"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2742 E., 2023/1719 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 14. İş Mahkemesi
SAYISI : 2018/329 E., 2021/525 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekilince ve katılma yoluyla davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 12.01.2024 tarihli ek karar ile; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.
Ek karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince kararın kesin nitelikte olması nedeniyle temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 366 ncı maddesi uyarınca temyiz yolu bakımından kıyasen uygulanacak 348 inci maddesi birinci fıkrası uyarınca temyiz dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı
bulunmasa bile, vereceği cevap dilekçesi ile temyiz yoluna başvurabilir.
Bu durumda temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; 12.01.2024 tarihli ek kararın bozularak ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.
Bölge Adliye Mahkemesinin asıl kararı davacı vekilince ve katılma yoluyla davalı vekilince temyiz edilmekle Bölge Adliye Mahkemesi ek kararının bozularak ortadan kaldırılmasına karar verildikten sonra; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; müvekkilinin 19.08.2013 tarihli iş sözleşmesi ile pilot olarak çalışmaya başladığını, Kartal 12. Noterliğinin 04.12.2017 tarihli ihtarnamesi ile iş sözleşmesinin Etik Kurulu uyarınca feshedildiğinin bildirildiğini, feshin haksız ve kötüniyetli olduğunu, Beyoğlu 13. Noterliğinin 10.01.2018 tarihli ihtarnamesi ile hak ve tazminatlarını talep ettiklerini, taleplerinin kabul edilmediğini, davacının 21.400,00 TL ücret aldığını, tazminatlar ile birlikte bu miktarın aydan aya değiştiğini, Etik Kurulu şikâyet konusunun kabin personelinin sözlü olarak ilettikleri şikâyetler olduğunu, herhangi bir sözleşme ihlali olmadığını, davacının Etik Kuruluna çıkarılmadığını, iç tetkik birimince şikâyetlere yönelik sorular yöneltildiğini, yazılı savunma alınmadığını, yılda 2 aylık ücret ikramiye ödemesi olduğunu, Ekim ve Nisan aylarında ödendiğini, 2018 Nisan ikramiyesine ilişkin çalıştığı güne kadar olan ikramiyenin ödenmediğini belirtilerek 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 438 inci maddesinin birinci ve üçüncü fıkraları uyarınca haklı sebebe dayanmayan fesih tazminatlarının, kötüniyet tazminatının, ihbar tazminatının ve ikramiye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep edilmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, 13.11.2017 tarihinde kabin eğitmeni Z.K. tarafından 22.11.2017 tarihli uçuşta davacının kabin memurlarına rahatsız edici iddialarda bulunduğunun bildirildiğini, davacının bazı kabin amirlerinin çıkarılması için kabin hizmetleri direktörüne baskı yaptığını, bazı kabin memurları için "birkaç kaptanı aynı anda idare ediyorlar, koca peşinde koşuyorlar, fuhuş yapıyorlar, yuva yıkıyorlar" şeklinde konuştuğunu, kabin eğitmeni Z.K'nın iddialarına istinaden davacıdan yazılı savunma istendiğini, davacının yazılı savunmasında "fuhuş'' ve benzeri ifadeler kullandığını kabul ettiğini ve bunun için üzgün olduğunu belirttiğini, Etik inceleme raporunun 23.11.2017 tarihinde tamamlandığını ve davacının iş sözleşmesinin feshine karar verildiğini, feshin davacıya 04.12.2017 tarihinde bildirildiğini, primden yararlanma koşunun, prim dağıtım gününde işyerinde çalışmak olduğunu, davacının asgari ücret ile çalıştığını, uçuş sayısı, zamanına ve rotasına yönelik olarak ödenen miktarların tazminat niteliği taşımadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamında yer alan taraf iddiaları, tanık beyanları, Etik Kurulu kararı, davacının tevilli ikrar içeren savunması dikkate alındığında; davalı tarafın, davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği anlaşıldığından davacının ihbar, kötüniyet, haklı neden olmaksızın fesih tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verildiği, ikramiye ödemesi yönünden ise davalı işyerinde uygulanmakta olan Yıl Sonu Prim Yönetmeliği'nde ''Pegasus YSPS 'ye teşkil eden mali yılın son iş gününden geriye dönük olarak en az 6 aydır çalışan ve prim ödeme gününde bordroda olan tüm aile bireylerini kapsar'' şeklinde düzenleme bulunduğu, bu düzenlemeye göre fesih tarihi göz önünde bulundurulduğunda, son prim ödemesinin 2017 yılı Eylül ayında yapıldığı, prime hak kazanmak için 6 aylık süre eklendiğinde 2018 yılı Mart ayına kadar çalışması gerektiği anlaşıldığından ikramiye alacağına hak kazanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesince sadece davalı Şirket beyan ve delilleri esas alınarak hükme varıldığını, delillerinin hiç dikkate alınmadığını, davacı tarafın sözleşmenin feshine gerekçe gösterdiği Z.K. isimli kişinin şikâyet e-postası ve yine Şirketçe alınan yazılı beyanının İlk Derece Mahkemesince doğru kabul edildiğini, ancak söz konusu şahsın dava sürecinde davalı Şirket çalışanı olup davalı Şirketçe tanık olarak dinletilmediğini, davacının Etik Kurula çıkmadığını, iç tetkik biriminden kendisine şikâyetlere ilişkin sorular yöneltildiğinde davacının iyiniyetle ve sorunun üstüne gidilerek çözüleceği düşüncesi ile kabin personelinin kendisine aktardıklarını söylediğini, kendisine bu husuta savunma alındığının bildirilmediğini, yazılı bir biçimde savunmasının istenmediğini, davacının tedavisinin sürdüğü ve raporlu olduğu süreçte sözleşmesinin feshedildiğini, davacının sözleşmesi feshedildiğinde ihbar tazminatı ödenmediğini, ikramiye ödemesi bakımından da kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkeme kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin ikramiye alacağı talebi dışındaki alacak taleplerinin reddi hususunda vermiş olduğu kararın yerinde olduğu, davacının ikramiyeye hak kazanması için işyerinde ikramiye ödemesini gerektiren dönemin sonuna kadar çalışmış olmasının gerekmediği, işyerinde çalışılan süreyle sınırlı olmak üzere işçinin ikramiye talep hakkı bulunduğundan, davacının çalıştığı süre gözönünde bulundurularak kıstelyevm usulüyle hesaplama yapılarak ikramiye alacağının hüküm altına alınması yönünde davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
2. Kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzere, Bölge Adliye Mahkemesince 12.01.2024 tarihli ek karar ile davalı vekilinin katılma yolu ile temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen asıl kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili, ek kararına karşı süresinde içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; ikramiye alacağına ilişkin istinaf sebepleri dışındaki istinaf sebeplerine benzer sebepleri ileri sürerek ve vekâlet ücretinin hatalı belirlendiğini belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; ek kararın hatalı olduğunu, asıl karar yönünden ise davacının ikramiye alacağına hak kazanmadığını ve vekâlet ücretinin hatalı belirlendiğini belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının feshe bağlı tazminatlara ve ikramiye alacağına hak kazanıp kazanmadığı ile vekâlet ücreti hususlarındadır.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6098 sayılı Kanun'un 405, 432, 434 ve 438 inci maddeleri, karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (AAÜT).
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre tarafların aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut olayda davanın kabul ve reddedilen kısımları dikkate alındığında; davacı lehine hükmedilmesi gereken vekâlet ücreti 4.068,10 TL, davalı lehine hükmedilmesi gereken vekâlet ücreti 40.640,42 TL'dir. Bölge Adliye Mahkemesince aksi yönde hüküm tesisi hatalıdır.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Ek Kararın Temyizi Yönünden
1. Bölge Adliye Mahkemesince verilen 12.01.2024 tarihli ek kararın BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
Ek karar yönünden alınan temyiz harçlarının kararı temyiz eden davalı tarafa iadesine,
B. Asıl Kararın Temyizi Yönünden
1. Tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Tarafların Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (5) ve (6) numaralı bentleri hükümden çıkartılarak yerine "5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT gereğince 4.068,10 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT gereğince 40.640,42 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" ibarelerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Asıl karar yönünden alınan temyiz karar harcının istek hâlinde taraflara iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.