"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda ... 42. ... Mahkemesinin 15.03.2018 tarihli ve 2017/133 Esas, 2018/111 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 25.02.2020 tarihli ve 2018/3289 Esas, 2020/513 Karar sayılı kararı ile davacının istinaf başvurusunun istinaf sebepleri incelenmeksizin, kamu düzeni yönünden kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda 14.....2022 tarihli ve 2021/175 Esas, 2022/341 Karar sayılı karar ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin kâğıt üzerinde davalı ... Müdürlüğünün alt işvereni olan firmalarda çalıştığını, yüklenici firmalarla davalı ... arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen emsal dosyalar ile de ... olduğunu, bahse konu kararların davacı bakımından da kesin delil teşkil ettiğini, davacının işe ilk girdiği tarihten itibaren Kurum işçisi sayılması gerektiğini ve davacının sendika üyeliğinin Karayolları Genel Müdürlüğüne bildirildiği tarihten itibaren işyerinde yürürlükte bulunan toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlandırılması gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinin açıklanması gerektiğini, davacının hangi yüklenici firma nezdinde çalıştığını dahi açıklamadığını, davacının yüklenici firma işçisi olduğunu, dava dilekçesinde belirtilen daha önceden sonuçlanmış dosyaların işbu dosyaya dayanak teşkil etmesinin hukuken mümkün olmadığını, yüklenici firmalar ile imzalanan sözleşmelerin muvazaalı olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalının sorumluluk ağındaki yollarda kar ve buzla mücadele bakım, yapım ve onarım işlerinin yapılmasına ait işler kapsamında çalıştığı, alt işverenlere verilen işlerin Yargıtay ve öğretide genel kabul gören yardımcı işlerden olmayıp asıl işin bir parçası olduğunun tespit edildiği, davalı Kurumun sunduğu kadroya alınan 26 işçinin bulunduğu liste ile davacı ile aynı puantaj kaydında isimleri bulunan işçiler karşılaştırıldığında; davacı asılın, aynı şantiyede görev yapan işçilerin kadroya alındığı yönündeki iddiasının teyit edilemediği, dosya içeriğinde konuya ilişkin başkaca bir belge de bulunmadığı, 2012 öncesi çalışmalarla ilgili muvazaa olgusunun Yargıtay kararları ile netleştiği, davacının dava dışı işveren M.A. nezdinde geçen hizmetinin muvazaalı olduğu, ... ve talimatları davalı Kurumdan aldığı, davalı Kurum araç ve ekipmanlarını kullandığı, davalı Kurumun sevk ve idaresinde çalıştığı kanaatine varıldığı, 2012 dönemi sonrası çalışmalarında ise verilen işin asıl ... olduğu, dava dışı şirketlerin müteahhit konumunda olduğu, ... ve talimatları alt işveren yöneticilerinden aldığı, 2012 yılı sonrası için muvazaadan söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında bildirilen işvereni ile davalı arasındaki ilişkinin 02.05.2011 - 20.12.2011 tarihleri arasında muvazaalı olduğunun tespiti ile Karayolları Genel Müdürlüğünün alt işvereni M.A. nezdinde işe başladığı tarihten bu dönemin sonuna kadar olan dönemde davalı işçisi olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; işçinin üçüncü kişi konumunda olması dolayısıyla yazılı delil ile muvazaa iddiasını ispat etmesinin neredeyse imkânsız olduğu, bu nedenle işçinin iddiasını her türlü delil ile ispatlayabileceğinin kabul edilmesi gerektiğini, dinlenen tanıkların kendisini tanıyan ve hâlen davalı Kurumda çalışan işçiler olduğunu, tanık beyanları ve kesin delil niteliğindeki yargı kararları dikkate alındığında, alt işverenlerin kendine ait bağımsız bir organizasyonunun, uzmanlığının ve hukuki bağımsızlığının olmadığının açıkça ortaya konulduğunu, ... ve talimatın davalı yetkilileri tarafından verilmesi, işçilerin davalının servislerini kullanması, araç ve gereçlerin davalı tarafından sağlanması, işe alıp çıkarmada alt işverenlerin söz hakkının olmaması, alt işverenler değişmesine rağmen işçilerin aynı kalması ve kadrolu işçilerle alt işveren işçilerinin aynı işi yapmasının işçi teminine işaret eden hususlar olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; 2012 yılı öncesi dönemin muvazaalı olduğu kararının hatalı olduğunu, ihale edilen işin asıl ... kapsamında olmasının muvazaa anlamına gelmeyeceğini, ihale sözleşmesinde ve teknik şartnamede işçilerin ücreti ile bazı sosyal haklarının belirlenmesi, alınacak işçilere kriter koyulması muvazaa olduğu sonucunu doğurmayacağını, davacının parasal haklarından İdarenin sorumlu tutulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, sözleşmelerde işin görüleceği işyeri ile işin niteliğinin belirtildiğini, İdarece yalnızca işin sözleşmeye uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin denetlendiğini, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un (6001 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi uyarınca, davalının yapacağı hizmetlerin başkasından satın alınmasının da mümkün olduğunu, sözü edilen düzenleme ile asıl işin tamamı ya da bir kısmı 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinde öngörülen sınırlamalara tâbi olmaksızın alt işverene verilebileceğini, bu nedenle muvazaa kabulünün hatalı olduğunu beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; emsal işçinin muvazaa tespitine ilişkin davasının reddine ilişkin kararın Yargıtayca onandığını, gerek yapılan işin niteliği ve tanık beyanları gerekse dosya kapsamında yer ... davacının çalıştığı döneme ilişkin hizmet alım sözleşmeleri ile teknik şartnameler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı İdarenin muvazaya dayanak gösterilen işlemlerinin, asıl işveren sıfatı ve mevzuat hükümlerinin davalı Kuruma tanıdığı haklar kapsamında yer aldığı, 2012 yılı öncesi bazı Şirketlerle yapılan hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olduğunun tespit edilmesinin, davacının 2012 yılı öncesinde geçen hizmetinin de muvazaalı olduğu kabulüne götürmeyeceği, davacının ihale konusu dışında bir ... yaptığını iddia etmediği, tanıklarında bu yönde bir beyanının olmadığı, 6001 sayılı Kanun'un mülga 4 üncü maddesine göre davalı Kurumun 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrasında yer ... sınırlamalara tâbi olmaksızın işlerini alt işverenlere gördürmesinin mümkün olduğu gerekçe gösterilerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesinde belirttiği sebepleri ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının çalıştığı dava dışı alt işveren şirketler ile davalı Kurum arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve buna bağlı olarak davacının ilk işe girdiği tarihten itibaren Kurum işçisi sayılıp sayılmayacağı, ayrıca sendika üyeliğinin Karayolları Genel Müdürlüğüne bildirildiği tarihten itibaren işyerinde yürürlükte bulunan toplu ... sözleşmesi hükümlerinden yararlanıp yaralanmayacağına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri.
2. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi; 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin altıncı fıkrası; Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin 4 üncü maddesinin (b) fıkrası; 6001 sayılı Kanun'un mülga 4 üncü maddesi; 15.07.2018 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 211 ... maddesi hükümleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer ... sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.....2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.