"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2603 E., 2023/423 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 12. ... Mahkemesi
SAYISI : 2017/757 E., 2021/420 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Müdürlüğünün yol bakım onarım işlerinde alt işveren firma bünyesinde çalışmaya başladığı 10.04.2002 tarihinden kadroya geçtiği 28.....2006 tarihine kadar muvazaalı bir asıl işveren alt işveren ilişkisi kapsamında çalıştırıldığını, kadroya geçmeden önceki çalışmalarının da davalı işçisi gibi kabul edilmesi gerektiğini, Yol ... Sendikası ile imzalanan 14. Dönem Toplu ... Sözleşmesi'nin 46 ncı maddesi hükmüne göre davalı işverenin davacıyı 15.07.2005 tarihinden sonra işe girmiş işçi gibi değerlendirerek Ek 1-b ücret skalasına göre ücret ve diğer haklarını ödediğini ancak bu ücret skalasına göre hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu bu nedenle müvekkili davacının işe girdiği 10.04.2002 tarihinden itibaren davalı ... Müdürlüğünün işçisi olduğunun tespiti ile toplu ... sözleşmesi hükümlerine göre Ek 1-a ücret skalasına göre ücretinin tespiti ile eksik ücretlerinin hesaplanarak ödenmesi gerektiğini iddia ederek fark ücret, fark ikramiye, ilave tediye, fark fazla çalışma, fark hafta tatili ile fark ... bayram ve genel tatil ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 16 yıl önceki çalışmasına ilişkin tespit talebinde bulunmasında ve davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, müvekkili Kurumun ihale makamı olduğunu, davanın husumetten reddi gerektiğini, işbu dava tarihinden yaklaşık 7 yıl önce açılan muvazaa iddiasına ilişkin davaların işbu dava bakımından emsal teşkil edemeyeceğini, ayrıca davacının sendikaya üye olduğu tarihe dair bir açıklama yapılmadığını, toplu ... sözleşmesinin imza tarihinden sonra sendikaya üye olanların üyeliğinin işverene bildirildiği tarihten itibaren sözleşmeden yararlanabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı Kurumun yapısının alt işveren ve kendi personeli olan işçileri aynı işte çalıştırmasına müsait olduğu, bu şekilde işçi çalıştırılmasının istihdam edenler yönünden asıl işveren alt işveren ilişkisini doğurduğu ve davalı ile alt işverenler arasında kurulan ilişkinin muvazaaya dayanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; emsal Yargıtay kararlarına göre muvazaalı olarak asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulduğunu, aslında sadece firmalarca işçi temin edildiğine dair kararlar verildiğini ve bu kararların onanarak kesinleştiğini, tanık beyanlarında da muvazaalı ilişkinin doğrulandığını, tüm dosya kapsamına göre 10.04.2002 tarihinden itibaren davalı ... işçisi olduğunun ispatlandığını belirterek davanın kabulü istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hizmet alım sözleşmelerine konu işlerin, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun'un (6001 sayılı Kanun) mülga 4 üncü maddesi ile 15.07.2018 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 211 inci maddesi düzenlemeleri dikkate alındığında, 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinin yedinci fıkrasında yer alan asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi hâli için aranan işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirme sınırlamalarına tâbi olmaksızın alt işverenlere gördürülmesinin mümkün olduğu, bu itibarla davacının muvazaa iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere dayanarak ve resen dikkate alınacak nedenlerle, davanın kabulüne karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı Kurum ile alt işveren şirketler arasındaki hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olup olmadığı ve buna bağlı olarak davacının talep edilen fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları, 6001 sayılı Kanun'un mülga 4 üncü maddesi ile 15.07.2018 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 211 inci maddesi, 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 19 uncu maddesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1.Taraflar arasında geçerli bir asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunup bulunmadığı, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayanıp dayanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
2. 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrasına göre bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde ... alan ve bu ... için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile ... aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren alt işveren ilişkisi denilmektedir. Maddeye göre asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak 4857 sayılı Kanun'dan, ... sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu ... sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur. Dolayısıyla asıl işveren alt işveren ilişkisinin geçerli olarak kurulabilmesi için iki işverenin bulunması, mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işin varlığı ve asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi hâlinde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektirme unsurunun gerçekleşmiş olması gerekir. Sözü edilen bu hususların, aksi kanıtlanabilen adi kanuni karineler olduğu kabul edilmelidir.
3. Muvazaa ise 6098 sayılı Kanun'da düzenlenmiş olup tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla, kendi gerçek iradelerine uymayan, aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmesini arzu etmedikleri, görünüşte bir anlaşma olarak tanımlanabilir. Muvazaada, taraflar arasında üçüncü kişileri aldatma kastı bulunmakta ve sözleşmedeki gerçek amaç gizlenmektedir. Muvazaa genel ispat kuralları ile ispat edilebilir. Bunun dışında işverenler arasında muvazaalı biçimde asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulmasının önüne geçilmek amacıyla 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin sekizinci fıkrasında bazı muvazaa kriterlerine de yer verilmiştir. Maddenin sekizinci fıkrasına göre, asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi hâlde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl ..., bölünerek alt işverenlere verilemez.
4. Somut uyuşmazlıkta davacı 10.04.2002 tarihinde davalı ... Müdürlüğünde alt işveren Burhan Deveci bünyesinde yol bakım ve onarım işlerinde şoför olarak çalışmaya başlamıştır. Davacı 28.....2006 tarihinde ise davalı Kurumda kadrolu işçi olmuş ve greyder operatörü görevi ile Kurumdaki çalışmasına devam etmiştir. Davacının 14.07.2006 tarihi itibarıyla da Yol ... Sendikasına üye olduğu görülmüştür.
5. Yargılama esnasında dinlenen davacı tanıkları beyanlarında davacının alt işveren Burhan Deveci bünyesinde çalıştığı dönemde, ... ile ilgili emir ve talimatların Karayolları 165. Şube Şefliğinden alındığını, işe alım ve işten çıkışların Karayolları 165. Şube Şefliği tarafından yapıldığını, alt işverenler değişse dahi çalışanların değişmediğini ayrıca mazeret izni, haftalık izin ve yıllık izinlerin de davalı Kurum tarafından verildiğini beyan etmişlerdir.
6. İlk Derece Mahkemesince dosya kapsamına göre davalı ... ile dava dışı alt işveren şirket arasında muvazaaya dayalı bir ilişki olduğunun ispatlanamadığı, davacının kadroya geçmeden önce asıl işveren alt işveren ilişkisi kapsamında çalıştığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki varılan sonuç dosya kapsamı ile örtüşmemektedir.
7. Uyuşmazlık konusu çalışma dönemine ilişkin davacının emsali olan işçilerin açtıkları davalar neticesinde 31.12.2012 tarihinden önceki dönem bakımından verilen asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğuna dair kesinleşmiş mahkeme kararlarının varlığı ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; davalı Kurum ile dava dışı alt işveren Şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun kabulü gerekir. Buna göre dava konusu talepler hakkında bir değerlendirme ve inceleme yapılması gerektiği gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.