Logo

9. Hukuk Dairesi2024/10090 E. 2024/12822 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı belediye ile alt işveren şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ve davacının bu iddiaya dayalı işçilik alacaklarının davalı belediyeden tahsil edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı belediye ile alt işveren şirket arasında kurulan asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna uygun ve muvazaaya dayanmadığı, önceki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında da aynı sonuca varıldığı ve Özel Daire bozma kararına uyulması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulması suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesinin 29.09.2022 tarihli ve 2022/299 Esas, 2022/473 Karar sayılı kararı ile direnme kararı verilmiştir.

Direnme kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince Hukuk Genel Kurulunun bozma kararı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

İlk Derece Mahkemesi tarafından hüküm altına alınan ve davalı tarafça temyize konu edilen miktar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 341 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince, karar tarihi itibarıyla İlk Derece Mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 28.250,00 TL'nin altında kaldığından; 6100 sayılı Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin 01.01.1998 tarihinden emeklilik sebebiyle işten ayrıldığı 30.12.2016 tarihine kadar davalı ... (Belediye) nezdinde çalıştığını, davalı ile sendikalar arasında imzalanan toplu iş sözleşmelerinden sendika üyesi olmasına rağmen yararlandırılmadığını, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında dava dışı ... Belediyeler İnşaat ve İhtiyaç Maddeleri San. ve Tic. Ltd. Şti. (... Ltd. Şti.) işçisi olarak gösterildiğini, çalıştığı süre boyunca işin görülmesi, izinlerin kullandırılması ve işe ilişkin diğer emir ve talimatların davalı ... yetkilileri tarafından verildiğini, ... Ltd. Şti. ile davalı ... arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, davalı ... işçisi iken davalının tek yanlı işlemi ile dava dışı ... Ltd. Şti.nin işçisi olduğunu ancak kullandıkları araçların davalıya ait olduğunu, toplu iş sözleşmelerinden yararlandırılmadığı için sosyal haklarının ve ayrıca fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil ücretleri ile ilave tediye ve ikramiyelerinin ödenmediğini, yıllık izinlerinin de kullandırılmadığını ileri sürerek toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan bir kısım işçilik alacakları ile ilave tediye alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... vekili; müvekkilinin taraf sıfatının bulunmadığını, davacının, müvekkili nezdinde çalıştığı döneme ait alacağının mevcut olmadığını, alacakların zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin asıl işi olan temizlik, park ve bahçe ile bakım ve onarım işlerini 5393 sayılı Belediye Kanunu (5393 sayılı Kanun) uyarınca alt işverene vererek dışarıdan temin ettiğini, işe ilişkin tüm emir ve talimatların müvekkili tarafından verildiği iddiasının soyut olduğunu, dava dışı Şirketin özel hukuk hükümlerine göre kurulan ve tüzel kişiliği bulunan şirket statüsünde olduğunu, şirket kararlarının ortaklar kurulu tarafından alındığını, dava dışı Şirketin müvekkiline ait binada kiracı olmasının, müvekkiline ait araç ve gereçlerin kullanılmasının muvazaayı ispatlamadığını, davacının dava dışı Şirkette çalıştığı döneme ilişkin ödemelere karşı itirazının bulunmadığını, asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesi hükümlerinden alt işveren işçilerinin yararlandırılmasının hukuken mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 01.06.2021 tarihli ve 2017/31 Esas, 2021/296 Karar sayılı kararı ile; somut olayda dava dışı ... Ltd. Şti.nin ayrı bir iş organizasyonunun ve davalı ... karşısında bağımsızlığının bulunmadığı, davacının yaptığı işte davalı ... işçilerinin de çalıştığının tanık anlatımlarından anlaşıldığı, davacının öncesinde davalı Belediyenin işçisi olduğu, tanık beyanlarında da belirtildiği şekilde dava dışı Şirketin önce ihale alıp sonra buna uygun işçi temin ettiği nazara alındığında davalı Belediyeye işçi temin ettiği ve bu nedenle davalı ... ile dava dışı Şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. Gerekçe ve Sonuç

Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 08.12.2021 tarihli ve 2021/2031 Esas, 2021/2034 Karar sayılı kararı ile; dava dışı Şirketin davalı Belediyeye ait araç ve gereçleri kullanması, davalı Belediyeye ait işyerinden başka işyerinin bulunmaması, davacının davalı ... işçisi iken daha sonra dava dışı Şirket işçisi olarak çalışmaya devam etmesi, daha önce benzer yönde muvazaa tespitine ilişkin verilen kararların onanması karşısında muvazaa iddiasının ispat edildiği ve davacının başlangıçtan itibaren davalı ... işçisi olarak kabulünün isabetli olduğu, Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 14.04.2022 tarihli ve 2022/2029 Esas, 2022/4480 Karar sayılı ilâmı ile; dosyadaki bilgi, belgeler ve tanık beyanlarına göre; davacının davalı ... makine parkında, park bahçe işlerinde ve yol tamiratında iş makinası operatörü olarak davalı ... tarafından kurulan dava dışı ... Ltd. Şti.nin işçisi olarak çalıştığının anlaşıldığı, davalı ... ile dava dışı ... Ltd. Şti. arasındaki organik bağın anılan kanuni düzenlemeye dayandığı, hâl böyle olunca, salt organik bağ ya da faaliyet konusunun aralarındaki ilişkiyi muvaazalı hâle getirmeyeceği, yapılan açıklamalar ve yasal düzenlemeler ile davacının görevi hep birlikte değerlendirildiğinde; davalı ... ile dava dışı ... Ltd. Şti. arasında geçerli olarak kurulan ve muvazaaya dayanmayan bir asıl işveren-alt işverenlik ilişkisi bulunduğu, bu nedenle Mahkemece asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu sonucuna varılarak davacının muvaaza iddiasına dayalı taleplerinin kabulünün doğru olmadığı gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Direnme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 29.09.2022 tarihli ve 2022/299 Esas, 2022/473 Karar sayılı kararı ile; somut olay Yargıtay içtihatlarıyla belirlenen muvazaa kriterleri çerçevesinde değerlendirildiğinde, alt işveren işçilerinin işle ilgili emir ve talimatları asıl işveren olan davalı ... yetkililerinden aldıkları, işin sevk ve idaresinin asıl işverende olduğu, alt işveren işçilerinin asıl işveren işçileriyle aynı işi yaptığı gibi aynı yerde çalıştıkları, alt işveren işçilerinin çalışma süreleri, fazla çalışma ve izinlerinin asıl işverence düzenlendiği, bağımlılık ilişkisinin davacıyla davalı ... arasında gerçekleştiği, gerçek irade işçi temini olduğu hâlde bunun asıl işveren-alt işveren ilişkisi olarak gösterildiği, davalı ... ile ... Ltd. Şti. arasında muvazaanın tespitine dair Yargıtay tarafından onanarak kesinleşen emsal kararlar bulunduğu, aradaki ilişkinin muvazaalı olması nedeniyle davacının başlangıçtan itibaren davalı ... işçisi olarak kabulü gerektiği gerekçesi ile direnme kararı verilmiştir.

C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı

1. Direnme kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.11.2023 tarihli ve 2023/9-247 Esas, 2023/1083 Karar sayılı ilâmı ile; somut olayda davalı ile dava dışı ... Ltd. Şti. arasında kurulan asıl işveren-alt işveren ilişkisi kanuna aykırı olmadığı gibi muvazaaya da dayanmadığının anlaşıldığı, buna göre davacının muvazaa iddiasına dayalı taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği, aynı davalıya karşı aynı iddialar ileri sürülerek açılan başka bir davada da aynı sonuca varılmış olduğu (YHGK, 20.10.2022 tarihli ve 2022/9-546 Esas, 2022/1345 Karar sayılı kararı), Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; davalı Belediyenin tüm hizmetlerinin dava dışı ... Ltd. Şti. tarafından yerine getirildiğini, dava dışı ... Ltd. Şti.nin bünyesinde çalışan tüm işçilerinde sadece davalı ... nezdinde çalıştığını, ayrıca dava dışı ... Ltd. Şti.nin bünyesinde işçi sıfatı ile işçi olup da davalı ... haricinde başka herhangi bir yerde işçi çalıştırılmadığını, Mahkemece eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekilinin temyiz dilekçesi miktardan reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı ... ile dava dışı ... Ltd. Şti. arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ile buradan varılacak sonuca göre davacının muvazaa iddiasına dayanan taleplerinin değerlendirilmesine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesi.

3. 5393 sayılı Kanun'un 14, 67 ve 70 nci maddeleri.

4. 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 26 ncı maddesi.

5. Alt İşverenlik Yönetmeliğinin 4, 11 ve 12 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

A. Davalı Temyizi Yönünden

Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

B. Davacı Temyizi Yönünden

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.