"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2181 E., 2022/1996 K.
KARAR : Davacı vekilinin istinaf başvurusunun süreden reddi, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Anadolu 10. ... Mahkemesi
SAYISI : 2019/163 E., 2021/175 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun süreden reddi, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 09.02.2023 tarihli ek karar ile kararın miktar itibarıyla kesin olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş ise de; reddedilen toplam tutar 107.257,10 TL olup bu miktar, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin üstündedir. Bu durumda hükmün, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında kesin olduğundan söz edilemeyeceği ve temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; 09.02.2023 tarihli ek kararın bozularak ortadan kaldırılması gerekir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen asıl kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı asılın alt işveren olan ... tarafından 12.02.2005 tarihinde ... Tersanesinde çalışmak üzere işe alındığını, daha sonra aynı alt işverene ait ... Denizcilik, ..., ... Gemi, ... Gemi İnşa Tamir Bakım İnşaat Turizm Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. (... Gemi Şirketi) bünyesinde çalışmaya devam ettiğini, ... sözleşmesinin 15.05.2018 tarihinde asıl işveren ... Gemi tarafından hiçbir sebep gösterilmeden feshedildiğini, işe girdiğinden beri asıl işveren olan davalıya ait işyerinde alt işveren olan ...'ın talimatı ile çalıştığını, ancak davalı işverenin Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) işçilik alacakları ve vergi borçlarından kaçınmak için sürekli farklı işverenler nezdinde gösterdiğini, sigortalı hizmet dökümünde görülen tüm firmaların sadece resmî kurumlara bildirilen evrak üzerindeki firmalar olduğunu, çalıştığı sektörde işin yoğunluğuna göre işçilerin çalıştırılmakta olduğunu ve işler azalınca işten çıkartılıp daha sonra tekrar geri çağrıldıklarını, söz konusu sektörde yevmiye usulü ile çalışıldığını ve hafta tatili, ... bayram ve genel tatil, yıllık ücretli izin kullandırılmadığını, iskele yapım ustası olarak günlük net 100,00 TL ücret ile çalıştığını, bir öğün yemek verildiğini, sigorta primlerinin asgari ücretten ödendiğini, asgari kısmının bankaya kalanının elden ödendiğini, ayda ortalama 3 hafta tatilinde çalışıldığını, 08.30-17.30 saatleri arası çalışma olduğunu, haftada 3-4 gün en az 20.00-22.00'ye kadar çalışıldığını, dinî ve resmî tatillerde çalışıldığını karşılığının ödenmediğini, yıllık izin kullandırılmadığı gibi ücretinin de ödenmediğini iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma, ... bayram ve genel tatil, hafta tatili ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davalı Şirketin çalışanı olmadığını, davacının kendi ikrarı ile de sabit olduğu üzere ... Gemi Şirketi işçisi olduğunu, ... sözleşmesinin davalı Şirket tarafından feshedildiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, davalı Şirketin işletmekte olduğu tersanade zaman zaman başka firmalara ... verilse de sözleşmelerin 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nda tanımlanan eser sözleşmeleri şeklinde yapıldığını ve anahtar teslim şeklinde yapılan bu sözleşmelerde davalının işin yapımından bütünüyle el çektiğini ve işin yapılmasını ilgili yükleniciye bıraktığını, gemi inşa sürecinde işi ile ilgili aşamaya geçilen yüklenici kendi işçileri ile işe başlayıp o aşama bittiğinde gemiden ayrıldığını, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, muvazaa iddiasının gerçeği yansıtmadığı gibi davacının işverenleri ile aralarında asıl işveren alt işveren ilişkisi de olmadığını, davacının çalıştığı işverenlerin de davaya dâhil edilmesi gerektiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar olmadığıı, davacının fasılalı çalışmaların birleştirilmesinin de mümkün olmadığı, tersanede kapı giriş çıkış kayıtlarının tutulmakta olduğunu, bunun dışında davacının tersaneye giriş çıkış yapmasının mümkün olmadığını, davacının ücret konusundaki iddiasına itiraz ettiklerini, davacının davalı firmada kıdem ve ihbar tazminatı gerektirecek bir çalışması olmadığını, ödeme varsa banka kayıtlarının celbi gerektiğini, yıllık izinlerinin kullandırılıp kullandırılmadığının bilinemediğini, kapı giriş çıkış kayıtları incelendiğinde yıllık izinlerini kullandığının da anlaşılacağını, dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanık beyanları, işyeri giriş çıkış kayıtlarına göre davacının davalı Şirkete ait tersanede davalının işini yaptığı, davalı Şirketin asıl işveren sıfatıyla davacıya karşı işçilik alacaklarından sorumlu olduğu, ... sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatı gerektirmeyecek şekilde son bulduğunun davalı tarafça ispatlanamadığı, davacının 230 gün yıllık izin hakkının bulunduğu, haftada 11 saat fazla çalışma yaptığı ancak ... bayram ve genel tatil günleri ile hafta tatili günlerinde çalıştığını ispatlayamadığı, fazla çalışma ücretinden hesaplama işe giriş çıkış kayıtlarına göre yapıldığından indirim yapılmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunda müvekkilinin davalı işyerinde aralıksız olan çalışmasının sadece kayıtlar üzerinde yapılmış ve gerçek olmayan giriş çıkışlara itibar edilerek aralıklı kabul edilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporundaki fazla çalışma hesabının eksik ve hatalı olduğunu, tanık beyanlarına itibar etmeden sadece kayıtların esas almasının hatalı olduğunu, kayıt ibraz edilmeyen dönemlerin tanık beyanları değerlendirmeye tâbi tutularak hesaplanması gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı vekili; öncelikle pasif husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, davacının kendi işverenlerinde görünen sigortalılık kaydının müvekkili Şirkete ait tersanedeki hizmet süresinin delili olamayacağını, indirim yapılmadan fazla çalışmanın hüküm altına alınmasının hatalı olduğunu, dosyaya sunulan kayıtların davacının çalıştığı işyerine giriş çıkış saatlerini gösteren kayıtlar değil birden fazla işverene ait işyerinin bulunduğu, 2.000 personelin üzerinde çalışan personelin yer aldığı tersaneye giriş çıkış saatlerini gösteren kayıtlar olduğunu, bilirkişi tarafından SGK hizmet dökümlerine ve işe giriş ve çıkış tarihlerine göre hizmet süresi hesaplanmış olsa da, kayıtlar incelendiğinde davacının hizmet kayıtlarının tam süre olmadığının ve hizmet sürelerinin aylara göre eksik olduğunun görüleceğini, ... sözleşmesinin müvekkili tarafından feshedilmesi söz konusu olmadığı gibi kendi işvereni ihbar olunan ... Gemi Şirketi tarafından da fesih yapılmamış olduğu, buna rağmen kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücretinin hüküm altına alınmasının hatalı olduğunu, İlk Derece Mahkemesince 19.11.2020 tarihli celsede, bilirkişi kök ve ek raporlarına yapılan itirazlar değerlendirilmeden davacı asile yemin metni tebliğ edildiğini, bilirkişi raporlarına itirazların yemin metninden sonra değerlendirilmesine karar verildiğini, davacıya usule aykırı şekilde yemin ettirildiği, davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilemeyeceğini, zamanaşımı def'inin dikkate alınmadığını, davacının çalıştığı işverenlere ihbar taleplerinin dikkate alınmadığını ve davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının dava dilekçesinde iddia ettiğinin aksine 15.05.2018 tarihinde işten çıkışının yapılmış olmadığı, davacının ... Gemi Şirketinde çalışmasının devam ettiği, ihbar olunan işyerinde çalışması devam eden işçi açısından feshe bağlı haklar olan ihbar ve kıdem tazminatları ile ... sözleşmesinin sona ermesine bağlı yıllık izin ücreti talep koşulları gerçekleşmiş sayılmayacağından bu alacak taleplerinin reddi gerektiği, davalının temerrüt tarihinin 01.04.2019 olduğu, belirtilen yönlerden davalı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olduğu; ancak davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun, davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin tebliğ tarihi olan 21.....2021 tarihinden itibaren iki haftalık süre geçtikten sonra ....07.2021 tarihinde süresinden sonra olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun süre yönünden reddi, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 09.02.2023 tarihli ek kararı ile; davacı vekilinin temyiz talebinin kesinlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; ıslah ile artırılan tutara göre reddedilen miktar kesinlik sınırının üzerinde olduğundan ek kararın hatalı olduğunu, alt işverenlik ilişkisinin muvazaalı olduğunu, bu konuda kesinleşmiş kararın mevcut olduğunu, davalının kendi çalışanı ile alt işveren ilişkisi kurulmasının kanuna aykırı olduğunu, davalı işverenin davacının kendi işyerlerinden çıkış tarihinde hala alt işveren sigortalısı olduğunun açıkça bilirkişi raporunda altı çizilerek belirtildiği, davalı vekilinin feshe bağlı hakları hak edip etmediği hakkında hiç bir itirazının bulunmadığını, talep edilen tüm alacakların davalının işyerinde geçen süre ile sınırlandırıldığını, dava açıldığı tarihte davacının ... Gemi Şirketi sigortalısı olarak çalışmadığını, Bölge Adliye Mahkemesinin hiçbir araştırma yapmadan davalı beyanlarına göre karar verdiğini, vekâlet ücreti istinaf edilmediği hâlde aleyhlerine vekâlet ücretinin belirlendiğini, davacının ... Gemi Şirketi tarafından çıkışının verilmesinin dava tarihinden önce olduğunu, sonrasında davacının farklı bir alt işveren olan ... Gemi Şirketinde işe girdiğini, bu firmanın adının Bölge Adliye Mahkemesi kararında hatalı yazıldığını, bu firmanın unvanının ... Denizcilik Gemi İnşa Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; ... sözleşmesinin sona erip ermediği, buna bağlı olarak davacının kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücretine hak kazanıp kazanmadığı, hizmet süresi ve davalının iddia edilen çalışma döneminin tamamından sorumlu olup olmadığı, fazla çalışma alacağının miktarı ile vekâlet ücreti hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı ... Kanunu'nun 14 üncü maddesi ve 4857 sayılı Kanun'un 2, 32, 37, 41, 44, 46, 53, 54 ve 63 üncü maddeleri ile Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilincie temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Bölge Adliye Mahkemesince verilen 09.02.2023 tarihli ek kararın BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.