"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1422 E., 2024/1215 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tekirdağ 2. İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/124 E., 2024/114 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Sendikanın başvurusu üzerine 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 42. maddesi gereğince müvekkili Şirkette çalışanların yarısından fazlasının davalı Sendikaya üye olduğu ve çoğunluk sağlandığı gerekçesi ile davalı Bakanlıkça işyeri toplu iş sözleşmesi için olumlu yetki tespiti yazısı verildiğini, bu yazının müvekkili Şirket tarafından 10.04.2023 tarihinde tebellüğ edildiğini, ancak işyerinde davalı Sendikanın yarıdan fazla çoğunluğu bulunmadığını, işyerinde 2023 yılı Mart ayında 2 işçinin istifa ettiğini, 4 işçinin emeklilik nedeniyle ile işten çıkışının yapıldığını, 8 işçinin sendika üyeliğinden çekildiğini, 5 işçinin işe başladığını, bu nedenle işyerinde çalışan işçi sayısının davalı Bakanlığın tespitinin aksine 110 olduğunu, yine üyelikten çekilen işçiler dikkate alındığında davalı Sendikanın üye sayısının 49 olduğunu ileri sürerek Bakanlığın 04.04.2023 tarihli ve 238377 sayılı yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; Bakanlık tarafından düzenlenen çoğunluk yetki tespit yazısında işveren ve işveren vekillerinin çalışan işçi sayısından düşülmesi gerektiğini, bu durumda çalışan sayısının Bakanlıkça tespit edilenden düşük olacağını ve çoğunluk tespit oranının yükseleceğini, davacı tarafın sendika üyesi işçilere üyelik için baskı uygulandığına ilişkin iddialarının asılsız olduğunu, sendika üyelik bildirimlerinin e-Devlet üzerinden gerçekleştirildiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
2. Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; müvekkiline husumet yöneltilmesinin hatalı olduğunu, davanın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı taraf gösterilerek açılması gerektiğini davacı Şirket tarafından davanın süresinde açılmadığının ve itiraz dilekçesinin görevli makama kaydettirilmediğinin tespiti hâlinde davanın usulden reddi gerektiğini, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yapılan yetki tespiti işleminin usul ve kanuna tamamen uygun olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde;
1. İşyerinde fiilen çalışan 110 işçiden 49'unun sendikalı olduğunu ve buna göre davalı Sendikanın çoğunluğu bulunmadığını, bilirkişi raporlarında tespit edilen çalışan ve sendika üyesi işçi sayılarının hatalı ve birbiriyle çelişkili olduğunu, dava dilekçesinde belirtildiği üzere 7 sendika üyesi işçinin sendika üyeliğinden istifa ettiğini,
2. Bilirkişi raporlarında bir kısım işçilerin isimlerinin mükerrer yazıldığını, bilirkişi raporlarında dikkate alındığı anlaşılan bir kısım işçilerin yetki başvurusundan önce iş sözleşmelerinin sona erdiğini ve bunların dikkate alınmalarının hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun’un 41 ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.