Logo

9. Hukuk Dairesi2024/3774 E. 2024/4490 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı Bakanlığın davalı Sendikaya verdiği toplu iş sözleşmesi yapma yetki belgesine davacı işveren tarafından yapılan itirazın reddi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı işverenin, davalı Sendikanın toplu iş sözleşmesi yapma yetkisi için gerekli çoğunluğa sahip olmadığı iddiasını somut delillerle destekleyememesi ve davalı Sendikanın çoğunluğa sahip olduğunun tespit edilmesi gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2174 E., 2023/2434 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 4. İş Mahkemesi

SAYISI : 2022/202 E., 2023/242 K.

Taraflar arasındaki yetki tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İzmir 4. İş Mahkemesi 23.02.2022 tarihli ve 2022/75 Esas, 2022/44 Karar sayılı kararı ile Karşıyaka İş Mahkemesinin yetkili olduğundan bahisle davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 27.04.2022 tarihli ve 2022/893 Esas, 2022/1004 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) üncü alt bendi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince, Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de; inceleme konusu dava, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinde temyizde duruşmaya tabi davalar arasında belirtilmediğinden duruşma isteminin reddedilerek incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosya dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Bakanlığın 11.02.2022 tarihli yetki tespit kararının müvekkili Şirkete 15.02.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı Bakanlıkça bağıtlanabilecek toplu iş sözleşmesinin türü ve kapsamının hatalı olarak belirlendiğini, müvekkili bünyesinde çalışan işçilerin tamamının dikkate alınmadığını, davalı Sendikanın gereken çoğunluğa sahip olmadığını, yetki tespitinde dikkate alınan müvekkiline ait 2 işyerinin toplu iş hukuku anlamında işletme sayılmasını gerektiren bağımsızlık unsurunun mevcut olmadığını, iki işyeri arasında hukuki birlik, yönetimde birlik ve teknik bağlılık bulunduğunu, bu iki işyerinin birbirinden bağımsız işyerleri olmadığını, teknik yönden birbirini tamamlayan yerler olduğunu ve işletme niteliğinin bulunmadığını, bu nedenle davalı Sendikanın işyeri toplu iş sözleşmesi için gereken yarıdan fazla çoğunluğa sahip olmadığını ileri sürerek ve dava dilekçesinde belirttiği diğer gerekçelerle davalı Bakanlığın 11.02.2022 tarihli ve 94066 sayılı olumlu yetki belgesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; yetki tespit yazısının davacıya 15.02.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, itiraz dilekçesinin ise görevli makam olan İzmir Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne 21.02.2022 tarihinde kayıt ettirilmiş olduğunu, yetki tespit başvuruları karşılanırken, işverenler tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yapılan işyerlerine ilişkin tescil ve işçi bildirimlerinin esas alındığını, yetki başvurusunda bulunan Sendikanın kurulu olduğu işkolunda davacı Şirketin 2 işyeri bulunduğunu, başvuru tarihi itibarıyla söz konusu işletmede davalı Sendikanın çoğunluğu sahip olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde; davacının 11.02.2022 tarihli ve 94066 sayılı yetki tespit kararının iptaline ilişkin davasının hukuka uygun olmadığını, davacının amacının müvekkilinin toplu iş sözleşmesi yapma sürecini geciktirmek olduğunu, davacıya ait iki işyerinin birbirlerinden ekonomik olarak bağımsız şekilde üretim yaptığını ve tek bir işyeri olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, işyerinin bağlı yer olup olmadığının Şirketin iştigal konusundan hareketle çözülemeyeceğini, işyerinde yürütülen işin amacına göre değerlendirilmesi gerektiğini, aksi kabul edilse dahi müvekkilinin yarıdan fazla çoğunluğu bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu yetki tespitinde dikkate alınan iki birimin aynı işverene ait olduğu, tek bir organizasyona bağlı olarak sevk ve idare edildiği, aynı nitelikte üretim gerçekleştiği, iki birimin bağımsız olarak üretim yapamadığı, somut olayda tek bir işyerinin söz konusu olduğu, bu nedenle işyeri toplu iş sözleşmesi yetkisi kapsamında değerlendirme yapılması gerektiği, davalı Bakanlık yetki prosedür dosyası, davalı Sendikaya üyelik listesi, SGK dönem bordroları ile davalı Bakanlık tarafından dosyaya sunulan davalı Sendikaya üye olan işçilerin isim ve üyelik tarihlerini gösterir listelerin birlikte değerlendirildiği, davalı Sendikanın sunduğu listede mükerrer olanlar dışlandıktan sonra yetki tespit başvuru tarihi olan 10.02.2022 tarihi itibarıyla işyerinde çalışan işçilerden yarıdan fazlasının Sendikaya üye olduğu, dava konusu yetki tespitinde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; dosyada bir kök rapor ve iki ek rapor olmasına rağmen İlk Derece Mahkemesince 01.06.2023 tarihli bilirkişi ek raporun hükme esas alındığını, kararın gerekçe kısmında 01.06.2023 tarihli ek raporun neden hükme esas alındığına ilişkin hiçbir açıklamaya yer verilmediğini, uyuşmazlığa konu yetki tespitine esas alınacak sendikaya üye işçi sayısı noktasında şüpheye mahal vermeyecek şekilde bir değerlendirme ve araştırma bulunulmadığını, işçi sayısına ilişkin sundukları beyan ve itirazlarına karşılık hangi gerekçe ile yeterli işçi sayısının sağlandığının kabul edildiğinin belirtilmediğini, alınan bilirkişi raporlarının birbiri ile çelişkili tespit ve değerlendirmelere yer verildiğini, davalı Bakanlığın sunduğu 11.02.2022 tarihli listenin işçilerin kimlik bilgilerini içerir hâli ile celp edilmesi gerektiğini, davalı Sendikanın yaptığı her itirazın, iddianın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağına rağmen Mahkemece dikkate alındığını, hükme esas alınan bilirkişi ek raporunda sendikaya üye işçi sayısının gerçeğe ve hukuka aykırı şekilde tespit edildiğini, hükme esas alınan bilirkişi ek raporu ve eklerinin usulüne uygun olarak taraflarına tebliğ edilmediğini, bu durumun rapora karşı beyan ve itirazda bulunmalarını oldukça zorlaştırdığını

belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın süresinde açıldığı, toplu iş sözleşmesi yapabilmek için gereken çoğunluğun sağlanmadığı yönündeki iddiaların soyut olduğu, somut delillerle desteklenmediği, davalı Bakanlık yazı cevabına göre tespit tarihi itibarıyla işyerinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının Sendikaya üye olduğu, davacı tarafından yetki tespitinin iptalini gerektirecek başkaca bir hususun da kanıtlanamadığı, dava ve itiraz konusu yetki tespitinde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde belirttiği sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun (6356 sayılı Kanun) 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında yetki tespitine itiraz istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” kenar başlıklı 53 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”

2. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki” kenar başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”

3. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki tespiti için başvuru” kenar başlıklı 42 nci maddesi ise şöyledir:

“(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.

(2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.

(3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.

(4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.

(5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”

4. 6356 sayılı Kanun'un “Yetki itirazı” kenar başlıklı 43 üncü maddesi de şu şekildedir:

“(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.

(2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.

(3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.

(4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.

(5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”

5. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.