"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına karşı direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı davalı vekilince temyiz edilmekle Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca Mahkemenin direnme kararı usul ve kanuna uygun bulunarak bozma nedenine göre inceleme yapılmak üzere dosyanın Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu tarafından dosya Dairemize gönderilmiş olmakla Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Bakanlığına (Bakanlık) bağlı ... Ağız ve Diş Sağlığı Merkezinde alt işveren şirketlerin işçisi olarak 01.05.1999 tarihinde çalışmaya başladığını, çalışmasının hâlen devam ettiğini, ücretinin 2010 yılının Ocak ayında 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22 nci ve 62 nci maddelerindeki düzenlemelere aykırı olarak işverenin ... taraflı iradesiyle düşürüldüğünü, müvekkilinin ücreti 2009 yılında asgari ücretin 1,30 ... iken 2010 yılı Ocak ayı ve sonrasında ücrette düşüşler yapılarak bu düşürülen ücretlere asgari ücret artışlarının uygulandığını ve bu şekilde eksik ücret ödendiğini, ayrıca muvazaa nedeni ile başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılması ve ilave tediyeden de yararlandırılması gerektiğini ileri sürerek ücret farkı ve ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ücretinin düşürülmediğini, ... ihale kapsamında yapılan hizmet alım sözleşmesi ile ücretin değiştirildiğini, öte yandan müvekkilinin davada taraf sıfatının bulunmadığını, ihale makamı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemeninn 28.05.2015 tarihli ve 2014/374 Esas, 2015/353 Karar sayılı kararı ile; davacının ücretinin işveren tarafından ... taraflı olarak düşürüldüğü, Bölge Çalışma Müdürlüğü tarafından yapılmış bir muvazaa tespiti yok ise de davacı tanığının anlatımlarından davacının görevinin dışında Hastanenin asıl işlerinde de çalıştırıldığının anlaşıldığı, alt işveren işçileri üstlenilen iş dışında başka bir işte çalıştırılmaları hâlinde asıl işveren işçisi olarak kabul edileceğinden alt işverenlik sözleşmelerinin muvazaa kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle davacı talebi ile bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A.Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 16.09.2015 tarihli ve 2015/29660 Esas, 2015/15324 Karar sayılı kararı ile; davacı ile alt işverenler arasında imzalanan ve ücret miktarının yazılı olduğu iş sözleşmelerinin, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 22 nci maddesi kapsamında ücrette yapılan indirimi işçinin yazılı olarak kabul ettiğini göstereceği ve bu tarihten itibaren ücrette yapılan indirimin geçerli hâle geleceği, davacının ücretinde indirim yapılan tarih ile davacı ve davalı İdarenin alt işverenleri arasında yapılan ve ücret miktarının yazılı olduğu iş sözleşmesinin tarihi arasındaki dönemde davacının ücretinde yapılan indirime muvafakatının olmadığı kabul edilerek bu dönem için oluşacak ücret farkının hesaplanıp hüküm altına alınması gerektiği, davacının ücreti, indirim yapılmadan önce asgari ücretin %30 fazlası ise bunun rakamsal karşılığı bulunup asgari ücrete yapılan artışlar dikkate alınmaksızın bu rakamın ... tutulması ve ücrette indirim yapıldığı dönemden sonra aldığı miktarın, bu rakamdan çıkartılması suretiyle ücret farkı alacağı olarak hesaplanması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3. Davacı vekili 04.11.2015 tarihli dilekçesi ile maddi hataya dayalı bozma kararının düzeltilmesini talep etmiştir.
4. Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 25.11.2015 tarihli ve 2015/40190 Esas, 2015/23288 Karar sayılı kararı ile; yukarıda tarih ve sayısı belirtilen Daire kararının maddi hataya dayalı olduğu kabul edilerek davacının ücreti, indirim yapılmadan önce asgari ücretin %30 fazlası ise bunun rakamsal karşılığının bulunması, asgari ücrette yapılan artışlar dikkate alınarak yapılan ödemeler düşüldükten sonra varsa fark alacaklarını hüküm altına alınması gerektiği, davacının ücret indirimini kabul ettiği dönemler için ise 4857 sayılı Kanun'un 22 nci maddesinin uygulanma imkânı bulunduğundan bu dönem sonrası için alınması gereken ücretin buna göre belirlenip yapılan ödemeler karşılaştırılarak varsa farkın ve ücrete bağlı olarak hesaplanması gereken diğer alacakların da alınması gereken bu ücrete göre hesaplanması gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 26.05.2016 tarihli ve 2015/784 Esas, 2016/355 Karar sayılı kararı ile; davacı vekilinin ek rapordan sonra 05.05.2016 tarihinde harçlandırılmış artırım dilekçesi ile dava dilekçesinde talep ettiği ilave tediye alacağının miktarını artırarak 8.520,00 TL ilave tediye alacağının yasal faizi ile tahsilini talep ettiği, davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 107 nci maddesine göre açılmış belirsiz alacak davası olduğu, bozmadan sonra yapılan yargılama safahatında talep artırımı yapılmasının mümkün olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 21.02.2018 tarihli ve 2017/2915 Esas, 2018/3683 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece bozma kararından sonra yapılan ıslaha değer verilerek karar verilmesinin 6100 sayılı Kanun'un 177 nci maddesinin birinci fıkrası ve “Islah tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir” hükmü ile “Her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 tarihli ve 1944/10 Esas, 1948/3 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararının değiştirilmesine gerek olmadığına" ilişkin 06.05.2016 tarihli ve 2015/1 Esas, 2016/1 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararı karşısında isabetsiz olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
D. Direnme Kararı
Mahkemenin 14.10.2021 tarihli ve 2018/91 Esas, 2021/656 Karar sayılı kararı ile; davanın belirsiz alacak davası olması nedeni ile dava konusu alacağın tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı tarafça iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın dava dilekçesinde belirtilen miktarı artırabileceği, davacının bozma kararı sonrasında harcını yatırıp artırım dilekçesi vererek talebini artırdığı, bunu engelleyen yasal bir düzenleme bulunmadığından talep artırım dilekçesine değer verilerek hüküm kurulduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
E. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
1. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.06.2022 tarihli ve 2022/9-177 Esas, 2022/888 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece usulen direnmeye konu edilmesi gereken hüküm, Dairenin “bozma kararından sonra yapılan ıslaha değer verilerek karar verilmesinin hatalı olduğu” gerekçesi ile bozduğu 26.05.2016 tarihli ve 2015/784 Esas, 2016/355 Karar sayılı ikinci karar olması gerekir iken Dairenin birinci bozma kararı ile ortadan ... 28.05.2015 tarihli ve 2014/374 Esas, 2015/353 Karar sayılı birinci karar esas alınarak bu hükümde direnilmesinin doğru olmadığı, bu durumda usulüne uygun direnme kararından bahsetme imkânı olmadığı gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
F. Mahkemece Hukuk Genel Kurulu Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 26.10.2022 tarihli ve 2022/355 Esas, 2022/309 Karar sayılı kararı ile; usuli hatalar düzeltilerek önceki gerekçe tekrar edilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
G.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
1. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.03.2023 tarihli ve 2023/9-186 Esas, 2023/240 Karar sayılı kararı ile; belirsiz alacak davasında dava konusu alacağın tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı taraf iddianın genişletilmesi yasağına tâbi olmaksızın dava dilekçesinde belirttiği miktarı artırabileceği, bozma kararı sonrasında da artırım dilekçesi vererek tamamlama harcı yatırılmak suretiyle talebini artırılabilmesinin mümkün olduğu, bunu engelleyen yasal bir düzenleme bulunmadığı, Mahkemece birinci bozma kararına uyularak yapılan yargılamada davacı vekili tarafından sunulan 05.05.2016 tarihli talep artırım dilekçesine değer verilerek hüküm kurulmasının yerinde olduğu, direnme kararının usul ve kanuna uygun olduğu, bozma nedenine göre alacağın miktarına ilişkin temyiz incelemesi yapılmadığı gereçesiyle dosyanın Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; bozma ilâmında ıslahın bozma kararı sonrasında yapılamayacağı belirtilmesine rağmen ıslaha itibar ile hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek hükmün bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının alacaklarının dosya kapsamına uygun olarak hüküm altına alınıp alınmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 ... maddesi, 438 ... maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 ... maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer ... sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Mahkeme kararının ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
24.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.