"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1548 E., 2023/1764 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/413 E., 2022/361 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Sağlık Bakanlığı bünyesinde hizmet alımı sözleşmesi kapsamında alt işveren işçisi olarak çalışmakta iken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında davalı İdarede sürekli işçi kadrosuna atandığını, kadroya geçiş sırasında davacı ile davalı arasında yapılan bireysel iş sözleşmesinde aylık ücretin asgari ücretin belli bir yüzde fazlası olarak düzenlediğini; ancak davalı tarafça söz konusu yüzdelik kısmın uygulanmayıp ücretlerin eksik ödendiğini ileri sürerek 2019 yılına ilişkin fark ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, kadroya geçiş sonrası Yüksek Hakem Kurulunca karara bağlanan toplu iş sözleşmesi dikkate alınarak ücretin belirlendiğini, hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını, davacı tarafça talep edilen faizin türüne ve başlangıç tarihine itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; davacının ücretinin 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (375 sayılı KHK) hükümlerine göre belirlendiğini, Bakanlığın genel uygulamasının hukuka uygun olduğunu, Bakanlıkça yapılan ödemelerin Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının görüşü alınarak bu doğrultuda yapıldığını, benzer bir dosyada Bakanlık uygulamasının hukuka uygun olduğu husususun Kamu Denetçiliği Kurumu (Ombudsmanlık) tarafından da teyit edildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında imzalanmış belirsiz süreli iş sözleşmesinde sözleşme süresince davacı işçiye her ay brüt asgari ücretin belli oranda fazlası üzerinden günlük ödeme yapılacağı kararlaştırıldığı, söz konusu düzenlemenin her asgari ücret artış dönemi için işvereni bağlayacağı, dosya kapsamında hükme esas alınan bilirkişi raporunda taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacının aldığı ücretin yüzdelik oranına karşılık gelen ücret tespit edilerek ve bu ücrete Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinde öngörülen zamlar uygulanarak fark alacakların hesaplanmasının yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesindeki gerekçelerine benzer gerekçelere ilâveten bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin Bakanlık iradesini yansıtmadığını, bireysel iş sözleşmesinin toplu iş sözleşmesi ile çelişen hükümlerinin geçerli olamayacağını, bireysel iş sözleşmelerinde ücret miktarına ilişkin toplu iş sözleşmesinin aksine bir uygulama olacağına ilişkin düzenlemeye yer verilmediğini, bu sebeplerle de davanın reddi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, derdestlik dava şartının sağlanıp sağlanmadığı ve devamında 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçiye kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ödenmesi gereken ücretin tespiti ile talep edilen ücret farkı alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususuna ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi ve 115 inci maddesinin ikinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde.
3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır:
"...
2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir."
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı vekili, dava dilekçesinde 696 sayılı KHK gereği sürekli işçi kadrosuna geçiş yaparken davalı ile imzalanan bireysel iş sözleşmesinde ücretin, asgari ücretin yüzde fazlası olarak belirlenmesine rağmen davalı tarafça söz konusu yüzdelik kısmın uygulanmayıp ücretlerin eksik ödendiğini ileri sürerek 2019 yılının 12 ayına ilişkin fark ücret alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı talebi doğrultusunda 2019 yılı Ocak ve Aralık ayları arasındaki dönem bakımından 12 aya ilişkin ücret farkı alacağının hesaplandığı görülmektedir. Ancak davalı vekili tarafından dosya istinaf aşamasında iken sunulan beyan dilekçesinde, davacının 2019 yılı ücret farkı talebini de içerecek şekilde İstanbul Anadolu 8. İş Mahkemesinin 2019/345 Esasına kayıtlı dosyası ile dava açıldığı ve 09.04.2019 tarihinde söz konusu davanın kabulüne karar verildiği, derdestlik dava şartı nedeniyle işbu davanın reddi gerektiği ileri sürülmüştür. Söz konusu derdestlik itirazının Bölge Adliye Mahkemesince değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla İstanbul Anadolu 8. İş Mahkemesinin 2019/345 Esas, 2021/84 Karar sayılı dosyasının kapsama alınarak işbu dava ile örtüşen dönemlerin bulunduğunun anlaşılması hâlinde bu dönemler bakımından 6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi uyarınca derdestlik dava şartı sağlanmadığından davanın usulden reddine karar vermek gerekirken eksik incelemeyle ve mükerrer tahsile yol açacak şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.