Logo

9. Hukuk Dairesi2024/2967 E. 2024/4831 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücret alacaklarının hesabı, faiz başlangıç tarihlerinin tespiti ve usuli kazanılmış haklara uygun karar verilip verilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin bozmaya uygun karar verdiği, kararda ve gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan hususların yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı gözetilerek temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

SAYISI : 2019/409 E., 2021/18 K.

KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında Mahkemede görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 10.02.2006 tarihinden itibaren davalı ... Yapı Müşavirlik Mimarlık Mühendislik Taah. Tur. San. Tic. AŞ (... Müşavirlik Şirketi) ve diğer davalı ... Demir Çelik Sanayii ve Ticaret AŞ (... Şirketi) bünyesinde bulunan şantiyede genel saha elektrikçisi olarak çalıştığını, 15.10.2014 tarihinde iş sözleşmesinin haklı bir gerekçe gösterilmeden davalı işveren tarafından sona erdirildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ile yıllık ücretli izin alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... Müşavirlik Şirketi vekili cevap dilekçesinde; davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle sona erdirildiğini, davaya konu bütün alacaklarının ödendiğini, yıllık izinlerini kullandığını beyan ederek açılan davanın reddini istemiştir.

2. Davalı ... Şirketi vekili cevap dilekçesinde; davalı Şirkete ihale yolu ile anahtar teslim iş yaptırıldığını, bu nedenle davalı Şirketin davacı ile hukuki bir bağıınn bulunmadığını, davaya konu işçilik alacaklarından sorumluluklarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 03.03.2016 tarihli ve 2014/483-2016/137 kararı ile; davacının iş sözleşmesinin haklı nedene dayalı olarak feshedildiğinin ispat yükünün davalıda bulunduğu, davalı işveren tarafından dosyaya herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı, aksine dinlenen tanık anlatımlarından davacının iş sözleşmesinin haksız şekilde feshedildiğinin anlaşıldığı, davacıya yıllık izin kullandırıldığına dair sunulan yıllık izin belgelerinde davacının bir kısım yıllık izinlerini kullanmadığının ve ücretinin ödenmediğinin anlaşıldığı, davacının fazla çalışma yaptığı, bir kısım hafta tatillerinde çalıştığı ve bir kısım ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığının ve ücretinin ödenmediğinin tanık anlatımları ile sabit olduğu, davalı ... Şirketinin işletme bünyesindeki yardımcı iş niteliğindeki inşaat işini diğer davalı ... Müşavirlik Şirketine yaptırdığından aralarında asıl ve alt işveren ilişkisi bulunduğu ve dava konusu alacaklardan müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesiyle bilirkişi raporundaki hesaplamalar doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... Şirketi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 05.11.2019 tarihli ve 2017/24499 Esas, 2019/20221 Karar sayılı ilâmı ile; davanın kısmi alacak davası olarak açılmış olduğu, davacı tarafça bilirkişi raporu sonrasında 20.01.2016 tarihinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 176 ncı maddesi gereği davanın ıslah edildiğinin belirtildiği ve davalı ... Şirketi vekili tarafından da süresinde verilen dilekçe ile ıslaha karşı zamanaşımı def’inde bulunulduğu, bu husus değerlendirilerek zamanaşımına uğramayan alacak tutarları belirlenerek dava ve ıslah tarihine göre faize hükmedilmesi gerekirken, davalının zamanaşımı def’i dikkate alınmaksızın taleplerin tamamına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi suretiyle davanın belirsiz alacak davası şeklinde hükme bağlanmasının hatalı olduğu gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; öncelikle davalı ... Mühendislik Şirketi vekilince davalı hakkında iflas kararı verildiği bildirildiğinden bu durum gözetilerek iflas idaresi memurlarına tebligat çıkartılarak taraf teşkilinin sağlandığı, akabinde bilirkişiden ek rapor alındığı, raporda bozma ilâmı doğrultusunda hesaplama yapıldığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

2. Mahkemenin 05.08.2021 tarihli ek kararı ile bozma öncesi verilen ilk kararın davalı ... Mühendislik Şirketi tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle bu davalı bakımından davacı lehine usuli kazanılmış hakkın meydana geldiğinin gözetilmesi gerektiği belirtilerek faiz başlangıçlarının davalı ... Mühendislik Şirketi yönünden bozma öncesinde olduğu şekilde düzeltilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı ... Şirketi vekili temyiz dilekçesinde; diğer davalı Şirketle aralarında asıl ve alt işveren ilişkisi bulunmadığını, davanın müvekkili yönünden husumet bakımından reddi gerektiğini, davanın davacının çalıştığı tüm şirketlere ihbarı gerektiğini, vekâlet ücreti, harç ve yargılama gideri bakımından aleyhe olan hatalara itiraz ettiklerini belirterek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı ... Mühendislik Şirketi İflas İdaresi vekili temyiz dilekçesinde; Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.05.2017 tarihli ve 2015/372 Esas, 2017/433 Karar sayılı kararı ile Şirket hakkında iflas kararı verilmiş olduğunu ve müflis Şirketin iflas tasfiyesine Ankara İflas Müdürlüğünün 2017/13 Esas sayılı dosyasından başlandığını, iflas tasfiyesinde ikinci alacaklılar toplantısının yapılmış olduğunu, davacının müflisten alacağının olduğu iddiasını iflas masasına yazdırması gerektiğini, iflas masasına alacak başvurusu yapılmadan ve iflas idaresince başvuru konusunda bir karar verilmeden davaya devam edilmesinin usul ve esas bakımından kanuna aykırı olduğunu, davanın işçilik alacaklarına dayandığını, iflas öncesi müflis Şirket vekilinin cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrar ettiklerini, davacının müflis Şirketten herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığını, davacının davasını ispat edemediğini, davanın kayıt kabul davasına dönüşmesi ile alacak kalemlerinin masaya kayıt ve kabulüne karar verilmesi ve kayıt kabul davalarının maktu harç ve vekâlet ücretlerine tâbi olduğunun gözetilmesi gerektiği hâlde aksi yönde değerlendirme yapılmasının hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; hüküm altına alınan fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili ücret alacakların hesabı, faiz başlangıç tarihlerinin tespiti ile usuli kazanılmış haklara uygun karar verilip verilmediğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 194 vd. maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

14.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.