"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/404 E., 2023/840 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince 11.10.2023 tarihli ek karar ile davalı vekilinin temyiz dilekçesinin kesinlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Ek karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
İlk Derece Mahkemesince, kararın kesin nitelikte olması nedeniyle davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş ise de; istinaf incelemesinden geçen dosyada bozma sonrasında İlk Derece Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 341 inci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırının altında kaldığından söz edilemeyeceğinden kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir. Bu durumda temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; 11.10.2023 tarihli ek kararın bozularak ortadan kaldırılması gerekir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra, kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Genel Müdürlüğüne bağlı linyit kömür üretiminde faaliyet gösteren ... Teknik Elektrik Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin (... Teknik Şirketi) çalışanı olduğunu, en başından beri davalının asıl işçisi olmasına rağmen muvazaalı olarak alt işveren işçisi gibi gösterilerek haklarının kısıtlandığını, toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanması gerektiğini, davacının işyerinde imzalanan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan Maden-İş Sendikasına üye olduğunu ileri sürerek aylık ücret farkı, ikramiye, kömür yardımı, bedelsiz yemek iaşe bedeli, sabun ve aydınlatma bedeli, koruyucu madde ve giyim bedeli, sosyal yardım ve ilave tediye alacaklarının faizi ile birlikte alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ve husumet itirazında bulunduklarını, müvekkilinin işi anahtar teslim iş olarak verdiğini, ihale makamı olan Kurumun herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, çalışanların emir ve talimatları ihaleyi alan firmadan aldıklarını, davacının Kurum işçisi olmadığını ve Kurumun tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanmak istediğine dair bir talebi bulunmadığını, Kurumda aldatma kastının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
2. İhbar olunan ... Teknik Şirketi vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, müvekkilinin İdare tarafından açılan ihaleleri kazanarak kömür üretim işi yaptığını, davalı ile müvekkili Şirket arasındaki ilişkinin ihale usulü ile hizmet alımı işi olduğunu ve muvazaanın söz konusu olmadığını, davacının müvekkili Şirket çalışanı olduğunu, davacının Sendika ile müvekkili arasında imzalanmış olan toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandığını ve herhangi bir hak kaybının söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Tavşanlı İş Mahkemesinin 08.11.2022 tarih, 2022/254 Esas ve 2022/435 Karar sayılı kararıyla; davalı Kurum ile dava dışı şirketler arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi incelendiğinde, sözleşme konusu işin "Gli Müessese Müdürlüğü İğdekuzu Yeraltı Sahalarında 2 Yılı Hazırlık 10 Yılı İşletme Olmak Üzere Toplam 12 Yıl Boyunca 6.000.000 Ton Kömürün Üretilmesi Ve İdareye Teslim Edilmesi" olarak belirlendiği, dosya kapsamından davacının dava dışı şirketlerde mekanik bakım onarıcısı ve en son kaynakçı olarak çalıştığı, davacının yaptığı iş/işlerin teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren bir iş olmadığı, davalı Kurum ile ihbar olunan Şirket arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 31.01.2023 tarihli ve 2023/62 Esas, 2023/246 Karar sayılı kararıyla; davacının davalı işyerinde yer üstünde kaynakçı olarak çalıştığı, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2021/11711 Esas, 2021/16013 Karar sayılı bozma ilâmında bu işin yardımcı iş olarak kabul edildiği, bu nedenle davanın reddine dair İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur
2. Dairemizin 17.05.2023 tarihli ve 2023/7306 Esas, 2023/7257 Karar sayılı ilâmı ile; dava konusu alacak taleplerinin muvazaa tespiti yapılan ve kesinleşen döneme ilişkin olduğu, bu nedenle muvazaanın kabulü ile davacının davalı Kurum işçisi olarak talep edilen alacaklara hak kazanıp kazanmadığının tespitinin gerektiği gerekçesiyle kararın bozularak dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmı doğrultusunda aynı hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışan işçilerin açmış oldukları davalarda asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığının kesinleşmiş mahkeme kararlarıyla sabit olduğu bu doğrultuda davacının ilave tediye alacağına hak kazandığı ancak sendika üyeliğinin davalı Kuruma bildirilmediği bu sebeple toplu iş sözleşmesinden yararlanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; kararın kesin olmamasına rağmen temyiz isteminin reddedilmesinin hatalı olduğunu, muvazaa tespitine, husumete, zamanaşımına yönelik def'i ve itirazlarını tekrarladıklarını, davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, muvazaa tespitinin hatalı olduğunu, davacının ilave tediye ücretine hak kazanmadığını, brüt ücret üzerinden karar verilmesinin ve yürütülen faiz türü ile başlangıç tarihinin doğru olmadığını, hesaplamanın, yargılama gideri, harç ve vekâlet ücretinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu yönündeki bozma ilâmına uygun karar verilip verilmediği, ilave tediye alacağının hesaplanması, faiz türü ve başlangıç tarihi, yargılama gideri ve vekâlet ücreti ile hesap dönemi bakımından arabuluculuk dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesi.
3. 6100 sayılı Kanun'un 107, 109 ve 326 ncı maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesi ile 6772 sayılı Kanun'un 1 vd. maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi, 2752 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı'nın 1 inci maddesi.
4. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 15.09.2021 tarihli ve 2021/7688 Esas, 2021/11983 Karar sayılı; 23.02.2022 tarihli ve 2022/1773 Esas, 2022/2225 Karar sayılı ilâmları.
5. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 10.11.2016 tarihli ve 2016/26170 Esas, 2016/25527 Karar sayılı ilâmı.
6. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin ilgili hükümleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş, sürecin anlaşamama ile sonuçlanması üzerine 07.12.2020 tarihli son tutanak dava dilekçesine eklenerek 29.12.2020 tarihinde somut dava açılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu alacaklara ilişkin hesaplama 14.12.2020 tarihine kadar yapılmıştır. Arabuluculuk faaliyeti ise tarafların anlaşamadığına ilişkin düzenlenen son tutanak tarihinden önce muaccel olan alacaklar için gerçekleştirilmiştir. Arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra muaccel olan alacaklar bakımından arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği dikkate alındığında; bu döneme ilişkin alacaklar bakımından davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesi kararında hükmedilen ilave tediye alacağının ödeme zamanı 6772 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesine göre Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmektedir. Mahkemece itibar edilen hesap raporunda davacının 2018, 2019 ve 2020 yılları için ilave tediye alacağı hesaplanmış ve bu alacak kalemi Mahkeme tarafından hüküm altına alınmıştır. İlgili döneme ilişkin Cumhurbaşkanlığı Kararı'nda 2020 yılı Aralık ayı ilave tediye alacağının ödeme zamanı 14.12.2020 tarihi olarak belirlenmiştir. Arabuluculuk son tutanak tarihi olan 07.12.2020 tarihi itibarıyla ilave tediye alacağı yönünden muacceliyet gerçekleşmemiştir. Bu hâlde Aralık 2020 dönemi için de ilave tediye alacağı hesaplanması ve Mahkemece bu miktarın hüküm altına alınması yerinde değildir.
4. Ayrıca davacı dava dilekçesinde müvekkilinin muvazaalı bir asıl işveren alt işveren ilişkisinin varlığı nedeniyle baştan itibaren davalı Kurumun işçisi olduğunun tespiti ile bu sebepten doğan fark ücret alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davacının tespit talebi ayrı bir dava değil, eda davasında ele alınması gereken bir ön sorundur. İlk Derece Mahkemesince tespit istemi ayrı bir dava gibi değerlendirilmek suretiyle tahsil hükmünün yanında ayrıca tespit hükmü kurulması bir başka hatalı yöndür.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
1. İlk Derece Mahkemesince verilen 11.10.2023 tarihli ek kararın BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
27.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.