"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/68 E., 2023/636 K.
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. ... Mahkemesi
SAYISI : 2022/158 E., 2022/968 K.
BİRLEŞEN DAVA MAHKEMESİ : ... 2. ... Mahkemesi
SAYISI : 2020/765 E., 2022/854 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 20.03.2020 tarihli kararı ile asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 15.02.2022 tarihli kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
İlk Derece Mahkemesi tarafından kabul edilen ve davalı tarafça temyize konu edilen miktar 11.223,46 TL olup bu miktarın, 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkili davacının davalının değişen alt işverenleri nezdinde 12.08.2013 tarihinde yol çalışmalarında işçi olarak çalışmaya başladığını, daha önce muvazaa tespitine ilişkin olarak 544 işçi tarafından açılan davada, ... 6. ... Mahkemesinin 2012/100 Esas, 2012/964 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini ve söz konusu kararın Dairemizin 2013/805 Esas, 2013/1031 Karar sayılı ilâmı ile onandığını, davacının sendika üyesi olduğunu ve üyeliğin işverene bildirilmesine rağmen toplu ... sözleşmesinden yararlandırılmadığını, davalı ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, davacının emeklilik sebebiyle ... sözleşmesini feshettiğini, davacının ödenmeyen işçilik alacakları bulunduğunu ileri sürerek davacının baştan itibaren davalı ... Müdürlüğünün işçisi olduğunun tespiti ile kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, ... bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, ücret farkı, asgari geçim indirimi alacağı, ücret zammı alacakları, iyileştirme alacağı, hizmet primi alacağı, ilave tediye ücreti, kar mücadelesi zammı, ekipbaşılık zammı, vardiya zammı, yemek ve koruyucu madde yardımı, sosyal yardım, yıpranma ödeneği alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; asıl davada dava konusu alacakların hesaplandığını, asıl davanın istinaf aşamasında olduğunu, asıl davada alınan bilirkişi raporu ile ıslah dilekçesi arasında oluşan miktarlar yönünden ek dava açmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek bakiye kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ... bayram ve genel tatil ücreti ve ilave tediye ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili asıl ve birleşen davaya yönelik cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ileri sürdüklerini, birleşen dava yönünden derdestlik itirazında bulunduklarını, davalının ihale makamı olduğunu, bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun (6001 sayılı Kanun) hükümleri göz önüne alındığında sorumluluklarının bulunmadığını, davacının dava dilekçesinde sendika üyesi olup olmadığına dair açıklamasının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı nezdindeki hizmet süresi içinde çalıştığı işverenler ile davalı arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ve Dairemizin 30.03.2022 tarihli 2022/3443 Esas, 2022/4200 Karar sayılı ilâmı dikkate alındığında, davalı ile alt işverenler arasında kurulan ilişkinin muvazaaya dayanmadığı, davacı vekilince asıl davada fazla çalışma ücretinin belirsiz alacak davası olarak talep edildiği, belirsiz alacak olarak talep edilen alacak hakkında ek dava açılamayacağı belirtilerek alınan bilirkişi raporu doğrultusunda asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususlarla birlikte 17.12.2021 tarihinde yapılan keşif sonrasında düzenlenen bilirkişi raporunda, yapılan işin asıl ... kapsamında olması, davalı Kurumun işçilerinin de aynı işi yapması sebepleriyle muvazaa olgusunun sabit olduğunun belirtildiğini, ayrıca davacı ile işyerinde aynı işi yapan diğer işçilerin istihdam edildiği firmalarla kurulan hukuki ilişkilerin muvazaalı olduğu yönündeki ... 6. ... Mahkemesinin 2012/100 Esas, 2012/964 Karar sayılı kararının Dairemizin 2013/805 Esas, 2013/1031 Karar sayılı ilâmı ile onandığını, davacının baştan itibaren davalının işçisi sayılması talebinin kabulü ile ücret farkı alacağının ve dava konusu sendikal alacakların bu doğrultuda kabul edilmesi gerekirken reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, asıl davada bilirkişi tarafından terditli hesap yapıldığını, Mahkemece muvazaa iddiasının kabul edilip edilmeyeceğinin bilinmediğini, bu nedenle belirsiz alacak olarak talep edilen fazla çalışma ücretinin hangi ücret esas alınarak hesaplanacağının belirli hâle gelmediğini, Mahkemece Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararından önce muvazaa iddiasının kabul edildiğini, bu karardan sonra bakiye fazla çalışma ücreti yönünden ek dava açıldığını, belirsiz alacak olarak talep edilen fazla çalışma ücreti hakkında ek dava açılmasında hukuki yarar bulunduğunu belirterek davanın kabulü istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; cevap dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 6001 sayılı Kanun'un mülga 4 üncü maddesi ile 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinin değerlendirilmesi, sözleşme ve teknik şartnamelerin kapsamı dikkate alındığında davalı ile dava dışı işverenler arasında muvazaanın bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda hata bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere dayanarak davanın kabulüne karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı Kurum ile alt işveren Şirketler arasındaki hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının talep edilen alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ile asıl davada belirsiz alacak davasına konu edilen fazla çalışma ücreti alacağı bakımından ek dava açılıp açılamayacağına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci fıkraları ile 41, 44 ve 46 ncı maddeleri, 6001 sayılı Kanun'un mülga 4 üncü maddesi ile 15.07.2018 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 211 inci maddesi, 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi.
3. 6100 sayılı Kanun'un "Belirsiz alacak davası" kenar başlıklı 107 nci maddesi.
4. Dairemizin belirsiz alacak davalarında ek dava açılamayacağına ilişkin 29.....2021 tarihli ve 2021/5275 Esas, 2021/11008 Karar sayılı; 15.12.2021 tarihli ve 2021/12403 Esas, 2021/16585 Karar sayılı ilâmları.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde davacı vekili tarafından ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı Temyizi Yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
B. Davacı Temyizi Yönünden
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davacı tarafa yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.