"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1298 E., 2022/1973 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 6. ... Mahkemesi
SAYISI : 2022/114 E., 2022/384 K.
Taraflar arasındaki işe iade davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 21.03.2017 tarihli ve 2017/962 Esas, 2017/104 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 04.10.2017 tarihli ve 2017/1663 Esas, 2017/1432 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi hükmü gerekçe yönünden kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 18.....2018 tarihli ve 2018/774 Esas, 2018/5992 Karar sayılı ilâmı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından Anayasa Mahkemesine ... başvuruda bulunulması üzerine Anayasa Mahkemesinin 28.12.2021 tarih 2018/14440 başvuru numaralı kararı ile adil yargılanma hakkı kapsamındaki Mahkeme hakkının ihlal edildiğine, kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... Belediye Başkanlığı (Belediye) vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 09.12.2011 tarihinde davalı işyerinde özel güvenlik görevlisi olarak çalışmaya başladığını, ... sözleşmesinin feshedildiği tarihe kadar Belediyenin alt işveren firmalarında işçi olarak kesintisiz çalıştığını, ... sözleşmesinin müvekkilinin ... Özel Güvenlik Koruma ve Eğitim Hizmetleri San. Tic. Şti.de çalıştığı sırada, ....01.2017 tarihinde davalı Belediye ve yüklenici firma tarafından haksız bir şekilde feshedildiğini, işveren tarafından 23.07.2016 ve 22.11.2016 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 667 ve 678 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerin (KHK) feshe gerekçe gösterildiğini, müvekkilinin mezkur KHK ile ilgisi olduğu belirtilmeden millî güvenliği tehdit eden yapılar ile iltisakın veya irtibatının olduğu iddia edilerek hiçbir somut delil ve gerekçe sunulmaksızın işine son verildiğini, hiçbir geçerli sebebe ve somut delillere dayanmayan bu işlemin başta 4857 sayılı ... Kanunu (4857 sayılı Kanun) ve 2709 sayılı ... Cumhuriyeti Anayasası’na (Anayasa) aykırı olduğunu, müvekkilinin çalıştığı süre boyunca işyerinde son derece verimli ve başarılı olduğunu, Belediyenin müvekkilin tüm alacaklarından alt işverenle birlikte müteselsilen sorumlu olduğunu iddia ederek ... sözleşmemin haksız feshinin geçersizliğine ve müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Belediye vekili cevap dilekçesinde; öncelikle görev ve husumet itirazları ile zamanaşımı def'ilerinin bulunduğunu, her ne kadar ... işlem KHK'ya dayansa da, ilgili kişinin işe iadesi için çalıştığı kurum veya kuruluşa veya idari işlemin tesisinde yetkili olan Bakanlığa idari başvuru yapabileceğini, bu başvurunun reddedildiğinde veya 60 günlük sürede cevap verilmeyip ret işlemi oluştuğunda idari yargı yoluna başvurma hakkının doğacağını, yine 685 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (685 sayılı KHK) ile işten çıkarılanların kanunla kurulmuş olan Olağanüstü Hâl (OHAL) Komisyonuna başvuru yapmalarının zorunlu hâle getirdiğini, davacının bu Komisyona başvurmadan ve Komisyonca verilen bir karar olmadan işe iade davası açmasının kanuna aykırılık teşkil ettiğini, bu nedenle açılan davaların husumet, görev ve zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, OHAL süresi içersinde çıkan kanun hükmünde kararnamelerin özel bir kanun niteliği taşıdığı için daha genel olan 4857 sayılı Kanun yerine özel bir kanun olan KHK'nın öncelikli olarak uygulanması gerektiğini, 667 ve 678 sayılı KHK'ların "Kamu personeline ilişkin tedbirler" başlıklı kısmında işten çıkarılanların başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarıldığının ifade edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... Özel Güvenlik Koruma ve Eğitim Hizm. San. Tic. Ltd. Şti. vekili (... Şirketi) vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazında bulunarak davacı tarafça ileri sürülen iddialar ve taleplerin müvekkili Şirketi bağlamadığını, nitekim müvekkili Şirketin diğer davalı Belediyeye ait güvenlik işini, 25.11.2016 tarihinde iki aylık süre ile üstlendiğini ve ihale süresinin bitiminde işin sona erdiğini, kaldı ki davacının ... sözleşmesini diğer davalı Belediyenin sona erdirdiğini, Belediyenin bu ... taraflı kararı karşısında müvekkilinin hiçbir inisiyatifinden söz edilemeyeceğini, bu nedenlerle davanın husumet yönünden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkili Şirketin yüklendiği işin iki aylık belirli ve geçici bir ... olduğu ve daha önce ihaleyi yüklenen şirketler ile müvekkili Şirket arasında hiçbir bağın olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İHLAL KARARINDAN ÖNCEKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. İlk Derece Mahkemesi Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 21.03.2017 tarihli ve 2017/962 Esas, 2017/104 Karar sayılı kararıyla; davalı Belediyenin ....01.2017 tarihli ve M.21.3.KAY.0.71.0.0 sayılı kararı ile Milli Güvenliği tehdit eden yapılar ile irtibatı ve iltisakı olabileceği değerlendirilen davacının 667 ve 678 sayılı KHK'lar gereği ... sözleşmesinin feshedildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
B. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
C. Bölge Adliye Mahkemesi Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin 01.03.2018 tarihli ve 2018/430 Esas 2018/638 Karar sayılı kararıyla; konunun 667 sayılı KHK hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği tespit edildikten sonra 667 sayılı KHK'nın 4 inci maddesine göre terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen kişiler "özel güvelik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamazlar" denildikten sonra aynı maddenin ikinci fıkrasında, "Birinci fıkra uyarınca görevine son verilenler bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemez, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemezler" denilmekle ve burada ifade edilen görevlendirmenin alt işveren işçilerini kapsadığı değerlendirilmekle davacının özel güvenlik görevlisi olarak çalışması ve işe iadesi yasal olarak mümkün olmayıp Mahkemece ulaşılan sonucun bu gerekçelerle yerinde olduğu, kaldı ki 667 sayılı KHK yönünden içerik denetimi yapılabileceği kabul edildiğinde dahi Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi tarafından kamu asıl işverenince 667 sayılı KHK kapsamında alt işveren işçisinin işten çıkarılmasını istenmesi durumunda bu durumun alt işveren bakımından zorunluluk oluşturduğu ve alt işverence yapılan feshin geçerli olacağı belirtildiğinden (Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, 2017/5151-4850 E. K. Sayılı karar) işverence yapılan feshin yine geçerli olacağı gerekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararı gerekçe yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
D. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
E. Yargıtay Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 07.03.2018 tarihli ve 2018/774 Esas, 2018/5992 Karar sayılı kararıyla; Bölge Adliye Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle kararın onanmasına karar verilmiştir.
IV. ANAYASA MAHKEMESİ KARARI VE İHLAL KARARINDAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. ... Başvuru
Kesinleşen karara karşı davacı taraf Anayasa Mahkemesine ... başvuruda bulunmuştur.
B. Anayasa Mahkemesi Kararı
1. Anayasa Mahkemesinin 28.12.2021 tarihli ve 2018/14440 başvuru numaralı kararı ile; ilk derece mahkemelerinin, adil yargılanma hakkının bir unsuru olan Mahkeme hakkı gereği asıl işverenin başvurucular hakkındaki değerlendirmesinin objektif ve makul dayanakları olup olmadığını, dolayısıyla geçerli feshin koşullarının oluşup oluşmadığını incelemeden asıl işverenin şüphesine bağlı kalarak sonuca vardığı, başka bir ifadeyle ilk derece mahkemelerinin yargısal fonksiyonun esasını oluşturan uyuşmazlığın içinde yer alan maddi ve hukuki sorunların bütünüyle ele alınması ve karara bağlanması işlevini yerine getirmediği, gerçek anlamda bir yargısal faaliyet icra etmediği, dolayısıyla hukuk düzeni tarafından başvuruculara tanınan feshe karşı yargı yolunun açık olması teorik olmaktan öteye geçemediği, bu durumda başvurucuların mahkeme hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşıldığı gerekçesi ile Anayasa'nın 36 ncı maddesinde güvence altına alınan mahkeme haklarının ihlal edildiğine karar verilmiştir.
2. Anayasa Mahkemesince ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak amacıyla dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesi Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; yeniden yaplan yargılamada davacının terörle irtibat ve iltisakının tespiti maksadıyla davalı Belediyeye, Cumhuriyet Başsavcılığına, Asya Katılım Bankasına, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna, İl Emniyet Müdürlüğüne, ... Valiliğine, Jandarma Genel Komutanlığına müzekkereler yazılmış, verilen cevabi yazılarda özetle davacı hakkında feshin dayanağı işlemle ilgili herhangi bir işlem, bilgi ve belge bulunmadığı şeklinde cevap verildiği, davacının örgüt, yapı, oluşum veya gruplara üye olduğu ya da bunlara mensubiyeti veya iltisakı yahut irtibatı bulunduğuna dair herhangi bir delil elde edilemediği, sonuç olarak haklı feshi ispat yükü üzerinde olan işveren tarafından ... sözleşmesinin geçerli/haklı nedenle feshedildiği ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
E. İstinaf Sebepleri
1. Davalı Belediye vekili istinaf dilekçesinde; görev, husumet itirazı ile zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının ... sözleşmesine işin sona ermesi nedeniyle son verildiğini, davacı hakkında yeterli araştırma yapılmadan karar verildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı Şirket vekili istinaf dilekçesinde; davacının işine diğer davalı tarafından işin sona ermesi nedeniyle son verildiğini, husumet itirazlarının bulunduğunu, müvekkili Şirketin işten çıkarma konusunda inisiyatifinin bulunmadığını, süre bitimi sonunda davacının çalıştırılabileceği ... bulunmadığından işine son verildiğini, ... sözleşmesinin belirli süreli olduğunu, davacının kanun dışı örgütlerle bağlantısı nedeniyle ... sözleşmesine son verildiğinin diğer davalı tarafından ileri sürülmesi nedeniyle bu konuda araştırma yapılması gerektiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
F. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalılar arasında asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğu anlaşıldığından davacının diğer davalı alt işveren Şirkete iadesine ve mali haklardan her iki davalının sorumlu tutulmasına dair kararın isabetli olduğu, dosyada mevcut yapılan araştırmalara göre davacı hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığınca açılan soruşturmanın bulunmadığı, davalı Şirket tarafından idari soruşturma yapılmadığı, davalı Belediyenin yazı cevabına göre davacının ... sözleşmesinin OHAL kapsamında değil sözleşme süresinin sona ermesinden dolayı sona erdiği, Emniyet Müdürlüğünün yaptığı araştırmada herhangi bir kaydının bulunmadığı, ... OHAL Bürosu tarafından ortaya konan şüphe sebeplerinin, davacının kendisinden değil diğer aile fertlerinden kaynaklı olduğu, davacıya yönelen somut hiç bir şüphe nedeni bulunmadığının anlaşıldığı, feshin geçerli nedene dayandığı davalı işveren tarafından ispat edilemediğinden davacının işe iadesine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davalı Belediye vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Belediye vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Belediye vekili temyiz dilekçesinde; meslekten ihraca yönelik kanun hükmünde kararnameler yürürlükte olduğu sürece işe iade ve tazminat taleplerinin mahkemelerce kabulünün olası gözükmediğini, davacının terör örgütüyle irtibat ve iltisakının doğrudan belgelendirilmemesine rağmen kamu kurumu niteliğini haiz olan müvekkili Beldiyenin güveni zedelendiğinden davacı ile çalışmasının beklenemeyeceği, ayrıca davacı hakkında bir ceza verilmemesinin davacının irtibatı olmadığını göstermeyeceğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ... sözleşmesinin geçerli nedenle feshedilip feshedilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun'un) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedinci fıkrası, 18 inci ve 20 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Belediye vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.