"İçtihat Metni"
I. BAŞVURU
Başvurucu vekili uyuşmazlığın giderilmesi talepli dilekçesinde; İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin 08.03.2023 tarihli ve 2021/1484 Esas, 2023/449 Karar sayılı kararında; davalılar ... ve MNG Kargo Şirketi hakkında bir işçinin açtığı davada; ... hakkında diğer davalı MNG Kargo Şirketi ile yapılan acente sözleşmesinin geçersiz olduğu ve davacının işvereninin baştan beri MNG Kargo Şirketi olup hakkındaki davanın kabulüne, ... hakkındaki davanın ise işveren sıfatı olmadığından pasif husumetten reddine dair hüküm kurulup kesinleştiğini, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 23.02.2023 tarih ve 2019/2932 Esas, 2023/357 Karar sayılı kararında ise davalılar ... ve MNG Kargo Şirketi aleyhine başka bir işçinin açtığı davada, her iki davalının müştereken ve mütesilsilen sorumlu olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin pasif husumetten reddine dair kararının kaldırılarak her iki davalının da işveren sayıldığını ve acente sözleşmesinin geçerli olduğununun kabul edildiğini, aynı davalı hakkında böylece iki bölge adliye mahkemesi kararı arasında çelişen kesin nitelikte kararlar oluştuğunu ileri sürerek İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin farklı Daireleri arasındaki uyuşmazlığın 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) 35 inci maddesi uyarınca 19. Hukuk Dairesinin görüşü doğrultusunda giderilmesini talep etmiştir.
II. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 19.07.2023 tarihli ve 2023/9 sayılı kararı ile; eldeki konuya benzer nitelikteki uyuşmazlıkta Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 27.04.2021 tarihli ve 2021/3618 Esas, 2021/8528 Karar sayılı Bölge Adliye Mahkemesi Kararları Arasındaki Uyuşmazlığın Giderilmesi İstemine Dair Kararı'nda
"Davalı başvurucu ile diğer davalı kargo şirketi arasındaki “acente sözleşmesi” başlığını taşıyan sözleşmenin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 102. maddesinde düzenlenen sözleşmenin unsurlarını taşımadığı, taraflar arasında kurulmuş geçerli bir acente sözleşmesi bulunmadığı, bu halde muvazaalı bir sözleşmeden de söz edilemeyeceği, uyuşmazlığın davalı başvurucu aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine ...", 14.06.2022 tarihli ve 2022/6781 Esas 2022/7670 Karar sayılı Bölge Adliye Mahkemesi Kararları Arasındaki Uyuşmazlığın Giderilmesi İstemine Dair "... Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu tarafından uyuşmazlığın giderilmesi istemi Yargıtay ilgili hukuk dairesine iletildikten sonra benzer nitelikteki davalar ve bölge adliye mahkemesi kararları için yeniden uyuşmazlığın giderilmesi yoluna başvurulmasında herhangi bir hukuki yarar bulunmamaktadır..." şeklindeki kararı dikkate alındığında; eldeki belirgin karar uyuşmazlığının da giderildiği, tekrar karar uyuşmazlığının giderilmesinin istenmesinde hukuki yarar olmadığı kanaatine varılarak aynı Kanun'un 35 inci maddesi uyarınca dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir.
III. UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR
A. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 23.02.2023 Tarihli ve 2019/2932 Esas, 2023/357 Karar Sayılı Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı MNG Kargo AŞ ile davalı ... arasındaki acente sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2 nci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca muvazaalı olduğu ve davalıların dava konusu işçilik alacaklarından davalı ...'nun davacıyı çalıştırdığı dönemle sınırlı olarak birlikte sorumluluklarının kabulü gerektiği, bu nedenle İlk Derece Mahkemesince davalı ... aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere davanın kısmen kabulüne kesin olmak üzere karar verilmiştir.
B. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin 20.03.2023 Tarihli ve 2021/1484 Esas, 2023/449 Karar Sayılı Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı ... ile davacı işçi arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmadığı ve davaya konu alacaklardan sorumluluğunun bulunmadığı, buna göre davalı ... pasif husumet ehliyetine sahip olmadığından adına açılan davanın bu sebeple reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı MNG Kargo AŞ vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere davalı ... bakımından davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine diğer davalı bakımından davanın kısmen kabulüne kesin olmak üzere karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Uyuşmazlık
Uyuşmazlık, davalılar arasında imzalanan acente sözleşmesinin muvazaalı olup olmadığı ve buna göre davacının talep ettiği alacaklardan kimin sorumlu olacağı noktasındadır.
B. İlgili Hukuk
1. Bölge adliye mahkemelerinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi isteminin hukuki dayanağı 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesinde yer alan düzenlemedir.
2. Söz konusu maddenin birinci fıkrasının (3) üncü bendinde yer alan düzenlemeye göre “Re'sen veya bölge adliye mahkemesinin ilgili hukuk veya ceza dairesinin ya da Cumhuriyet başsavcısının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu veya Ceza Muhakemesi Kanununa göre istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması hâlinde bu uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini istemek” bölge adliye mahkemesi ceza daireleri başkanlar kurulu ve hukuk daireleri başkanlar kurulunun görevleri arasında sayılmıştır.
3. 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre ise “(3) numaralı bende göre yapılacak istemler, ceza davalarında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, hukuk davalarında ise ilgili hukuk dairesine iletilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı uyuşmazlık bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda ilgili ceza dairesinden bir karar verilmesini talep eder. Uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak dairece bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.”
C. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemesinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasında uyuşmazlık bulunması durumunda, 5235 sayılı Kanun’un 35 inci maddesinde belirtilenler tarafından yapılacak gerekçeli başvuru sonrasında, mevcut başvuru hukuk daireleri başkanlar kurulunca değerlendirilerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesi istenilecektir.
2. Bu noktada kanun yolu kavramı ve hukukumuzdaki kanun yollarına öz olarak değinmek faydalı olacaktır. Mahkemece tesis edilen nihai kararın hatalı olduğu iddiasıyla bu kararın bir üst mahkemece denetlenmesi, tekrar incelenmesi ve değiştirilmesi amacıyla başvurulan hukuki kurum kanun yolu olarak tanımlanabilir.
3. Medeni usul hukukumuzda kanun yolları, olağan kanun yolları ve olağanüstü kanun yolları olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
4. Mahkemece tesis edilen nihai kararın kesinleşmesine engel olan ve kanunda belirtilen süre ve usule uygun olarak başvurulan kanun yolları, olağan kanun yolları olarak ifade edilebilir. Olağan kanun yolları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup hukukumuzda, istinaf ve temyiz olmak üzere iki olağan kanun yolu mevcuttur.
5. Olağanüstü kanun yolları ise kesinleşmiş hükümler yönünden söz konusu olan kanun yollarıdır. Burada misal olarak yargılamanın iadesi yolu zikredilebilir. Belirtmek gerekir ki bölge adliye mahkemesinin kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi istemi bir kanun yolu değildir. Bu itibarla, söz konusu hukuki kurumun, başvuru konusu bölge adliye mahkemesi kararlarının kesin olma niteliğine ve bu kararların hukuki sonuçlarına herhangi bir etkisi söz konusu olmayacaktır.
6. Bu açıklamalara göre, bölge adliye mahkemesi başkanlar kurulu tarafından uyuşmazlığın giderilmesi istemi Yargıtay ilgili hukuk dairesine iletildikten sonra benzer nitelikteki davalar ve bölge adliye mahkemesi kararları için yeniden uyuşmazlığın giderilmesi yoluna başvurulmasında herhangi bir hukuki yarar bulunmamaktadır.
7. İnceleme konusu uyuşmazlıkta, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu tarafından, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi ile 19. Hukuk Dairelerinin kararları arasında çelişki bulunduğu belirtilerek çelişkinin giderilmesine dair talep Dairemize iletilmiş ise de İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunca aynı konuya ilişkin talep Dairemize iletilmiş ve Dairemizin 27.04.2021 tarihli ve 2021/3618 Esas, 2021/8528 Karar sayılı kararı ile “Davalı başvurucu ile diğer davalı kargo şirketi arasındaki 'acente sözleşmesi' başlığını taşıyan sözleşmenin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 102. maddesinde düzenlenen sözleşmenin unsurlarını taşımadığı, taraflar arasında kurulmuş geçerli bir acente sözleşmesi bulunmadığı, bu halde muvazaalı bir sözleşmeden de söz edilemeyeceği, uyuşmazlığın davalı başvurucu aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 28.06.2019 tarih, 2018/1225 E, 2019/715 K. sayılı kararı doğrultusunda giderilmesi gerektiğine,” karar verilmiştir. Başvuru konusu uyuşmazlık hakkında Dairemizce daha önce karar verilmiş olduğundan, aynı uyuşmazlık ile ilgili olarak yeniden bir karar verilmesi söz konusu değildir.
8. Tüm bu hususlar karşısında, mevcut başvuru yönünden uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
V. KARAR
1. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu tarafından iletilen mevcut talep yönünden uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığına,
2. Dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine,
06.02.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.