Logo

9. Hukuk Dairesi2024/13249 E. 2025/777 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşen işçilik alacakları davası sonrasında, alacağın tahsili gecikmesi nedeniyle munzam zararın talep edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Kesinleşen işçilik alacakları davasında hükmedilen alacağın tahsil edilmemiş olması, ancak tahsile yönelik kararın bulunması nedeniyle, munzam zararın varlığı henüz sabit olmadığından, hukuki yarar yokluğu gözetilerek davanın reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2024/1918 E., 2024/1915 K.

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 8. İş Mahkemesi

SAYISI : 2023/552 E., 2024/348 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılara karşı bir kısım işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle İstanbul Anadolu 25. İş Mahkemesinin 2019/867 Esas sayılı dosyasıyla dava açtığını, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, İstanbul Anadolu 1. İcra Müdürlüğünün 2022/13006 Esas sayılı dosyası üzerinden davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığını, tehir-i icra kararı ile ödemeden kaçınıldığını, tüm bu kararlar ile birlikte, Anayasa Mahkemesine mahkemelerce hükmedilen tazminatın yargılamada geçen süre nedeniyle enflasyon karşısında değer kaybettiğinin tespit edildiği yönünde yapılan bir başvuruda, Anayasa Mahkemesince ölçülülük yönünden mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verildiğini, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları çerçevesinde enflasyon nedeniyle alacaklının alacağında oluşan kayıp ve koşullar göz önünde bulundurularak mülkiyet hakkının ihlali olduğunu ileri sürerek munzar zarar tazminatının davalılardan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... ile ... Yapı İnşaat Sanayi ve Dış Ticaret AŞ vekili cevap dilekçesinde; davacının davalılar nezdinde çalışmadığını, diğer davalı ... (... İnşaat) çalışanı olduğunu, bu nedenle davanın, müvekkilleri yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının munzam zararının bulunmadığını, açılmış olan davanın derdestlikten dolayı reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının işbu davayı açmasında hukuki yararının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı Salavan İnşaat Şirketi vekili cevap dilekçesinde; davacının işçilik alacaklarına ilişkin açtığı davasının hâlen derdest olduğunu, açılmış olan bu davada hukuki yararının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın dayanağını oluşturan İstanbul Anadolu 25. İş Mahkemesinin 2019/867 Esas, 2022/408 Karar sayılı kararının kesinleşerek alacağın tahsilinin gerçekleşmediği, fakat ilgili kararda alacakların faiziyle birlikte tahsiline karar verildiği, bu anlamda, alacağın tahsiline yönelik Mahkeme kararının yerine getirilmediğinden ve davacının alacağının ödeme zamanından kaynaklanan bir zararının olup olmadığı bu aşamada belli olmadığından, hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmediği, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 12.02.2024 tarihli ve 2023/19375 Esas, 2024/1926 Karar sayılı ilâmının da bu yönde olduğu gerekçeleriyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde;

1. Karar gerekçesinin bulunmadığını, kararda esas alınan başka bir kararın müvekkilinin talebi ile aynı şartlara tâbi olmadığını, davalılarca davacının munzar zarar talep ettiği işçilik alacaklarının ödendiğini, müvekkilinin talebinin, kötüniyetli davalılar nedeniyle tahsil edilmesi uzun yargılama süreci neticesinde gerçekleştirilen alacaklarının enflasyon karşısında uğradığı değer kaybının mülkiyet hakkının doğal bir sonucu olarak tazmin edilmesine yönelik olduğunu, Anayasa Mahkemesinin bu yönde istikrarlı kararlarının bulunduğunu,

2. Davacının lehine sonuçlanan diğer işçilik alacakları davasındaki kararın kesinleşmediği nedeniyle bu davadaki munzar zarar talebinin reddedilmesinin hatalı olduğunu,

3. Kararın 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda (6100 sayılı Kanun) düzenlenen yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini sağlamaya yönelik hükümlere aykırı olduğunu beyan etmektedir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Uyuşmazlık, davada varlığı iddia olunan munzam zarar olgusunun ispatına ilişkindir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle temyiz edenin sıfatına göre usul ve kanuna uygun olup, davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.