"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 50. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/7 E., 2023/224 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 32. ... Mahkemesi
SAYISI : 2022/170 E., 2022/649 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı Şirket ile aralarında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunan dava dışı ... ... İnş. Tic. Ltd. Şti. nezdinde 21.01.2021-17.08.2021 tarihleri arasında çalıştığını, ... sözleşmesinin hiçbir gerekçe gösterilmeden işveren tarafından feshedildiğini ileri sürerek ihbar tazminatı, ücret, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ... bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ... sözleşmesinin feshi sonrasında ihtiyari arabuluculuk ile taraflar arasında talep edilen alacaklar konusunda anlaşma yapılmış olduğundan davanın usulden reddi gerektiğini, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacı tarafça iddiaların somutlaştırılmadığını, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, davacının müvekkili Şirketin işçisi olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında düzenlenen 17.08.2021 tarihli ihtiyari arabuluculuk anlaşma belgesinde dava konusu alacakların yer aldığı, davacı vekilinin arabuluculuk tutanağının müvekkilinin iradesi fesada uğratılmak suretiyle imzalatıldığı yahut sahte olarak düzenlendiğine ve bu hâli ile geçersiz olduğuna ilişkin bir itirazının bulunmadığı, tutanak içeriğinde davacının dava konusu alacak kalemleri yönünden alacağının bulunmadığına dair beyanın altına imza attığı anlaşılmakla ihtiyari arabuluculuk tutanağı ile davacının davalı işvereni ibra ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; davalı tarafça sunulan arabuluculuk tutanağının geçerli olduğunu kabul etmemekle birlikte anlaşma belgesinde yalnızca 1.000,00 TL tutarındaki ücret ödemesi üzerinden anlaşma sağlandığını, diğer alacaklar hususunda anlaşma veya ödeme dekontu olmadığını, hukuka ve usule aykırı arabuluculuk tutanağı ile hak iddia edilmesinin yersiz olduğunu, Yargıtay kararları uyarınca ibra niteliği kazandırılan arabuluculuk belgelerinin geçerli olmadığını, tutanağın fesih tarihinde imzalandığını, tutanaklardaki uyuşmazlık konusu hususlar ile tutanak içeriğinin çelişkili olduğunu, zira hem işe iade hem de işçilik alacaklarının birlikte arabuluculuğa konu edilemeyeceğini, davalı tarafça alacaklara ilişkin herhangi bir ödeme belgesi veya dekont sunulmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun (6325 sayılı Kanun) 18 inci maddesinin beşinci fıkrasına 7036 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu'yla (7036 sayılı Kanun) eklenen yeni düzenleme dikkate alındığında İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki nitelendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı, zira davacı vekilinin dava dilekçesinde ihtiyari arabuluculuk süreci ve anlaşma belgesinin irade fesadı hâlleri ile sakatlandığı, hile, gabin vs. bulunduğu hususlarında bir iddiasının olmadığı, sonradan iddiasını genişletemeyeceği hususları da göz önünde bulundurulduğunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine yönelik kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere ek olarak telefon ile yapıldığı iddia olunan arabuluculuk görüşmesine itibar edilemeyeceğini, müvekkilinin arabuluculuk kurumu ve hukuki sonuçları hakkında bilgilendirilmediğini, davalı tarafın sunmuş olduğu arabuluculuk tutanağı incelendiğinde arabulucuya kimin hangi tarihte başvurduğunun, hangi alacak kalemlerinin talep edildiğinin, toplantı gün, saati, nerede ve ne şekilde gerçekleştirildiğinin belli olmadığını, mevzuata aykırı arabuluculuk anlaşma belgesi düzenlendiğinden arabuluculuk belgelerinin hukuken bir geçerliliği bulunmadığını, edimler arasında açık bir oransızlık bulunan arabuluculuk tutanağının gabin nedeniyle geçersiz olduğunu, emsal dosyalarda arabuluculuk tutanaklarının geçersizliğine karar verildiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, alacak davasında davalı tarafından sunulan ihtiyari arabuluculuk anlaşma belgesinin geçerli olup olmadığı ön sorun olarak incelenerek sonucuna göre davacının talep edilen alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 141 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları şu şekildedir:
" (1) Kanuna, ... veya toplu ... sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir."
3. 6325 sayılı Kanun'un 18 inci maddesinin beşinci fıkrası şöyledir:
"(5) (Ek: 12/10/2017-7036/24 md.) Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz."
4. 6100 sayılı Kanun'un "Ön sorunun ileri sürülmesi" kenar başlıklı 163 üncü maddesi şöyledir:
"(1) Yargılama sırasında, davaya ilişkin bir ön sorun ortaya çıkarsa, ilgili taraf, bunu dilekçe vermek suretiyle yahut duruşma sırasında sözlü olarak ileri sürebilir."
5. 6100 sayılı Kanun'un "Ön sorunun incelenmesi" kenar başlıklı 164 üncü maddesi ise şöyledir:
" (1) Hâkim, taraflardan birinin ileri sürdüğü ön sorunu incelemeye değer bulursa, belirleyeceği süre içinde, varsa delilleriyle birlikte cevabını bildirmesi için diğer tarafa tefhim veya tebliğ eder.
(2) Ön sorun hakkında iki taraf arasında uyuşmazlık varsa, hâkim gerekirse tarafları davet edip dinledikten sonra kararını verir.
(3) Hâkim, ön sorun hakkındaki kararını taraflara tefhim veya tebliğ eder."
6. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu’nun 27, 30, 39 ve 420 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Somut uyuşmazlıkta, davacı 21.01.2021-17.08.2021 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde demirci ustası olarak çalıştığını, ... sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik haklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davacının talep ettiği alacakların arabuluculuk faaliyetine konu edildiğini, yapılan müzakereler sonucunda anlaşmaya varıldığını ve arabuluculuk anlaşma tutanağı düzenlendiğini, anlaşılan konularda dava açılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
3. İlk Derece Mahkemesince, taraflar arasında düzenlenen 17.08.2021 tarihli ihtiyari arabuluculuk anlaşma belgesinde dava konusu alacakların yer aldığı, davacı vekilinin arabuluculuk tutanağının müvekkilinin iradesi fesada uğratılmak suretiyle imzalatıldığı yahut sahte olarak düzenlendiğine ve bu hâli ile geçersiz olduğuna ilişkin bir itirazının bulunmadığı, tutanak içeriğinde davacının dava konusu alacak kalemleri yönünden alacağının bulunmadığına dair beyanın altına imza attığı anlaşılmakla ihtiyari arabuluculuk tutanağı ile davacının davalı işvereni ibra ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde ise davacı vekilinin dava dilekçesinde ihtiyari arabuluculuk süreci ve anlaşma belgesinin irade fesadı hâlleri ile sakatlandığı, hile, gabin vs. bulunduğu hususlarında bir iddiasının olmadığı, sonradan iddiasını genişletemeyeceği ve ihtiyari arabuluculuk son tutanağına göre dava dilekçesinde talep edilen alacakların anlaşmaya konu edildiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin ret kararının yerinde olduğu belirtilmiştir. Ancak Dairemiz uygulamasına göre ihtiyari arabuluculuk anlaşma belgesinin ya da son tutanağın geçersizliği alacak, tazminat ya da işe iade davasında ön sorun olarak incelenebildiği gibi bu iddia ayrı bir dava konusu da yapılabilmektedir. Diğer bir deyişle, davacının tutanağın geçersizliğini ileri sürerek alacak, tazminat veya işe iade istemi ile dava açması mümkün olduğu gibi salt alacak, tazminat veya işe talebi ile açılan bir davada, davalının sunduğu ihtiyari arabuluculuk anlaşma belgesinin geçerli olup olmadığı da bir ön sorun olarak ele alınıp incelenebilir.
5. Bu açıklamalara göre somut olayda olduğu gibi davalının ihtiyari arabuluculuk anlaşma belgesi sunarak davanın reddini savunduğu bir alacak davasında, anlaşma belgesinin geçersizliğinin davacı tarafça ileri sürülmüş olması iddianın genişletilmesi mahiyetinde değerlendirilemez. Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesi belirtilen yönden hatalı ise de tüm dosya kapsamına göre karar sonucu itibarıyla yerinde görüldüğünden bu husus bozma sebebi yapılmamıştır.
6. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler ilâmın Değerlendirme bölümünün (4) ve (5) inci paragraflarında belirtilen ilave gerekçe ile kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.