görevden uzaklaştırıldığı döneme ilişkin herhangi bir ücret alacağı talep edemeyeceğini, 4857 sayılı Kanun'a tâbi işçilere uygulanan kurallar ile statü hukukuna tabi kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personele uygulanan kuralların birbirinden farklı olduğunu, davacının görevden uzak kaldığı dönemde başka bir işle meşgul olup olmadığı, kurtulduğu giderler olup olmadığı hususunun açıklığa kavuşturulmadığını ve faiz oranını kabul etmediklerini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; 6098 sayılı Kanun'un 408 inci maddesine göre işçinin davalı işveren nezdinde çalışmadığı 11.08.2016-19.01.2018 tarihleri arasındaki sürede dava konusu taleplerin hesabı ve ilave tediye alacağına uygulanacak faiz türü hususunda toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 6098 sayılı Kanun'un 408 inci maddesi, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun

'un (6772 sayılı Kanun) 1 vd. maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinde belirtilmiştir. Söz konusu düzenlemeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Kanun'un aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi sebeple o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.

3. Somut uyuşmazlıkta davacı dava konusu toplu ... sözleşmesinden kaynaklı alacaklarının tamamını dava dilekçesinde; kısmen 50,00 TL olarak talep etmiş, yine ıslah dilekçesinde de toplu ... sözleşmesi ve 6772 sayılı Kanun'dan kaynaklanan alacağını toplam 32.340,20 TL olarak artırdığını açıklamış ancak bu tutarın her bir alacak kalemine düşen kısmını açıklamamıştır. İlk Derece Mahkemesince davacının toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan sosyal yardım alacağı, yemek yardımı, vasıta yardımı, ağır hizmet primi, ikramiye alacağı, giyim yardımı ve denge/ek ödeme alacağı ile ilave tediye alacak talepleri ayrıştırılmadan "32.390,22 TL toplu ... sözleşmesinden kaynaklı ücret alacağının" hüküm altına alındığı görülmektedir. Ancak davacının bu husustaki talebi açık olmayıp hangi tutarda toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan sosyal yardım alacağı, yemek yardımı, vasıta yardımı, ağır hizmet primi, ikramiye alacağı, giyim yardımı ve denge/ek ödeme alacağı ve yine hangi tutarda ilave tediye alacağı talep ettiği dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır. Her bir alacak kalemi birbirinden ayrı olup bahsi geçen toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan alacaklar ile ilave tediye alacağı konusunda ... kalem altında hüküm kurulması isabetsizdir. Bu nedenle İlk Derece Mahkemesince, davacıya talebinin açıklattırılması ve buna göre ayrı ayrı olacak şekilde alacakların hüküm altına alınması gerekmektedir.

4. İlave tediye alacağı, 6772 sayılı Kanun'da düzenlenen bir alacak olup bu alacağa uygulanması gereken faiz oranı yasal faizdir. İlk Derece Mahkemesince ilave tediye alacağına davacının talebi de göz önünde bulundurularak mevduata uygulanan en yüksek faizi geçmemek üzere yasal faiz yürütülmesi gerekirken toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan diğer alacaklarla birlikte bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize hükmedilmesi de hatalı olup ayrıca bozmayı gerektirmiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

07.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.