"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... Mahkemesi
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 427 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 427 ve 432 nci maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve davalı vekili tarafından temyize konu edilen toplam miktar 2.585,42 TL olup Mahkemenin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 5.810,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinden ...'ın şoför olarak, diğer müvekkili ... Kocaoğlu'nun ise asfalt tuzlama işçisi olarak 2010 yılına kadar davalı ... bünyesinde çalıştıklarını, her iki müvekkilinin de ... Sendikası üyesi olduklarını ve toplu ... sözleşmesinden yararlanmalarına rağmen 01.01.2004 - 31.12.2005 yürürlük süreli toplu ... sözleşmesi gereğince ücretlerine yapılması gereken zamların yapılmadığını, müvekkillerinin haftalık çalışma saatlerini aşan fazla çalışmalarının bulunduğunu, ... ... ve genel tatil günleri ile hafta tatillerinde çalıştıklarını ancak karşılığı ücretlerin ödenmediğini, müvekkillerinin gece çalışması ve vardiya ücretlerinin de ödenmediğini belirterek her iki davacı için fazla çalışma ücreti, ... ... ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, gece çalışması ücreti, vardiya ücreti, sosyal yardım ücreti (aile yardımı, yakacak yardımı, çocuk yardımı ve yemek yardımı) ile ücret zammı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıların davaya konu edildiği işçilik alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davacıların çalışmış oldukları süre içerisinde hak ... de alamadıkları herhangi bir alacaklarının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 25.02.2016 tarihli ve 2014/512 Esas, 2016/230 Karar sayılı kararı ile; davacıların ücret farkı, ilave tediye farkı, ikramiye farkı, fazla çalışma ücreti farkı, hafta tatili ücreti ile ... ... ve genel tatil ücreti alacakları dışındaki diğer taleplerinin yerinde olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davacıların davalarının ayrı ayrı kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 12.09.2019 tarihli 2016/13081 Esas, 2019/15933 Karar sayılı ilâmı ile özetle aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan davacılar adına sunulan ... dilekçeyle dava açıldığı, Mahkemece, davaların tefrik edilmeden yargılamaya devam edilmesinin yargılamanın ve temyiz incelemesinin sağlıklı yapılması bakımından yerinde olmadığı, davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olsa bile dava konusu uyuşmazlığın özelliği gereği bu tür davaların birlikte görülmesinin doğru olmadığı, iddia ve savunmanın usule uygun şekilde araştırılması, delillerin tümüyle toplanıp ayrıntılı olarak değerlendirilmesi, hukuki gerçekliğin tam olarak sağlanması ve ayrıca kararın Yargıtay denetimine elverişli olabilmesi için davaların her bir işçi için ayrı ayrı görülüp sonuçlandırılmasında zorunluluk olması sebebi ile Mahkemece davalar tefrik edilerek ve her bir davacı için ayrı ayrı yatırılması gerekli yargılama harçları da davacı tarafa tamamlattırılarak yargılamaya devam edilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre diğer temyiz nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 24.....2020 tarihli ve 2020/284 Esas, 2020/181 Karar sayılı kararı ile; bozma ilâmına uyularak davacı ...’a ait eldeki dosya diğer davadan tefrik edilerek yargılamaya devam edilmiş ve yargılama sonucunda bozma öncesi alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 25.11.2021 tarihli ve 2021/11513 Esas, 2021/15846 Karar sayılı ilâmı ile; davalının diğer temyiz itirazlarının reddine karar verildikten sonra uyuşmazlık konusu olan 2004-2005 dönemini kapsayan toplu ... sözleşmesinin 01.01.2004 - 31.12.2005 yürürlük süreli olmak üzere 20.03.2004 tarihinde imzalandığı, aynı toplu ... sözleşmesinin bazı maddelerinde değişiklik yapılmasına dair 22.04.2004 tarihinde toplu ... sözleşmesi taraflarınca imzalanan protokol hükümleri ile bir kısım haklar ile taban ücretler ve taban ücretlere seyyanen zam hükümlerinde değişiklik yapıldığı, bu değişiklikten sonra davacının ücretinin protokol hükümlerine göre belirlendiği ve toplu ... sözleşmesindeki belirlenen ücretlerinin ödendiğinin anlaşıldığı, davacının protokol tarihi olan 22.04.2004 tarihine kadar toplu ... sözleşmesinin 56 ncı maddesine göre belirlenen taban ücretlere göre ücret farkı alacaklarına hak kazandığının anlaşıldığı, davalı tarafın davaya karşı zamanaşımı def'inde bulunduğu, bu nedenle bu dönemin de zamanaşımına uğradığının anlaşıldığı, davacının uyuşmazlığa konu dönem geçerli toplu ... sözleşmesi ve 22.04.2004 tarihli protokol hükümlerine göre ücretinin tespit edilerek davalı ... tarafından ödendiği, bu nedenle dava konusu fark ücret alacaklarının bulunmadığının anlaşılmasına göre, Mahkemece bu gerekçe ile toplu ... sözleşmesinden kaynaklı fark alacak taleplerinin reddine karar verilmesi gerekli iken yazılı gerekçe ile hüküm kurulmasının hatalı olduğu, taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlığın davacının fazla çalışma ücreti ve hafta tatili ücreti alacaklarının bulunup bulunmadığı noktasında olduğu, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanıklarının davacının ikili vardiya sisteminde 16.00 - 08.00 saatleri arasında çalıştığını beyan ettikleri, belirtilen saatlerin günlük çalışma süresinin yasal sınırların üzerinde olduğu kabulü ile günlük üç saat fazla çalışma yaptığı ve ayda iki hafta tatilinde çalıştığı belirtilerek hesaplama yapıldığı, davacı tanığı N.Ş'nin emsal dava dosyasında 16.00-08.00 saatleri arasında çalıştığı, bir ... dinlenme ile aynı saatlerde çalışmaya devam ettiği kabul edilerek fazla çalışma alacağının hesaplandığı ve bu çalışma sistemine göre hafta tatili çalışması bulunmadığının kabulüne ilişkin Mahkeme kararının davalı temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 16.03.2015 tarihli ve 2013/37587 Esas, 2015/10129 Karar sayılı ilâmı ile onandığı, bu durumda davacının çalışma saatleri ve çalışmadan sonra dinlenip dinlenmediği hususlarında emsal dosya ve tanık beyanları arasında çelişki bulunduğu, belirtilen husus netleştirilmeden fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarının yazılı şekilde kabul edilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile karar bozulmuştur.
B. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak devam edilen yargılama sonunda davacının ücret farkı, ilave tediye farkı, ikramiye farkı ve hafta tatili ücreti taleplerinin reddine, diğer uyuşmazlık noktası olan fazla çalışma alacağı ve hafta tatili ücreti alacağı bulunup bulunmadığı hususunda ise davacı asılın alınan beyanı uyarınca 16.00-08.00 saatleri arasında çalıştığı, işten çıktığı ... istirahat ederek ertesi ... tekrar 16.00'da çalışmaya başladığının anlaşıldığı, davacı asılın bu beyanlarının temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen emsal dosya kapsamında hükme esas alınan çalışma sistemi ile uyumlu olduğunun görüldüğü, bu çalışma sistemine göre davacının hafta tatili çalışmasının bulunmadığı, iki haftada toplam 7 tam vardiyada çalıştığı, ara dinlenme süresinin mahsubu ile her bir vardiyada fiili çalışma süresinin 14 saat olduğu, buna göre 2 haftalık fiili çalışma süresinin 98 saat, haftalık ortalama çalışma süresinin 49 saat, haftalık ortalama fazla çalışma süresinin ise 4 saat olduğu sonucuna varıldığı, dosya kapsamında alınan 24.10.2022 tarihli bilirkişi raporunda ise davacının her hafta 4 vardiyada çalıştığı kabulü ile hatalı şekilde hesaplama yapıldığının anlaşılmasına göre bilirkişi raporunda yapılan hesaplama hükme esas alınmaya elverişli görülmediği, tespit edilen çalışma sistemine göre resen hesaplama yapıldığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; toplu ... sözleşmesi hükümlerinin değiştirilmesi konusunda mevzuatta açık bir düzenleme bulunmadığını, ancak süre dışındaki toplu ... sözleşmesi hükümlerinin değiştirilmesinin mümkün olduğu sonucunun mevzuatın yorumu yoluyla ve yüksek Mahkeme içtihatlarıyla elde edilebildiğini, bu değişikliğin ancak sözleşmenin tahakkuk etmemiş olan hükümleri için mümkün olabileceğini, kazanılmış hakları engeller mahiyette değişiklik yapılmasını kanunun korumayacağını, tahakkuk etmiş olan hakların işçiler için müktesep hak hâline geldiğini, dolayısıyla müvekkilinin toplu ... sözleşmesi ile kazanmış olduğu hakkının sonradan düzenlenmiş tutanakla ihlal edildiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının toplu ... sözleşmesinden kaynaklanan fark alacaklarının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 ... maddesi, 438 ... maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 ... maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer ... sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı temyizi yönünden
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine,
B. Davacı Temyizi Yönünden
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
15.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.