Logo

9. Hukuk Dairesi2024/2561 E. 2024/5565 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile fark ücret alacağı talebini içeren davanın belirsiz alacak davası olarak açılıp açılamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, dava dilekçesinde ücretinin belirlenmesi için gerekli tüm verileri sunduğu ve alacağın miktarını belirleyebilecek durumda olduğu, belirsiz alacak davası açma koşullarının bulunmadığı gözetilerek, belirsiz alacak davası olarak açılan davanın kısmi dava olarak sonuçlandırılamayacağı ve davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararları bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/769 E., 2023/1914 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/41 E., 2023/71 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı hastanede çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek 01.01.2020-01.11.2020 tarihleri arasındaki ödenmeyen ücret farkı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesi dikkate alınarak ücretin belirlendiğini, hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını, bireysel iş sözleşmelerinde kararlaştırılan oranların yalnızca sözleşmenin imzalandığı yıl için geçerli olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmelerinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; İlk Derece Mahkemesi kararının kesin nitelikte olmadığını, kadroya geçiş sürecinde Yüksek Hakem Kurulu kararı ile bağıtlanan toplu iş sözleşmeleri hükümlerinin uygulanmasının sebebinin aynı işi yapanlara eşit ücret sağlanması olduğunu, zira işçiler ile yapılan kimi iş sözleşmelerinde asgari ücretin yüzde fazlasına ilişkin oran kararlaştırılmış iken kimisinde hiç oran bulunmadığını, yine asgari ücretin %30, %50 ve %60 fazlası gibi bir zam yapılması hâlinde işçiler ile kariyer meslek grupları arasında dengesizlik meydana geleceğini, iş sözleşmelerinde kararlaştırılan oranların yalnızca 2018 yılı için geçerli olduğunu, ileriye etkili şekilde yorumlanmaması gerektiğini ileri sürerek davanın reddi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında imzalanmış belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve uygulanan toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri dikkate alındığında, incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesindeki gerekçelere ilâveten davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, bu sebeple davanın usulden reddi gerektiğini, Yargıtayın 2023/6003 Esas, 2023/12818 Karar sayılı ilâmının da aynı doğrultuda olduğunu, davalı tarafından başlatılan idari incelemelenin işbu davanın sonucunu etkileyeceğinden bekletici mesele yapılması gerektiğini ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile fark ücret alacağı talebini içeren davanın belirsiz alacak davası olarak açılıp açılamayacağı noktasındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın (Anayasa) 13 ve 36 ncı maddeleri ile 148 inci maddesinin dördüncü fıkrası ve 153 üncü maddesinin altıncı fıkrası.

2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 24, 25, 26, 31, 33, 36, 106, 114, 115 ve 119 uncu maddeleri ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.

3. 6100 sayılı Kanun'un "Belirsiz alacak davası" kenar başlıklı 107 nci maddesi şöyledir:

“(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.

(2) (Değişik:22/7/2020-7251/7 md.) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.

(3) (Mülga:22/7/2020-7251/7 md.)”

4. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 158 inci maddesi.

5. 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde.

6. Anayasa Mahkemesinin 09.06.2016 tarihli ve 2014/819 Başvuru numaralı ... Tatar kararı; 10.02.2021 tarihli ve 2018/2784 Başvuru numaralı Bişar Yusufoğlu kararı; 22.02.2022 tarihli ve 2019/12190 Başvuru Numaralı ... Avcı kararı.

7. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 03.05.2022 tarihli ve 59914/16 Başvuru numaralı Nalbant ve Diğerleri/Türkiye kararı.

8. İsviçre Federal Mahkemesinin 15.06.2020 tarihli ve 4A_502/2019 sayılı kararı; Zürih Kantonu Yüksek Mahkemesinin 20.10.2015 tarihli ve LB150038 sayılı kararı.

9. Dairemizin 14.09.2020 tarihli ve 2016/26476 Esas, 2020/7547 Karar sayılı; 31.05.2022 tarihli ve 2022/5909 Esas, 2022/6892 Karar sayılı; 09.02.2022 tarihli ve 2022/829 Esas, 2022/1542 karar sayılı kararları.

10. Dairemizin belirsiz alacak davasına ilişkin ilkelerinin açıklandığı 27.12.2022 tarihli ve 2022/6872 Esas, 2022/17896 Karar sayılı ilâmı.

3. Değerlendirme

1. Sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile fark ücret alacağının davalıdan tahsiline ilişkin olarak açılan işbu dava belirsiz alacak davası türünde açılmıştır. İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesinin, koşulları bulunmadığı hâlde belirsiz alacak davası olarak açılan davanın kısmi dava olarak sonuçlandırılabileceği yönündeki gerekçesi, Dairemizin ilâmın İlgili Hukuk bölümünün (10) numaralı paragrafında yer verilen kararında açıklanan ilkeler dikkate alındığında yerinde değildir.

2. Somut uyuşmazlıkta davacı, dava dilekçesinde kadroya geçiş tarihini, iş sözleşmesinde öngörülen ücretini ve ücretine uygulanması gereken zam oranlarını açıkça belirtmiş olup bu verilere göre işverence ödenmesi gereken ücret miktarını belirleyebilecek durumdadır. Davanın açıldığı tarihte davacının alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin beklenememesi veya bunun imkânsız olması gibi bir durum söz konusu değildir. Dava konusu alacak belirlenebilir nitelikte olduğundan belirsiz alacak davasına konu edilemez.

3. Şu hâlde talep edilen fark ücret alacağı bakımından davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Mahkemece koşulları oluşmayan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi gerekirken esasına girilerek karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.