"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/727 E., 2024/355 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işyerinde 30.12.1997 tarihinde işe girdiğini ve hâlen çalışmaya devam ettiğini, davacının sendika üyesi olduğunu, davalı Belediye ile Genel-İş Sendikası arasında toplu iş sözleşmesi imzalandığını, alacaklarının toplu iş sözleşmesi hükümleri dikkate alınmaksızın eksik ödendiğini ileri sürerek fark fazla çalışma ve hafta tatili ücreti ile kıdem zammı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davanın belirsiz alacak ve kısmi dava olarak açılmasının mümkün olmadığını, davacının vasıfsız işçi kadrosunda çalıştığını, talep edilen alacakların toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre eksiksiz ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 10.06.2021 tarihli ve 2019/1093 Esas, 2021/617 Karar sayılı kararı ile; davacının hâlen davalı işveren işyerinde çalışmasının devam ettiği ve sendika üyesi olduğu, davacının toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre kıdem zammı alacak ... bulunduğu, ücret bordrolarında davacıya kıdem zammı ödendiğine dair herhangi bir tahakkukun bulunmadığı, ücret bordroları, puantaj kayıtları ve toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca hesaplanan fark fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 09.02.2023 tarihli ve 2021/2703 Esas, 2023/238 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 04.10.2023 tarihli ve 2023/8396 Esas, 2023/13668 Karar sayılı kararı ile; arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra ihtilaf konusu olan 29.11.2019 son tutanak tarihi ile hesaplama yapılan 11.12.2019 tarihi arasında kalan dönem için arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alındığında bu dönem yönünden kıdem zammı alacağına ilişkin talebin dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu, dosyada mevcut ücret bordrolarına göre davacıya hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir yevmiyenin ödendiği dikkate alındığında çalışılan dönemler için bir buçuk yevmiye üzerinden fark hafta tatili ücretinin hesaplanması gerekirken iki yevmiye üzerinden hesaplama yapan hatalı bilirkişi raporuna göre karar verilmesinin isabetsiz olduğu, 15.05.2018-14.06.2018 tarihleri arasındaki dönemde ücret bordrolarına göre davacıya 477,66 TL'lik ödeme yapıldığı dikkate alındığında fark fazla çalışma ücreti hesabı sırasında 477,66 TL yerine 63,48 TL’nin mahsup edilmesinin hatalı olduğu, davalının daha önce temerrüde düşürüldüğü de ispat edilemediğinden İlk Derece Mahkemesince söz konusu hüküm altına alınan alacaklara arabuluculuk son tutanak tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde bilirkişi raporuna atıfla hüküm kurulmasının hatalı olduğu, kısmen kabul kararı verilen eldeki davada arabuluculuk giderinin tarafların haklılık durumuna göre paylaştırılması yerine yazılı şekilde tamamının davalıdan tahsiline karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaların hatalı olduğunu, yapılan ödemelerin dikkate alınmadığını, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; kıdem zammı, fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarının hesaplanması ile alacaklara uygulanan faiz başlangıç tarihine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 41, 46, 63 ve 69 uncu maddeleri.
3. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.