Logo

9. Hukuk Dairesi2024/1330 E. 2024/5105 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Müfettiş raporuna itiraz davasında davalıların taraf sıfatının bulunup bulunmadığına ilişkin husumet yokluğu iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Müfettiş raporuna itiraz davasının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na karşı açılması gerekirken işçilere karşı açıldığı ve davacının husumet itirazına rağmen işçilerin davalı olarak kalmasında ısrarcı olduğu gözetilerek, davanın pasif husumet yokluğundan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2128 E., 2023/1879 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Trabzon 3. İş Mahkemesi

SAYISI : 2018/264 E., 2022/146 K.

Taraflar arasındaki müfettiş raporuna itiraza ilişkin tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kamu düzeni yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili işyerinde yapılan teftiş neticesinde hazırlanan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) İş Teftiş Kurulunun 31.10.2017 tarihli ve 10086-İNC-43 sayılı raporunda fazla çalışma ücretinin eksik ödendiği, süt izninin kullandırılmadığı ve ara dinlenmesinin tam olarak kullandırılmadığı belirtilerek raporda adı geçen işçiler için fazla çalışma ücreti hesaplandığını, yapılan hesaplamaların hukuka aykırı olduğunu, işçilere yapılan prim ödemelerinin değerlendirilmediğini, süt izinlerinin talep üzerine toplu olarak kullandırıldığını ileri sürerek müfettiş raporunun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... ayrı ayrı verdikleri dilekçelerde; taraf sıfatlarının olmadığını, davanın işlemi yapan kuruma karşı açılması gerektiğini, bu nedenle davanın kendileri için husumet yokluğundan reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamı ve denetime elverişli olduğu anlaşılan 28.04.2020 tarihli bilirkişi raporu birlikte değerlendirilerek müfettiş raporundaki tespitlerin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; dava konusu denetim raporundaki noksanlık ve mevzuta aykırılık iddiasında bulunulan tespitlerin ilgili mevzuat ile bağdaşmadığını, yapılan incelemede sadece işçilerin beyanları ile denetim raporu tanzim edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, banka tarafından ödenmemiş bir ücretin bulunmadığını, ücretlerin yıllık 270 saatlik fazla çalışma ücretini kapsar şekilde belirlendiğini, fazla çalışma ücretinin eksik ödediğine ilişkin tespitin prim ödemeleri göz ardı edilerek gerçekleştirildiğini, süt izinlerinin işçilerin talebi doğrultusunda toplu olarak kullandırıldığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın ÇSGB aleyhine açılması gerekirken, işyeri çalışanı işçiler aleyhine açıldığı; davalılarca husumete karşı çıkılmış ise de davacının 27.02.2019 tarihli dilekçesinde açıkça husumetin davalı işçilere ait olduğunu savunduğu, somut olayda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 124 ncü maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle başvurunun kamu düzeni yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçelere ek olarak davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesinden önce Kurumun davaya dâhil edilmesi amacıyla taraflarına süre verilmesi gerekirken doğrudan davanın husumetten reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 92 nci maddesi kapsamında müfettiş raporunun iptali istemiyle açılan davada taraf teşkili hususuna ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 114 üncü ve 115 inci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı Kanun'un 91 inci maddesinin ikinci fıkrası şu şekildedir:

"...

(Ek fıkra: 13/2/2011-6111/77 md.; Değişik fıkra: 12/10/2017-7036/13 md.) İşçilerin kanundan, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin başvuruları üzerine, iş sözleşmesinin devam etmesi kaydıyla birinci fıkra hükmü uyarınca işlem yapılabilir.

..."

3. 4857 sayılı Kanun'un 92 nci maddesi ise söyledir:

"91 inci madde hükmünün uygulanması için iş hayatının izlenmesi, denetlenmesi ve teftişiyle ödevli olan iş müfettişleri, işyerlerini ve eklentilerini, işin yürütülmesi tarzını ve ilgili belgeleri, araç ve gereçleri, cihaz ve makineleri, ham ve işlenmiş maddelerle, iş için gerekli olan malzemeyi 93 üncü maddede yazılı esaslara uyarak gerektiği zamanlarda ve işçilerin yaşamına, sağlığına, güvenliğine, eğitimine, dinlenmesine veya oturup yatmasına ilişkin tesis ve tertipleri her zaman görmek, araştırmak ve incelemek ve bu Kanunla suç sayılan eylemlere rastladığı zaman bu hususta Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikte açıklanan şekillerde bu halleri önlemek yetkisine sahiptirler.

(Değişik ikinci fıkra: 13/2/2011-6111/78 md.) Teftiş, denetleme ve incelemeler sırasında işverenler, işçiler ve bu işle ilgili görülen başka kişiler izleme, denetleme ve teftişle görevli iş müfettişleri (…)tarafından çağrıldıkları zaman gelmek, ifade ve bilgi vermek, gerekli olan belge ve delilleri getirip göstermek ve vermek; iş müfettişlerinin birinci fıkrada yazılı görevlerini yapmaları için kendilerine her çeşit kolaylığı göstermek, bu yoldaki isteklerini geciktirmeksizin yerine getirmekle yükümlüdürler.

(Değişik üçüncü fıkra: 13/2/2011-6111/78 md.) Çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri (…) tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir. İş müfettişleri tarafından düzenlenen raporların ve tutulan tutanakların işçi alacaklarına ilişkin kısımlarına karşı taraflarca otuz gün içerisinde yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilir. İş mahkemesinin kararına karşı taraflarca 5521 sayılı Kanunun 8 inci maddesine göre kanun yoluna başvurulabilir. Kanun yoluna başvurulması iş mahkemesince hüküm altına alınan işçi alacağının tahsiline engel teşkil etmez."

4. 31.10.2012 tarihli ve 28543 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Yönetmeliği'nin 43, 44, 45, 46 ve 47 nci maddeleri.

5. 19.04.2022 tarihli ve 31814 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren İş Teftişi Hakkında Yönetmelik hükümleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.