Logo

9. Hukuk Dairesi2024/10124 E. 2024/14476 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalının iş akdinin haklı nedenle feshedilip feshedilmediği, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, asıl davadaki taleplerin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı ile birleşen davalardaki maddi ve manevi tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, delilleri, uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler bozma sebebi olarak görülmemiş ve karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi

KARAR : Davacının asıl ve birleşen davalar yönünden istinaf başvurularının esastan reddi, davalının asıl dava yönünden istinaf başvurusunun esastan reddi, birleşen dava yönünden kabulü ile davanın kısmen kabulü

TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karşıyaka 1. İş Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İzmir 8. İş Mahkemesince yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili Karşıyaka İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Karşıyaka İş Mahkemesince asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen Karşıya 3. İş Mahkemesinin 2021/119 Esas sayılı dosyasında davanın kısmen kabulüne yine birleşen Karşıyaka 2. İş Mahkemesinin 2020/297 Esas sayılı dosyasında ise davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin asıl ve birleşen davalara yönelik başvurularının esastan reddine, davalı vekilinin asıl dava yönünden katılma yolu ile istinaf başvurusunun esastan reddine, birleşen Karşıyaka 3.İş Mahkemesinin 2021/119 Esas sayılı dosyasına yönelik katılma yolu ile başvurusunun ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davaların ise reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkilinin 22.02.1999-02.07.2009 tarihleri arasında, davalı Şirketin çeşitli illerinde ve en son İzmir ...'de işçi olarak aylık net 2.500,00 TL ücretle çalıştığını, haksız ve kötüniyetli olarak işten çıkarıldığını, işten kendi isteği ile ayrılmadığını, firma yetkililerinin "ibra sözleşmesi" başlıklı 02.07.2009 tarihli belge ve tutanak düzenleyerek imzalatmak istediklerini, aynı tarihli "fesih bildirimi" başlıklı ve Bandırma 02.07.2009 tarihli yazı ile iş sözleşmesini feshettiklerini, davalı firmanın kendilerince haklı gerekçeler yaratmak suretiyle müvekkilinin hiçbir yasal hakkını ödemediğini, yıllık izin hakkını kullanmadığını, 2007, 2008 ve 2009 yıllarından 40 gün yıllık izin hakkını almadığını, işi gereği cumartesi günleri de çalıştığını, fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, resmî ve dinî bayramlarda da çalıştığını ancak karşılığının ödenmediğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ve yıllık izin alacaklarının tahsilini talep etmiştir.

2. Davacı vekili birleşen Karşıyaka 2. İş Mahkemesinin 2020/297 Esas sayılı dosyasına ait dava dilekçesinde; müvekkilinin Karşıyaka 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/38 Esas sayılı dosyasında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle yargılandığını, 2014/220 Karar sayılı kararıyla beraat ettiğini, verilen beraat kararının Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2017/29648 Esas, 2019/2672 Karar sayılı kararıyla onanıp kesinleştiğini, müvekkili hakkındaki suçlamaların haksız olduğunun anlaşıldığını, müvekkilinin işten çıkartıldığı tarihten bu yana gerek gıda mühendisi gerekse diğer görevlerde davalı Şirket bünyesinde çalışırken emsallerinden çok daha düşük ücretlerle çalışmak zorunda kaldığını, davalı Şirkette çalışırken 2009 yılında prim, bayram ikramiyesi, eylül ayı ikramiyesi ve sosyal haklar hariç son ay net ücretinin 2.500,00 TL olduğunu, ancak işten çıkartıldıktan sonra çalıştığı işte 750,00 TL ücret aldığını, davacının haksız işten çıkartıldıktan sonra hakkındaki suçlamadan dolayı çalıştığı işlerden hiçbir zaman aynı seviyede ücret alamadığını, işten çıkartılmasaydı elde edeceği kazancı elde edemediğini, belli bir kârdan mahrum kaldığını, bu nedenle şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir.

3. Davacı vekili birleşen Karşıyaka 3. İş Mahkemesinin 2021/119 Esas sayılı dosyasına ilişkin dava dilekçesinde ise; işverenin müvekkilini hakkındaki güveni kötüye kullanma suçlamasıyla haksız bir şekilde tazminat ödenmeksizin işten çıkarttığını, bu iddiayla soruşturma ve kovuşturma işlemlerine maruz kaldığını, müvekkili hakkındaki beraat kararının kesinleştiğini ancak bu süreçte müvekkilinin psikolojik çöküntüye uğradığını, işçilik haklarının saldırıya uğradığını ve haksız işten çıkartılması sebebiyle manevi zarara uğradığını ileri sürerek 60.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; iş sözleşmesinin müvekkili Şirket tarafından haklı nedenle feshedildiğini, ... satış şubesinde müdür olarak çalıştığını, görevi sırasında sorumlu olduğu şubede yapılan denetimde şube deposunda 17.917 kg. fire olduğunu ve müteahhitlerin ellerinde kalan malların, stok açıklarının ve depo sayımında eksik olan ürünlerin müteahhitlere fatura edildiğinin tespit edildiğini, bu şekilde çıkar temin ederek müvekkili Şirketi zarara uğrattığının tespit edildiğini ve iş sözleşmesinin bu nedenle haklı olarak feshedildiğini, bu sebeplerin yanı sıra yapılan denetim çalışmaları sonucunda davacının görev sınırlarını aşarak şirket işleyişine aykırı faaliyetlerde bulunduğunun tespit edildiğini, ek olarak yapılan denetimde kapalı alanda 2 defa sigara içtiğinin tespit edildiğini, müvekkili Şirketi zarara uğratmasından dolayı davacının da aralarında bulunduğu şahıslar hakkında 30.07.2009 tarihinde suç duyurusunda bulunulduğunu, yapılan soruşturma sonucunda Karşıyaka 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/38 Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını, dosyanın hâlen derdest olduğunu, davacının feshin haksızlığını ileri sürerken müvekkili Şirkete karşı işe iade davası açmadığını, davacının müvekkili Şirketten herhangi bir alacağının bulunmadığını savunarak asıl davanın reddini istemiştir.

2. Davalı vekili birleşen Karşıyaka 2. İş Mahkemesinin 2020/297 Esas sayılı dosyasında cevap dilekçesinde; dava konusu alacakların iş ilişkisiyle bağlantısının bulunmadığını, davacı tarafça iş sözleşmesinin feshinden sonra daha düşük ücret ile çalışmak zorunda kaldığı beyan edilerek, ücret farklarının ödenmesi talep edilmişse de; davalının bir sorumluluğu bulunmadığı gibi bu durumun iş ilişkisinden kaynaklanmadığını, dolayısıyla genel mahkemelerin görevli olduğunu, ayrıca zamanaşımı def'inde bulunduğunu savunarak birleşen davanın reddini istemiştir.

3. Davalı vekili birleşen Karşıyaka 3. İş Mahkemesinin 2021/119 Esas sayılı dosyasında cevap dilekçesinde ise; dava konusu alacakların iş ilişkisiyle bağlantısının bulunmadığını, manevi zararların haksız fiil hükümlerinden kaynaklanmakta olup genel mahkemelerin görevli olduğunu, ayrıca müvekkili Şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, zamanaşımı def'inde bulunduklarını, ceza mahkemesinde verilen beraat kararının hukuk mahkemesinde bağlayıcılığının bulunmadığını savunarak birleşen davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı tarafça davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğine dair dosyaya bir delil sunulmadığı, bu nedenle davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarına hak kazandığı, davacı birleşen Karşıyaka 2.İş Mahkemesinin 2020/297 Esas sayılı dosyası ile ihbar ve kıdem tazminatı dışında ayrıca haksız fesih ve ceza dosyası sebep gösterilerek maddi tazminat talebinde bulunmuş ise de; davacının 4857 sayılı İş Kanunu (4857 sayılı Kanun) kapsamında iş sözleşmesine dayalı bir çalışan olduğu, haksız fesihten kaynaklanan maddi tazminat talebinin yerinde görülmediği, kaldı ki oluşan maddi zararın varlığı somut bir şekilde ispat edilemediği, birleşen Karşıyaka 3. İş Mahkemesinin 2021/119 Esas sayılı dosyası yönünden ise; davacının manevi tazminatını gerektirir boyutlarda hayatının akışını zor bir duruma sokan maddi ve manevi sıkıntıya sebep olan bir durumun varlığı, gerek işverence gösterilen fesih sebebi gerekse taraflar arasında görülen ceza davası ile tespit edilmiş olmakla maddi hesap unsurları oluşmasa bile manevi koşulları oluşan talebin kısmen kabulü ile takdiren 20.000,00 TL'nin hüküm altına alınması gerektiği, asıl dava dosyasında fesih tarihi, dava tarihi ve ıslah tarihleri dikkate alındığında, davacının dava dilekçesi dışındaki taleplerinin zamanaşımına uğradığı gerekçeleriyle asıl ve birleşen Karşıya 2. İş Mahkemesinin 2021/119 Esas sayılı dosyalarının kısmen kabulüne, birleşen Karşıyaka 2. İş Mahkemesinin 20207207 Esas sayılı dosyasının ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; asıl dava yönünden belirsiz alacak davası açtığını bu nedenle zamanaşımının söz konusu olmadığını, zamanaşımının kesildiğini, birleşen Karşıya 2. İş Mahkemesindeki maddi tazminata ilişkin davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının mahrum kaldığı tüm ücret farklarının kabulüne karar verilmesi gerektiğini, yine birleşen Karşıyaka 3. İş Mahkemesindeki manevi tazminat istemine ilişkin davanın da tümden kabulü gerekirken kısmen kabulünün hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; katılma yolu ile sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini bu nedenle asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, yine birleşen manevi tazminata ilişkin davanın da kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının hakkında açılan ceza davasında beraat ettiği, tüm dosya kapsamına göre davalı işveren tarafından iş sözleşmesinin haklı nedenle feshettiğinin ispat edilemediği, bu nedenle davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacağına hak kazandığı, davanın mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (1086 sayılı Kanun) yürürlükte iken açıldığı ve kısmi dava olduğu, davacı tarafından 25.02.2022 tarihinde ıslah dilekçesi verildiği, davalı tarafça yasal süresinde ıslaha karşı zamanaşımı def'inde bulunduğu, ıslah ile arttırılan tutarların zamanaşımına uğradığı, Mahkemece dava dilekçesinde talep edilen yazılı tutarda kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve fazla çalışma alacaklarının hüküm altına alınmasının isabetli olduğu, birleşen Karşıyaka 2. İş Mahkemesinin 2020/297 Esas sayılı maddi tazminat davasında; davacının, davalı işverenin iş sözleşmesini güveni kötüye kullanma gibi haksız nedenlerle feshetmesi ve bu konudaki olumsuz referansları nedeniyle iş bulamaması ya da bulduğu iş ile ücret farkı gibi davacının sırf bu yüzden işsiz kaldığı süre için maddi tazminat talep etmesinin hukuki dayanağının bulunmadığı, dosya kapsamında maddi tazminatı gerektirir bir durumun da tespit edilemediği, birleşen Karşıyaka 3. İş Mahkemesinin 2021/119 Esas sayılı dosyada ise; davacı hakkında kamu davasının açıldığı, her ne kadar davacı kendisine isnat edilen ... nedeniyle yargılama sonucunda beraat kararı verilmişse de, davalı işverenin davacı hakkında Anayasa ile teminat altına alınan şikayet hakkını kullandığı, şikayet hakkının kullanılmasının haksız ... olarak değerlendirilemeyeceği, şikayet hakkının anayasal haklardan olduğu, sadece şikâyet hakkının kullanılmasının kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilemeyeceği, davacı tarafın psikolojik taciz (mobbing) iddialarının da tanık beyanları ve dosya içeriğine göre ispatlanamadığı, bu nedenle manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçeleriyle davacının asıl ve birleşen davalara, davalının asıl davaya yönelik istinaf başvurularının esastan reddine, davalının birleşen Karşıyaka 3. İş Mahkemesinin 2021/119 Esas sayılı dosyada yönelik istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ile katılma yolu ile davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerle ve asıl ve birleşen davalarının tümünün kabulü istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; asıl davaya yönelik istinaf başvurusundaki nedenlerini tekrar ederek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalının iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı nedenle feshedilip edilmediği ile davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, asıl davadaki taleplerinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, birleşen davalara konu maddi ve manevi tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı Kanun'un 17, 18, 19, 25 inci maddeleri ile 32 nci maddesinin son fıkrası, 59 uncu maddesi, aynı Kanun'un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14 üncü maddesi.

3. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 126, 128, 131, 133 üncü maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 58, 147, 149, 151, 152, 154 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.