"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2742 E., 2023/302 K.
KARAR : Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 7. ... Mahkemesi
SAYISI : 2021/70 E., 2021/34 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Şirketin hukuken ve fiilen kendi işçisi olan bir kısım çalışanlarını muvazaalı olarak dava dışı şirketlerin işçisi gibi göstermek suretiyle çalıştırdığını, müvekkilinin de bu yöntemle çalıştırıldığını, bu uygulama nedeniyle davacının davalı Şirket işçilerinin haklarından mahrum bırakıldığını, davacının fabrika otomasyon sistemleri bakım işçisi olarak çalıştığını, üretim sistemlerinin, makinelerin bakım ve onarımını yaptığını, bütün bakım işçilerinin davalı kadrosunda çalışırken fabrikasyon otomasyon sistemleri bakım işçilerinin sözde alt işveren şirketler bünyesinde çalıştırıldığını, hiçbir bakım grubunun fabrikasyon otomasyon grubundan destek almadan çalışamayacağını, davacının davalı Şirketin bakımcıları ile bir arada çalıştığını, müvekkilinin sürekli üretim odaklı yaptığı işin asıl ... olduğunu, davacının yerine getirdiği ... sayesinde davalının asıl işini sürdürebildiğini; bu nedenlerle alt işveren şirket ile davalı arasında muvazaa olduğunun ve davacının yaptığı işin asıl ... olduğunun tespiti ile asıl davalı işçileri ile aynı ücreti alması gerektiğini, eksik ödenen ücretler nedeni ile ... sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini, davalı işyerinde uygulanan toplu ... sözleşmesinden faydalandırılması gerektiğini iddia ederek kıdem tazminatı ile fark ücret, toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan ikramiye, aile yardımı, prim, yıllık izin harçlığı, bayram harçlığı, yakacak yardımı, temizlik malzemesi yardımı ve giyim yardımı gibi sosyal hakların davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı Şirket ile davacının işvereni olan şirket arasında muvazaalı bir ilişkisi bulunmadığını, asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğunu, davacının sendika üyesi olmadığı gibi dayanışma aidatı ödeyerek toplu ... sözleşmesinden yararlandırma talebinin de bulunmadığını, toplu ... sözleşmesinden yararlandırılmasının mümkün olmadığını bu nedenlerle davacının ... sözleşmesini feshinin haklı nedene dayanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamında aldırılan bilirkişi heyet raporuna göre davalı Şirketin lastik üretimi yapmakta olduğu, davacının yaptığı işin lastik üretiminin devamlılığı için fabrika otomasyon sistemlerinin sürekliliğini sağladığı, davacının fabrika otomasyon sistemleri bakım işçisi olduğu, yaptığı işin üretim makinelerinin otomasyon sistemlerinde çıkan arızaların teknik şartname kapsamı içerisinde belirtildiği şekilde giderilmesi, üretimin sürekliliğinin sağlanması ve üretim odaklı olduğu, davacıya verilen işlerin teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler olmadığı belirtilmekle dinlenen tanık anlatımları ve bilirkişi heyet raporu ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirilerek davalı Şirket ile davacının çalıştırıldığı şirketler arasında muvazaalı sözleşme yapıldığı, davacının davalı Şirket işçisi olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varıldığı, davacının muvazaa iddiasını ispatladığından davacı tarafça yapılan feshin haklı bulunduğu, bu nedenlerle davacının kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar verildiği ancak davacı toplu ... sözleşmesinden kaynaklı ücret alacağı talebinde bulunmuş ise de Lastik ... Sendikasının 15.02.2021 tarihli yazısında davacının sendikaya üye olmadığı ve dayanışma aidatı da ödemediğinin belirtildiği gerekçesiyle toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının dayanışma aidatı ödeyerek sendikal haklardan faydalanmak istediğini noter kanalıyla Lastik ... Sendikasına ilettiğini, alt işveren ile davalı arasında muvazaalı bir asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulduğunu, muvazaalı alt işverenlik ilişkisinin heyet tarafından düzenlenen bilirkişi raporuyla ve hükümle tespit edildiğini, davacının sendikal haklarının bu muvazaalı alt işverenlik ilişkisi nedeniyle engellendiğini, davacının e-Devlet üzerinden üyelik yapmaya çalıştığında davacının üye olabileceği sendikaların otomatik geldiğini, sistemde görünen sendikalar arasında davalı Şirkette örgütlü olan Lastik ... Sendikasının bulunmadığını, davacının muvazaalı alt işveren ilişkisi sebebiyle davacı asıl işverende örgütlü olan Lastik ... Sendikasına sistem gereği üye olamadığını, muvazaalı alt işveren işçilerinin muvazaalı ilişkinin kurulduğu andan itibaren asıl işveren işçisi sayılacağından davacının en başından beri asıl işverenin işçisi olduğu ve sendikal haklardan faydalandırılması gerektiğinin açık olduğunu, davalının muvazaalı alt işveren ilişkisini tercih etmesindeki başlıca sebeplerin daha fazla işçinin sendikalaşmasını engellemek ve işçilik maliyetlerini düşürmek olduğunu, davacının sendikalı olamamasının davalının kötüniyetine dayanırken dayanışma aidatı dilekçesinin verilmesinden önceki süreçte davacıyı sendikal haklardan mahrum bırakarak işverenlerin hukuka aykırı davranmasının önünü açacağını, davacı ve tüm alt işveren şirket çalışanlarının muvazaalı ilişkinin başladığı andan itibaren sendikal haklardan faydalandırılması gerektiğini, bu nedenlerle muvazaalı ilişkinin başladığı tarihten itibaren davacının sendikal haklardan faydalandırılması amacıyla İlk Derece Mahkemesi kararının aleyhe kısımlarının ortadan kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; eksik inceleme sonucu hüküm verildiğini, davacının çalıştığı alt işveren şirketler ile aralarındaki ilişkinin muvazaalı olmadığını, asıl rapordaki tespitlerin yerinde olmadığını, 2008 yılından itibaren fabrika otomasyon sistemine geçildiğini, fabrika otomasyon sisteminin üretimin zorunlu bir unsuru olmadığını, asıl işin parçası olmadığını, raporda asıl işin parçası sayıldığına ilişkin herhangi bir tespite yer verilmediğini, işin yardımcı ... olduğunu, bakım ve onarım işlerinin doğrudan üretim organizasyonu içinde yer almadığını, rapordaki tespitlerin muvazaanın kabulü için yeterli olmadığını, davacı tanık beyanlarının taraflı olduğunu, davacı ve diğer alt işveren şirket çalışanlarına işle ilgili herhangi bir talimat verilmediğini, herhangi bir arıza olduğunda alt işveren şirket çalışanlarının kendi yetki ve sorumluluklarında olması durumunda bu arızaya müdahale ettiklerini, arızaya müdahale için davalıdan herhangi bir emir, talimat veya onay beklemediklerini, yönetsel olarak müvekkilinin hiçbir sürece karışmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere bakım ve onarım işlerinin doğrudan üretim organizasyonu içinde yer almasının söz konusu olmadığı, aksine, planlı bakım ve onarım işinin asıl ... devam ettikçe devam eden ve asıl işe bağımlı olan işlerden olduğu, böylece asıl işe yardımcı ... niteliğinde olduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu takdirde, yardımcı işin alt işverene verilebilmesi için teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirmesi gerekmediği gibi, yardımcı işlerin bölünerek alt işverene verilmesine engel de bulunmadığı, davalı Şirket ile dava dışı alt işveren şirket arasında geçerli bir asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğu, davacı ile aynı işi yapan asıl işveren işçisi bulunmadığı ve davacının sendika üyeliği bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, davalı vekilinin ise istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince muvazaanın varlığına hükmedildikten sonra davacının çalıştığı sözde alt işveren olan şirket ile yapılan sözleşme sonlanmış olup burada çalışan tüm işçilerin davalı/asıl işverenin kadrolu işçisi yapıldığını, bu andan itibaren alt işverene yaptırılan işin artık yaptırılmadığını, Bölge Adliye Mahkemesinin yardımcı ... olarak nitelediği işin artık bizzat davalı tarafından yapıldığını, davacının yaptığı işin yardımcı ... olsaydı ya da gerçek bir alt işveren ilişkisi olsaydı davalının böyle bir işletmesel karar almasının mümkün olmayacağını, somut olayda davalı Şirketin lastik üretimi yaptığını, davacının ise fabrika otomasyon sistemleri bakım işçisi olarak fabrika otomasyon sistemlerinin bakım ve onarımını yaptığını ve lastik üretiminin sürekliliğini sağladığını, davacının yaptığı işin fabrika otomasyonunda yer almasının yapılan işin üretim odaklı olduğunun ve asıl ... olduğunun göstergesi olduğunu, asıl işin tanımı lastik üretimi ise fabrika otomasyon sisteminin de bu sürecin içerisine ayrılmaz bir bütün olarak yerleştiğini, bu nedenlerle fabrika otomasyon sistemlerinin asıl ... olduğu gibi davacının yaptığı işin teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerden olmadığı için alt işverene devredilebilecek bir ... olmadığını, üretimin olduğu her saat 7/24 fabrika içinde bulunulması gereken bir ... için ise yardımcı ... demenin gerçeğe aykırı ve zorlayıcı bir yorum olduğunu, davacının toplu ... sözleşmesinden faydalanmasının önünde herhangi bir engel bulunmadığını, davacının dayanışma aidatı ödeyerek sendikal haklardan faydalanmak istediğini noter kanalıyla Lastik ... Sendikasına ilettiğini ve bu ihbarnamenin 01.04.2019 tarihinde sendikaya ulaştığını, dayanışma aidatı ödeme yoluyla toplu ... sözleşmesinden yararlanma talebinin sendikanın kabulüne bağlı olmadığından davacının alacaklarının toplu ... sözleşmesi hükümleri gözetilerek hesaplanması gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı, buna bağlı olarak davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı ile muvazaanın varlığı hâlinde gerçek işveren tarafından bağıtlanan toplu ... sözleşmesinden yararlanma koşulları noktalarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı ... Kanunu’nun 2 nci maddesinin yedi ve sekinci fıkraları. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu’nun 19 uncu maddesi ile 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.