Logo

9. Hukuk Dairesi2023/7588 E. 2023/11919 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı Kurum ile alt işveren şirketler arasındaki hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının bu sebeple davalı kurumdan talep ettiği alacaklara hak kazanıp kazanmadığı hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Hizmet alım sözleşmelerine konu işlerin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesindeki sınırlamalara tabi olmaksızın alt işverenlere gördürülmesinin mümkün olduğu, asıl işverenin denetim ve müdahale yetkisinin alt işverenin işverenlik sıfatını ortadan kaldırmadığı ve davalı ile alt işverenler arasındaki ilişkinin kanuna uygun olduğu, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gözetilerek davacının temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/5071 E., 2023/389 K.

KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. ... Mahkemesi

SAYISI : 2021/112 E., 2022/843 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 20.03.2020 tarihli ve 2017/1942 Esas, 2020/221 Karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 22.12.2020 tarihli ve 2020/3157 Esas, 2020/959 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılarak bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Dosya içeriğine göre İlk Derece Mahkemesi tarafından davacının muvazaa iddiasına dayalı toplu ... sözleşmesinden doğan alacak taleplerinin reddine karar verildiği, hüküm altına alınan alacakların ise davalı bakımından kesinlik sınırını aşacak mahiyette ileriye yönelik bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından hüküm altına alınan ve davalı tarafça temyize konu edilen miktarın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işveren bünyesinde alt işverenler nezdinde 15.....2006 tarihinde çalışmaya başladığını, çalışmasının hâlen devam ettiğini, ... 6. ... Mahkemesinin 2012/100 Esas, 2012/964 Karar sayılı dosyasında davalı ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazalı olduğunun tespit edildiğini ve kararın kesinleştiğini, müvekkilinin sendika üyesi olduğunu, bu nedenle talep edilen alacakların toplu ... sözleşmesi hükümleri uyarınca hesaplanması gerektiğini ileri sürerek davacının baştan itibaren davalı ... Müdürlüğünün işçisi olduğunun tespiti ile fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ... bayram ve genel tatil ücreti, fark ücret, asgari geçim indirimi, ücret zammı alacakları, ilave tediye ücreti, kar mücadelesi zammı, ekip başılık zammı, vardiya zammı, yemek ve koruyucu madde bedeli, iyileştirme alacağı, hizmet primi, sosyal yardım, yıpranma ödeneği alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurumun ihale makamı olduğunu, davanın husumetten reddi gerektiğini, muvazaa iddiaları ile alacak taleplerinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı nezdinde çalıştığı işverenler ile davalı arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 30.03.2022 tarihli ve 2022/3443 Esas, 2022/4200 Karar sayılı ilâmı dikkate alındığında, davalı ile alt işverenler arasında kurulan ilişkinin muvazaaya dayanmadığı gerekçesiyle toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan alacak taleplerinin reddine; diğer taleplerin ise kısmen kabulüne dair davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; davalı ... ile görünüşteki alt işverenler arasındaki hukuki ilişki muvazaalı olduğundan müvekkilinin çalışmaya başladığı ilk tarihten itibaren davalının işçisi sayılması gerektiğini, muvazaa olgusunun sabit olduğunu, ücret farkı alacağının ve dava konusu sendikal alacakların kabul edilmemesi ve kabul edilen alacak kalemlerinin davalının kadrolu işçilerinin aldığı ücret üzerinden hesaplanmamış olmasının hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; davanın husumetten reddi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, ıslah tarihi itibarıyla bir kısım alacakların zamanaşımına uğradığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı işçinin işyerinde fiilen ifa ettiği işin hizmet alım sözleşmeleri kapsamında bulunduğu, hizmet alım sözleşmelerine konu işlerin 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinde yer alan sınırlamalara tâbi olmaksızın alt işverenlere gördürülmesinin mümkün olduğu, asıl işverenin alt işverene gördürdüğü işin sözleşmeye, şartnameye ve mevzuata uygun yürütülmesi noktasında denetim ve gerektiğinde müdahale yetkisinin bulunmasının olağan karşılanması gerektiğini, bu kapsamda kullanılan yetkinin alt işverenin işverenlik sıfatını ortadan kaldırmadığını, davalı ile alt işverenler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulduğu, muvazaa iddiasının ise yeterli ve inandırıcı delillerle ispatlanamadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı Kurum ile alt işveren şirketler arasındaki hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının talep edilen alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un mülga 4 üncü maddesi ile 15.07.2018 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 211 inci maddesi, 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı Tarafın Temyizi Yönünden

Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

B. Davacı Tarafın Temyizi Yönünden

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin davacı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.