Logo

9. Hukuk Dairesi2024/3108 E. 2024/6562 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçinin ücreti, kadroya geçişte imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre mi yoksa toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre mi belirlenecektir ve işçiye fark ücret alacağı ödenmesi gerekir mi?

Gerekçe ve Sonuç: İş sözleşmesinde ücretin her ay asgari ücretin belirli bir oranında fazlası olarak ödeneceğine dair hükümler ileriye etkili olarak kabul edilerek, işverenin bu hükümlere göre ücret ödemesi gerektiği, ancak ilk derece mahkemesinin arabuluculuk giderine ilişkin hatalı hüküm kurduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı ... Bakanlığına bağlı işyerinde hizmet alım sözleşmesi kapsamında alt işveren Şirketler nezdinde çalışmakta iken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) hükümlerine göre 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, davalı Bakanlık ile davacı arasında sürekli işçi kadrosuna geçirilirken imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde asgari ücretin belirli bir oran fazlasının davacının ücreti olarak öngörüldüğünü, sözleşme hükmüne göre ücretin her yıl asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlenmesi gerekirken 01.01.2019 tarihinden itibaren davalı Bakanlık tarafından ücretin sözleşmeye aykırı şekilde belirlendiğini ve eksik ödeme yapıldığını iddia ederek 2019 yılı 12 aylık dönem için fark ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunmuş, sürekli işçi kadrolarına geçirilenlerin ücreti ile diğer mali ve sosyal haklarının belirlenmesinde, işçilerin kadroya geçirilirken imzalanan bireysel iş sözleşmelerinin yanı sıra alt işveren işçilerini kapsayan Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesi hükümlerinin dikkate alındığını, tereddütleri gidermek üzere Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğünün görüşü doğrultusunda 01.01.2019 tarihindeki günlük brüt ücretlerin 85,28 TL'nin altında kalması hâlinde ücretlerin asgari ücret seviyesine yükseltilerek üzerine %4 oranında zam yapıldığını, 85,28 TL'nin altında kalmadığının tespitinde ise mevcut ücret üzerine %4 oranında zam yapıldığını, davacı taleplerinin toplu iş sözleşmesi hükümlerine aykırı olduğunu, davacının alacaklarının eksiksiz ödendiğini, davacı tarafça istenen faiz oranına ve faiz başlangıç tarihine de itiraz ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde davacının ücretinin her ay asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına dair açık düzenleme olduğu, buna karşın 01.01.2019 tarihinden itibaren davacının ücretinin bireysel ve toplu iş sözleşmelerine uygun şekilde ödenmediği ,belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan toplu iş sözleşmesinin ilgili hükümleri uyarınca, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalara göre davacının fark ücret alacağına ilişkin talebinin kabulüne kesin olarak karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili; İlk Derece Mahkemesinin davada salt bir alacağın ödenmesine yönelik hüküm vermeyip aynı zamanda çalışması devam eden davacı işçinin ücreti bakımından ileriye etkili biçimde tespitte bulunmuş olması nedeniyle kesin olarak karar vermesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu, sürekli işçi kadrolarına geçirilenlerin ücreti ile diğer malî ve sosyal haklarının belirlenmesinde, işçilerin kadroya geçirilmeden önceki bireysel iş sözleşmelerinin yanı sıra alt işveren işçilerini kapsayan Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesi hükümlerinin dikkate alındığını, İdare tarafından bu düzenlemelere uygun bir şekilde ücretin belirlendiğini ve yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığını, hizmet alım sözleşmelerinde yüklenici tarafından istihdam edilen işçilerin ücretlerinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası şeklinde belirlenmesinin hizmet alım sözleşmesinin devam ettiği döneme ilişkin bir uygulama olduğu, davacının ücretinin düşürülmesi gibi bir uygulama söz konusu olmadığından dava konusu alacaklara hak kazanamayacağını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadroya geçirildiği sırada yapılan bireysel iş sözleşmesinde ücretin, asgari ücretin belli oranda fazlası olacağına dair düzenlemenin mevcut olduğu,sözü edilen kuralın her asgari ücret artış dönemi için işvereni bağlayacağı, ücret bordroları dikkate alındığında tahakkuk ve ödemelerde aylık ücretin eksik belirlendiğinin ve ücret farkı alacağının bulunduğunun anlaşıldığı, öte yandan davacı işçinin dava tarihi itibarıyla davalıya ait işyerinde çalışmaya devam ettiği, verilen kararın geleceğe yönelik etkisi bulunduğu, bu tür uyuşmazlıkların çözümüne ilişkin kararların istinaf incelemelerinde miktar itibarıyla kesinlik sınırının gözetilmemesi gerektiği, dosya istinaf incelemesi için gönderildiğinden bu hususun maddi hata olarak değerlendirildiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark ücret alacağının bulunup bulunmadığı ve arabuluculuk gideri hususlarındadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri.

3. 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde

4. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesinin on dördüncü fıkrası şu şekildedir:

"Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır."

5. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A maddesinin on bir ila on dördüncü fıkraları.

6. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır:

"...

2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.

..."

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. İlk Derece Mahkemesi kararında, dava şartı olan arabuluculuk gideri bakımından hatalı şekilde hüküm kurulduğu saptanmıştır. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda harçtan muaf olan davalının arabuluculuk giderinden de sorumlu olmadığına karar verilmiş ise de ilâmın İlgili Hukuk kısmının (3) ve (4) numaralı paragraflarında yer verilen Kanun hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama gideridir. 6100 sayılı Kanun’un "Yargılama giderlerinden sorumluluk" kenar başlıklı 326 ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa Mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. Yapılan açıklamalar doğrultusunda kısmen kabul kararı verilen eldeki davada, arabuluculuk giderinin tarafların haklılık durumuna göre paylaştırılmaması hatalı olup bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1. Davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının arabuluculuk giderine ilişkin ;

"Suç üstü ödeneğinden karşılanan 680,00 TL arabuluculuk giderinin davalı kurum harçtan muaf olduğundan alınmasına yer olmadığına" bendi hükümden çıkartılarak, yerine “7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3 üncü maddesinin on dördüncü fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 680,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına," ibarelerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.