"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde ... sözleşmesinin haklı neden olmaksızın feshedildiği 25.04.2017 tarihine kadar kardiyoloji hekimi olarak görev yaptığını, müvekkilinin ihbar tazminatının eksik ödendiğini, davacının her gün 07.30-17.30 arasında çalıştığını, her akşam 21.00-22.00 arasında işyerine gelerek hasta kontrolü yaptığını, acil durumlarda geceleri daha fazla hastanede durduğunu, ayın ortalama 5 gününde 2 saate yakın bu çalışmalarının dışında acil hasta nedeniyle çalışma yaptığını, çalıştığı süre boyunca pazar günleri hasta kontrolü için hastaneye geldiğini, davacının şua iznine hak kazanmasına rağmen kullandırılmadığını ileri sürerek ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, şua izni ücreti, fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ileri sürdüklerini, ihbar tazminatının tamamının ödendiğini, davacının davalı işyerinde yarı zamanlı çalıştığını davacının fazla çalışma ücreti alacağının bulunmadığını, hafta tatilinde yapılan çalışmaların zamlı olarak ödendiğini, davacıya şua izinlerini kullanması konusunda sözlü uyarılarda bulunulmasına rağmen davacı tarafça şua izinlerinin kullanılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 23.01.2008-25.04.2017 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı, davacıya ödenen ihbar tazminatının mahsubu ile bakiye ihbar tazminatı alacağının bulunduğu, tanık beyanlarına göre davacının hafta içi günlerinde 07.30-17.30 ve 21.00-23.00 saatleri arasında, cumartesi günleri ise 08.00-13.00 saatleri arasında çalıştığı, pazar günlerinde 2 saat hastanede kaldığı, buna göre davacının hafta içi çalışmasının günlük 12 saat olduğu, 1,5 saat ara dinlenmesinin mahsubundan sonra 10,5 saat fiilen çalıştığı, cumartesi çalışmalarının ise 5 saat olduğu 0,5 saat ara dinlenmesinin düşümü ile bunun 4,5 saate karşılık geldiği, pazar günleri de 2 saat işyerinde bulunduğu kabul edilerek davacının haftada 59 saat çalıştığı bundan 45 saatlik çalışma süresinin mahsubundan sonra davacının fazla çalışma süresinin haftalık 14 saat fazla olduğu ve hafta tatillerinde çalıştığı, ücretinin ödendiğine dair dosyada delil bulunmadığı, davacının yıllık izin ücretinin ödendiği, davacını şua iznini hak ettiği halde kullandırılmadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; ihbar tazminatının ödendiğini, davacının özel muayenesinden getirdiği hastaları için hastaneyi kullandığı ve bu hatalar karşılığında davacıya hak ediş ödemelerinin yapıldığı, davacının hafta tatili ücreti alacağının bulunmadığı, davacının şua iznine hak kazanacak oranda radyasyona maruz kalmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı vekilinin cevap dilekçesinde sözlü uyarılara rağmen davacının şua iznini kullanmadığını belirttiği ancak dava aşamalarında davacının şua iznine hak kazanmadığını savunduğu, giydirilmiş brüt ücret üzerinden hesaplanan ihbar tazminatı dikkate alındığında davacının bakiye ihbar tazminatının bulunduğu, davacının nöbet çalışmalarına ilişkin dosyaya belge sunulmadığı, davacı tanıklarının çalıştıkları birim, işyeri ve tanıkların görevleri, dosyaya yansıyan durum itibarıyla davacının acil ... dâhilinde yaptığı çalışmaların somut olarak netleştirilemediği, taraflar arasındaki anlaşma gereğince davacının, özel muayenehanesinde muayene ettiği hastalarla ilgili ameliyat ve sair işlemlerini de davalı hastanede yapabildiği gözetildiğinde, davacının davalıya bağlı olarak ifa ettiği çalışması ile özel muayenehanesinde yürüttüğü görevi kapsamında yaptığı işlemlerin, dosyaya sunulan kayıtlar çerçevesinde fiilen çalışılan günler ve hesaplamaya elverişlilik açısından birbirinden net olarak ayırt edilemediği, bu itibarla davacının hafta tatili izni kullanmaksızın çalıştığına ve fazla çalışma yaptığına ilişkin iddialarını somutlaştırıp ispatlayamadığı gerekçeleriyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili; davacının fazla çalışma yaptığının ispatlandığı, davacının hastaneye getirdiği özel hastalarına ayırdığı vakitlerin asgari düzeyde olduğu, bu durumun nadiren söz konusu olduğu, fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarının reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; davacının şua iznine hak kazanacak kadar radyasyona maruz kalmadığının bilirkişi raporu ile sabit olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, fazla çalışma, hafta tatili ve şua izni ücretlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun 41 ve 46 ncı maddeleri.
3. 3153 sayılı ..., ..., Elektrikle Tedavi ve Diğer Fizyoterapi Müesseseleri Hakkında Kanun'a (3153 sayılı Kanun) 5947 sayılı Kanun'la eklenerek 30.01.2010 tarihinde yürürlüğe giren ek 1 inci maddesi şöyledir:
"İyonlaştırıcı radyasyonla teşhis, tedavi veya araştırmanın yapıldığı yerler ile bu ... veya işlemlerde çalışan personelin haftalık çalışma süresi 35 saattir. Bu süre içerisinde, Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikte belirtilen radyasyon dozu limitleri de ayrıca dikkate alınır. Doz limitlerinin aşılmaması için alınması gereken tedbirler ile aşıldığı takdirde izinle geçirilecek süreler ve alınacak diğer tedbirler Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir."
4. 3153 sayılı Kanun’a müsteniden yayımlanan ..., ... ve Elektrikle Tedavi Müesseseleri Hakkında Nizamname’nin 24 üncü maddesi şöyledir:
"Bu gibi müesseselerde, her röntgen mütahassısının veya röntgen ve ... ile iştigal eden kimsenin senede dört hafta muntazaman devamlı tatil yapması mecburidir."
5. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun (2547 Sayılı Kanun) 56 ncı maddesinin (b) bendi atfıyla 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun (492 sayılı Kanun) 13 üncü maddesinin (j) bendi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Bölge Adliye Mahkemesince 20.03.2023 tarihli ek karar ile; işveren ünvanının ... Sağlık Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi olması ve 2547 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) ve (j) bentleri gerekçe gösterilerek karar başlığında "..." olarak yazılı olan davalı ünvanının "... Sağlık Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi" olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Ancak Sağlık Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi; yükseköğretim kurumlarında eğitim öğretimin desteklenmesi amacıyla çeşitli alanların uygulama ihtiyacı ve bazı meslek dallarının hazırlık ve destek faaliyetleri için eğitim-öğretim, uygulama ve araştırmaların sürdürüldüğü bir yükseköğretim kurumu olmakla birlikte 2547 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinde tüzel kişiliği bulunan kurumların açıkça belirtildiği dikkate alındığında, Üniversiteden ayrı bir tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Şu hâlde karar başlığında "..." olan davalının ünvanının "... Sağlık Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi" olarak gösterilmesi mahallinde her zaman düzeltilmesi mümkün bir hata niteliğindedir.
3. Davalı Üniversite; 2547 sayılı Kanun'un 56 ncı maddesinin (b) bendi atfıyla 492 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin (j) bendi uyarınca harçtan muaf olmasına rağmen, Bölge Adliye Mahkemesince aleyhine harca hükmedilmesi hatalıdır. Yine davacı tarafça yatırılan harcın iadesi yerine yargılama gideri içerisinde değerlendirilerek hüküm kurulması da hatalıdır.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı tarafın tüm, davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (3) ve (4) numaralı bentlerinin hükümden çıkartılarak yerine
"3-Davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafça yatırılan 2.436,40 TL harcın karar kesinleştiğinde talep hâlinde davacıya iadesine, davalı tarafça yatırılan harçların davalıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.594,10 TL yargılama gideri üzerinden kabul ve ret oranına göre hesaplanan 63,75 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına," ibarelerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacı tarafa yükletilmesine, davalı tarafından yatırılan temyiz harçlarının istek hâlinde davalıya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.