Logo

9. Hukuk Dairesi2024/3481 E. 2024/7317 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında yapılan iş sözleşmesine göre ücretinin tespiti, fark ücret ve fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, gece zammı alacaklarının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: İş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlenmesi halinde, bunun işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk ücreti olduğu ve işvereni sonradan ücret artışı yapmaya zorunlu kılmadığı, ayrıca davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekillerinin istinaf başvurusunun ise kesinlikten reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı bakım ve rehabilitasyon merkezinde bakım personeli olarak 01.08.2006 tarihinden itibaren çalışmakta iken 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) ile kadroya geçirildiği ve hâlen çalışmaya devam ettiğini, alt işveren şirketlerde çalışırken şirketlerle asıl işveren arasında yapılan ihale sözleşmesinde ödenecek çıplak ücretin, asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak düzenlendiğini, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 üncü madde gereğince işçilerin mevcut ücret ve sosyal hakları korunarak sürekli işçi kadrolarına geçişlerinin yapıldığını, 696 sayılı KHK gereği ve bireysel iş sözleşmesinde açıkça yazılı olduğundan müvekkilinin temel ücreti her asgari ücret artığında belirlenen asgari ücretin yüzde fazlası olması gerektiğini ve üzerine de toplu iş sözleşmesi zamlarının uygulanması gerektiğini, davalı Bakanlıkça yayımlanan genelge çerçevesinde çalışan personelin evlerine gitmeksizin önce birer hafta, sonra 15 gün aralıksız, daha sonra 10’ar günlük nöbetler tutmak suretiyle çalıştıklarını, Bakanlığın yayımladığı toplu iş sözleşmesinin gece çalışmasına ilişkin maddesinde saat 20.00 ile 06.00 arası çalışanlara bu saatler arası çalışılan süre kadar ücretlerinin %10 oranında gece zammı ödenmesi gerektiğinin düzenlendiğini, günlük çalışma süresinin 11 saati aşamayacağının Kanun'un emredici kuralı olduğundan 24 saat nöbet tutan davacının 11 saati aşan çalışmalarının fazla çalışma olarak ödenmesi gerektiğini, işçilerin gece çalışmalarının günde 7,5 saati aşamayacağından bu çalışma saatini aşan gece çalışmalarının da fazla çalışma ücreti olarak ödenmesi gerektiğini, aralıksız olarak davalı işyerinde 1 hafta, sonra 15 gün, sonra 10 gün esasına göre çalışan müvekkilinin haftanın 7 günü çalışması nedeniyle 2 yevmiye tutarında hafta tatili ücreti, bayram ve genel tatillerde çalışması sebebiyle de 3 yevmiye ödenmesi gerektiğini belirterek ücret, ikramiye ve ilave tediye fark alacakları ile fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti ve gece zammı ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde gereğince 01.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, anılan hüküm gereği geçiş anındaki temel ücretin belirlendiğini, maktu olarak belirlenen bu ücret üzerine toplu iş sözleşmesi kapsamında zam yapılabileceğini, temel ücretin asgari ücret ile ilişkisinin kesildiğini, davacının 2018 yılı ücreti korunarak üzerine %4 oranında zam uygulandığını, ücret ödemesinde hukuka aykırılık bulunmadığını, ücret indiriminin söz konusu olmadığını, müvekkili Bakanlık Personel Genel Müdürlüğünün 23.03.2020 tarihinde yayınlanan kovid-19 kapsamında kamu çalışanlarına yönelik ilave tedbirler konulu yazısında sosyal hizmetler ve bakım hizmetlerinde görevli personelin esnek çalışma kapsamı dışında kalacağının belirlendiğini, 02.04.2020 tarihinden itibaren öncelikle 7 günlük sabit vardiya sistemine geçildiğini, sonrasında 14 günlük olarak uygulanmaya devam ettiğini ancak test sonucu pozitif çıkan personelin yerine ikame personel çalıştırılması gerektiğinden bazı personelin vardiyalarına devam etmek zorunda kalındığını, konaklama, yemek ve diğer ihtiyaçlarının karşılandığını, dinlenme zamanlarının kuruluşta geçirildiğini, iddia edildiği gibi 24 saatlik çalışma usulünün olmadığını, denkleştirme esası gereğince davacının dinlendirildiğini, pandemi şartları zorunlu nedenleri gerektirdiği için işçilerden fazla çalışma onayının alınmasına gerek olmadığını, Kanun'da günlük çalışma süresinin 11 saat olarak belirlendiğini, Yargıtayın emsal kararıyla işçinin fiilen en fazla 14 saat çalışabileceğinin kabul edildiğini, 4857 sayılı İş Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 69 uncu maddesinde “Çalışma hayatında gece en geç saat 20:00’de başlayarak en erken 06:00’ya kadar geçen ve herhalde en fazla 11 saat süren dönemdir.” şeklinde düzenleme bulunduğunu, davacı işçinin çalıştığı sürelerinin tamamının gece çalışması olmadığını, 7 saatlik çalışmasının 4 saatini gündüz çalıştığını, davacının gece mesaisi yaptığının söylenemeyeceğini, hafta sonları veya ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının sürekli işçi kadrosuna geçiş sürecinde imzalanan sözleşmede asgari ücretin belirli bir oran fazlasına yönelik bir düzenleme bulunmadığı ve ücret bordroları, puantaj kayıtları ile yasal mevzuat dikkate alınarak hazırlanan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; fazla çalışma, hafta tatili, genel tatil, gece zammı alacak taleplerinin ücret farkı talebinden bağımsız olarak eksik ödeme yapıldığı iddiasına dayandığını, ücret farkı oluşmadığından diğer alacakların da oluşmadığının kabul edilmesinin usule ve kanuna aykırı olduğunu, anılan alacaklarla ilgili farkın hesaplanmasına dair taleplerinin karşılanmadığını, müvekkilinin kadroya geçmeden önceki son ihale şartnamesi ve sözleşmesine göre asgari ücretin belirli bir oran fazlası ücret aldığını ancak ücretinin düşürüldüğünü ve müvekkilinin eksik ücretten kaynaklı fark alacaklarının bulunduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; cevap dilekçesindeki beyanlar doğrultusunda İlk Derece Mahkemesi kararına itiraz ettiklerini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar verilen karar davalı tarafça istinaf edilmiş ise de hüküm altına alınan miktarın karar tarihi olan 2023 yılında istinaf kesinlik sınırı olan 17.830,00 TL'nin altında kalması sebebiyle istinaf dilekçesinin reddi gerektiği; diğer yandan davacının kadroya alınması ile birlikte işverenle imzalanan iş sözleşmesinde açıkça her dönem geçerli asgari ücretin belli bir oranı seviyesinde ücret ödeneceği kararlaştırılmadığından, davacının asgari ücretin belirli oran fazlası ücret alması gerektiğine ilişkin iddiasının hukuki bir dayanağı bulunmadığı, buna göre davacının eksik ücret iddiasına dayalı fark alacak taleplerinin reddedilmesinde isabetsizlik olmadığı, tespit edilen fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücret ialacaklarının dosya kapsamına uygun olduğu ve davacının istinaf nedenleri yerinde görülmediği gerekçeleriyle davalının istinaf dilekçesinin miktar itibarıyla kesin olması sebebiyle kesinlikten reddine, davacının istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacaklarının bulunup bulunmadığı ve fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili, gece zammı ücreti alacaklarının ispatı ve hesaplanmasına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32, 41, 42, 44, 46, 47, 63 ve 68 inci maddeleri.

3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı ilâmında şu şekilde açıklanmıştır:

"...

2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.

..."

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.