"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/1561 E., 2023/970 K.
KARAR : Davanın açılmamış sayılması
Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı asıl tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davacı tarafça temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 438 inci maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya
üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.11.2005-31.12.2014 tarihleri arasında davalı Belediyeye ait işyerinde değişen alt işverenler işçisi olarak çalıştığını, son olarak diğer davalı Şirket nezdinde çalışıyor gösterildiğini ancak asıl işverenin davalı ... olduğunu, iş sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz feshedildiğini, çalışma süresinde izne çıkan çalışanların yerine çalıştığını ve ek görevlendirmeler yapıldığını, yıllık izinlerinin eksik kullandırıldığını, fazla çalışma yaptığını ancak karşılığının ödenmediğini, ihtarname keşidesi ile ödenmeyen işçilik alacaklarını talep etmesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla çalışma ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının, müvekkili İdare çalışanı olmadığını, ihale ile hizmet alımı yapılan şirketler nezdinde çalıştığını ve son işverenin de diğer davalı Şirket olduğunu, davanın bu nedenle husumet yönünden reddi gerektiğini, davacının iddia ettiği gibi ödenmeyen işçilik alacağı varsa dahi bunu ödemekle işvereni olan şirketlerin sorumlu olduğunu, davacının yıllık izinlerini kullandığını ve bu husustaki alacak talebinin de haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı ... Özel Güvenlik Koruma ve Eğitim Sis. Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacaklar zamanaşımına uğradığı için zamanaşımı def'inde bulunduklarını, davacının 01.01.2014 tarihinden itibaren işveren bünyesinde çalışmaya başladığını ve kendi isteği ile işten ayrıldığını, üç vardiya sistemi ile çalıştığı için fazla çalışma yapmadığını, arızi olarak fazla çalıştığı zamanlarda ise karşılığı olan ücretinin ödendiğini, yıllık izinlerini kullandığını beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 03.03.2016 tarihli ve 2015/35 Esas, 2016/109 Karar sayılı kararı ile; toplanan deliller ve aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 28.05.2019 tarihli ve 2016/13302 Esas, 2019/11969 Karar sayılı ilâmı ile; davalıların diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek hükmün, fazla çalışma ve izin alacaklarının ispatı ve hesaplanması yönlerinden bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 16.06.2022 tarihli ve 2019/801 Esas, 2022/931 Karar sayışı kararı ile; dinlenen tanık
beyanları doğrultusunda, davacının çalıştığı dönemde fazla çalışma yaptığı, ancak karşılığının ödendiğinin davalı işverence ispatlanamadığı anlaşılmakla bu alacakların bilirkişi raporu ile hesaplanan tutarda hüküm altına alındığı, hak ettiği 37 günlük iznin kullandırıldığı ya da ücretinin ödendiği davalı işverence ispatlanamadığı anlaşılmakla bu alacak talebinin de hüküm altına alındığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 11.10.2022 tarihli ve 2022/11726 Esas, 2022/11813 Karar sayılı ilâmı ile; bilirkişi raporunun fazla çalışma alacağı hesabı konusunda denetime elverişli olmadığı, 17.00-08.00 saatleri arasındaki çalışma olgusunun belirlenmesinde hesaplama hatası yapıldığı, her ne kadar gece çalışması olsa da bu husus belirtilmeksizin yapılan hesaplamaya karşı davacının itirazı olmadığı, 15 saat çalışma yapıldığı anlaşılmasına rağmen 16 saat üzerinden hesaplama yapıldığı, gün nöbetinde 17.00-24.00 saatleri arası 7 saat çalışma üzerinden hesaplama yapılması gerekirken bu saatler arasındaki çalışma süresinin de 8 saat olarak belirlenmesinin ayrıca hatalı olduğu, davacının haftanın 3 günü 15 saat çalışmasından 3 saat ara dinlenme süresi düşüldüğünde fiilî olarak 12 saat çalıştığı, 3 günlük nöbet süresi olan 36 saate, 7 saatlik çalışma süresinden yarım saatlik ara dinlenme süresinin düşülmesi sonucu 6,5 saatin ilavesi ile toplamda 42,5 saat çalıştığı, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 63 üncü maddesi hükmüne göre günlük çalışma süresi 11 saati aşamayacağından davacının her nöbette 12-11=1 saat olmak üzere haftalık 3 saat fazla çalışma yaptığının kabulunün dosya kapsamı ile daha uyumlu olacağı belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
E. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun (7036 sayılı Kanun) 7 inci maddesinin birinci fıkrasında, iş mahkemelerinde basit yargılama usulunun uygulanacağının hüküm altına alındığı, 6100 sayılı Kanun'un 320 nci maddesinin dördüncü fıkrasında "Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır." şeklinde düzenlenme bulunduğu, davacı tarafın 15.06.2023 tarihli duruşmadan haberdar olduğu ve duruşmaya katılmadığı, davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın, işlemden kaldırıldığı ve başvuruya bırakıldığı 15.06.2023 tarihinden itibaren üç aylık yasal süre içinde yenilenmediği anlaşılmakla davacı tarafça takip edilmeyen davanın 7036 sayılı Kanun'un 7 nci maddesinin birinci fıkrasında ve 6100 sayılı Kanun'un 320 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereği açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı taraf temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı asıl; davayı takip eden vekilinin vekillikten çekilme dilekçesi verdiğini ancak bu dilekçenin
tarafına tebliğ olunmadığını, dilekçenin muhtara bırakıldığını Mahkeme kaleminden öğrendiğini, bozma sonrası dosyada hazırlanan ve zarf içeriği olarak "tensip zaptı ve Yargıtay ilâmı" yazan tebligatın tarafına ulaşmadığını, aleyhine açılmamış sayılma kararı verildiğini yeni öğrendiğini, Mahkeme kalemine gittiğinde "vekilinin bulunmadığının ve tarafına tebligat yapıldığının" söylendiğini, Yargıtay ilâmı ile tensip zaptının elden tebliğine ilişkin yazı ve imzanın tarafına ait yazı ve imzaya benzemekte ise de böyle bir imza atıp atmadığını ve yazı içeriğinin kendisine verilip verilmediğini de hatırlamadığını, açılmamış sayılma kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu, zira tarafına usulüne uygun tebligat yapılmadığını, her ne kadar vekillikten çekilme dilekçesi muhtara bırakılmak suretiyle tebliğ edilmiş görünse de bu hususa ilişkin kapıya yapıştırılmış bir ihbarnameden de haberdar olmadığını, bozma sonrası, haberdar olsaydı duruşmaları takip edeceğini, ayrıca 04.05.2023 tarihli duruşmada bilirkişi raporunun tarafına tebliğine dair ara karar tesis edilmesine rağmen karar gereğinin yerine getirilmediğini ve bilirkişi raporunun tarafına tebliğ edilmediğini, bilirkişi raporu tarafına tebliğ olunsaydı duruma vâkıf olacağını, rapor tebliğ edilmeden karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek ve inceleme sırasında resen gözetilmesi gereken diğer nedenlerle kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davanın açılmamış sayılması yönündeki kararının usul ve kanuna uygun olup olmadığı noktasındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
2. 6100 sayılı Kanun'un 150 nci ve 320 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı asıl tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.