Logo

9. Hukuk Dairesi2023/9554 E. 2023/12444 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı aleyhine açılan alacak davasında arabuluculuk dava şartının yerine getirilip getirilmediği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: İşveren alacağı talebiyle açılan davalarda da arabuluculuk şartının aranması gerektiği ve bu şartın dava açılmadan önce yerine getirilmesi gerektiği gözetilerek, mahkemece davacıya süre verilmesine rağmen arabuluculuk son tutanağının ibraz edilmemesi nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/88 E., 2023/285 K.

KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Trabzon 4. ... Mahkemesi

SAYISI : 2022/157 E., 2022/251 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Trabzon 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.05.2022 tarihli ve 2021/117 Esas, 2022/149 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilmiş; taraflarca kararının istinaf edilmemesi üzerine karar kesinleşerek dosya Trabzon 4. ... Mahkemesine gönderilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre davanın usulden reddine karar verildiği ve davalı aleyhine hüküm altına alınan bir miktar bulunmadığı dikkate alındığında, davalı vekilince temyize konu edilen miktarın Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihindeki kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Trabzon ilinde bir içecek firmasının içecek satışını yapan yetkili bir bayi olduğunu, davalı ...'un şirketin işlerine yardım ettiği süre boyunca kendisine verilen yetkiye dayalı olarak market, lokanta, kafe ve benzeri işyerlerine içecek satışı yaptığını, yaptığı satışlar neticesinde de tahsilat makbuzları düzenlediğini, davalı ...'un 2018 yılının Haziran ayından sonra işyerlerine satmış olduğu mallar neticesinde tahsilatlar yaptığını, yaptığı tahsilatlar karşılığında tahsilat makbuzu düzenlediğini, davalının yaptığı tahsilatları müvekkili Şirkete ibraz etmeye giderken makbuzlar üzerinde kimi zaman tahrifat yaparak kimi zaman da sahte tahsilat makbuzu düzenleyerek gerçekte yaptığı tahsilatları makbuzlarda daha düşük gösterdiğini, Şirket yetkilisinin kendisine ibraz edilen parayı aldığını, akabinde makbuzları muhasebe birimine götürmesi için davalıya iade ettiğini, davalının tahrif ettiği makbuzları muhasebe birimine teslim etmeden önce bir daha tahrifata uğratarak asıl hâline dönüştürdüğünü, aradaki parasal farkı kendi uhdesine geçirdiğini, bu şekilde müvekkilini zarara uğrattığını iddia ederek şimdilik 6.000,00 TL alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; ileri sürülen iddiaların asılsız olduğunu, davacının Şirket yetkilisi olan M.Ç.'nin zor durumda olduğunu söylerek Şirkete ortak etmek vaadiyle davalıdan para istediğini, davalının bu durumu aktardığı kayın biraderi S.A.'nın ... Bankasındaki hesabından 50.000 USD çekip davalıya verdiğini, müvekkilinin de bu parayı M.Ç.'ye verdiğini, bu olayın ardından kendisine yapılan ödemeyi müvekkilinin çaldığı şeklinde iftirada bulunarak müvekkilini işten çıkardığını, bununla da kalmayıp teminat amacıyla müvekkilinden aldığı boş senede 500.000 TL bedel yazıp davalı aleyhine icra takibine giriştiğini, tüm bunların Şirket yetkilisi M.Ç'nin kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, davacı Şirketin sigorta primlerini dahi ödemekten imtina ederek sigortasız bir şekilde çalıştırdığı işçisine 500.000 TL gibi bir para vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı vekilinin talep ettiği alacağına ilişkin arabuluculuk başvurusunda bulunmadığının tespiti üzerine davacıya süre verildiği, ancak süreye rağmen arabuluculuk son tutanağının sunulmadığı, arabulucuğun tamamlanabilir bir dava şartı olmadığını ve dava tarihinde yerine getirilmiş olmasının arandığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili istinaf başvurusunda; huzurdaki davanın, davalının haksız eylemleri nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu zararlara ilişkin alacak davası olduğunu, nitekim davalının eylemleri için hile kullanarak dolandırıcılık, tehdit kullanarak zorla senet almak ve resmî evrakta sahtecilik ve tahrifat suçlarından yapmış oldukları şikayetler sonucu Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/949 ve 2021/1034 soruşturma dosyalarının açıldığını, şikayet sonucunda davalı hakkında Trabzon 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 2022/792 Esas numaralı dosyası ile güveni kötüye kullanma suçunu işlediği gerekçesiyle ceza davası açıldığını, davacı ile davalı arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmadığını, davalının Sosyal Güvenlik Kurumu tescil ve hizmet dökümü incelendiğinde müvekkili nezdinde herhangi bir çalışması olmadığının görüleceğini, davalı tarafından açılmış herhangi bir hizmet tespit davası da bulunmadığını, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, Trabzon 2. Asliye Hukuk Mahkemesince hukuka aykırı olarak görevsizlik kararı verildiğini, dava asliye hukuk mahkemesinde açıldığı için arabuluculuk yolunun tüketilmediğini, Mahkemece dava şartı eksiklikliğinin giderilmesi açısından süre verilmesi, eksikliğin tamamlanmaması hâlinde davanın reddine karar verilmesi gerekmekte iken hiçbir süre verilmeksizin doğrudan davanın reddinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf başvurusunda; görevsizlik kararı sebebiyle ayrıca vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, dava konusu alacak miktarı dikkate alınmaksızın eksik vekâlet ücreti hükmedildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının vekâlet ücreti yönünden kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında işçi işveren ilişkisi bulunduğu gibi asliye hukuk mahkemesinin taraflar arasında işçi işveren ilişkisi bulunduğu yönündeki tespitine davacı tarafça itiraz edilmemiş olması da gözönüne alındığında görevli mahkemenin ... mahkemesi olduğu kabulünün yerinde olduğu, görevli mahkemede yapılan yargılama yeni bir yargılama olmayıp görevsiz mahkemede açılan davanın devamı niteliğinde olduğu, dava şartlarının ilk davanın açıldığı tarih itibarıyla göz önünde bulundurulması gerektiği, talep işveren alacağına ilişkin olduğundan arabuluculuğa tâbi olduğu, işçi alacakları dışında işveren alacağı bakımından da aynı dava şartının sağlanması gerektiği, arabuluculuğa başvuru dava şartı tamamlanabilir bir dava şartı olmadığından davanın açıldığı sırada bu dava şartının bulunmadığı belirlenerek davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesinin hukuka uygun olduğu, vekâlet ücretinin emsal kararlar doğrultusunda doğru belirlendiği gerekçeleriyle tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz başvurusunda; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, arabuluculuk dava şartının yerine getirilip getirilmediğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 7036 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu'nun (7036 sayılı Kanun) 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında “Kanuna, ... veya toplu ... sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebi ile açılan davalarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.

3. 7036 sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası ise şu şekildedir:

"...

(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.

..."

4. 6100 sayılı Kanun'un 20 nci maddesi ile 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı Temyizi Yönünden

Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalı tarafa iadesine,

B. Davacı Temyizi Yönünden

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin davacı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.