"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2599 E., 2023/4094 K.
KARAR : Davalının istinaf başvurusunun esastan reddi, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 19. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/501 E., 2023/311 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı işyerinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini ve ödendiğini, kadroya geçerken bireysel iş sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini, ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek ödenmeyen ücret, ikramiye ve ilave tediye fark alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taleplerin zamanaşımına uğradığını, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçı kadrosuna geçişler yapıldığını ve sonrasında eski uygulamanın devam ettirilmesi uygun olmadığı için yeni statüsündeki haklarına göre geçişinin yapıldığını, yayımlanan yönetmelikler doğrultusunda ücretlerin belirlendiğini, davacı talebinin hukuki dayanağının bulunmadığını, davacı ile iş sözleşmesi imzalanarak karşılıklı mutabakata varıldığını, Yüksek Hakem Kurulunca karara bağlanan ve süresi en son sona erecek toplu iş sözleşmesi hükümleri gereğince zamların yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı ile davalı Bakanlık arasında davacının kadroya geçişi sonrası 02.04.2018 tarihinde bireysel iş sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin ilgili maddesinde işçiye sözleşme süresince asgari ücretin belli bir oran fazlası ücret ödeneceğinin kararlaştırıldığı, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 sayılı Kanunla 6212 sayılı Kanunun İkinci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun ile (6772 sayılı Kanun) kamu işçilerine ilave tediye ödeneceği hususunun düzenlendiği, kadroya geçişte imzalanan bireysel iş sözleşmesinde kadroya geçiş öncesi alınan ücretten farklı bir ücret belirlemesi yapılmış ise davacının bireysel iş sözleşmesini imzalayarak yeni ücretlendirmesini kabul etmiş olacağı bu nedenle de hizmet alımı ihalesinde yer alan düzenlemenin artık geçerli olmadığı, işçinin rızası alınmadan ücretinin değiştirilemeyeceği ve aleyhe düzenleme yapılamayacağının Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay içtihatlarıyla belirlendiği, davacı ile davalı Kurum arasında imzalanan 02.04.2018 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesi, işyeri kayıtları ve tüm dosya kapsamına göre; davacının talep edebileceği fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye alacaklarının denetime elverişli bilirkişi raporuyla hesaplandığı belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf başvurusunda; 11.04.2023 tarih 32160 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tarife gereği tam vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken yarı oranında vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönden kaldırılarak lehine tam vekâlet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili istinaf başvurusunda; müvekkili İdare tarafından kadroya alınmakla kamusal bir statü içine giren davacının bu statünün öngördüğü haklardan yararlanabileceğini, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 ve 24 üncü maddeleriyle getirilen düzenleme karşısında 4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 22 ve 62 nci maddelerinin ihlalinden bahsedilemeyeceğini, Bakanlık uygulamasının hukuka uygun olduğunu, iddia olunduğu gibi davacının ücretinde herhangi bir indirime gidilmediğini, ücretin mevzuata uygun biçimde belirlenerek davacıya ödendiğini, Bakanlık uygulamasının Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı görüş yazısına uygun olduğunu, idare ile davacı arasında asgari ücretin belli oranda fazlasının ödeneceğine dair bireysel iş sözleşmesi hükmü olmayıp davacının 375 sayılı KHK'nın geçici 23 üncü maddesi hükmü uyarınca, idarelerce sürekli işçi kadrolarına geçirilen işçilerin ücret ile diğer mali ve sosyal haklarının belirlenmesinde esas alınacak toplu iş sözleşmelerine tâbi olduğunu, davacının sürekli işçi kadrosuna geçmesiyle ihale sözleşmesinde belirtilmiş olan önceki düzenlemeler ve oranların devamlılığını yitirdiğini, davacının ücretinin her seneki asgari ücrete yükseltilerek iş sözleşmesindeki oran üzerinden tekrar tespit edilmesi talebinin hukuka aykırı olduğunu, zira bireysel iş sözleşmesinde 2018 yılı asgari ücretinin kastedildiğini, kadroya geçiş ücreti de davacının 2018 yılı ücreti korunarak belirlendiğini, bordrolara göre davacıya ödenen brüt ücretin, bilirkişi raporunda tespit edilenden fazla olduğundan yapılan hesaplamalarda hata bulunduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ile davalı Kurum arasında sürekli işçi kadrosuna geçenlere özgü yapılan belirsiz süreli iş sözleşmesinin 7 inci maddesinde davacının ücretinin geçişin yapıldığı 02.04.2018 tarihinden itibaren asgari ücretin %30 fazlası olarak tespit edildiği, davacının ücreti asgari ücretin %30 fazlası olup asgari ücret değiştiğinde davacının ücreti de oransal olarak değişeceğinden belirsiz süreli iş sözleşmenin ücrete ilişkin maddesinin uygulanması gerektiği, bu durumda davacının fark alacağı bulunduğu, 31.12.2020 tarihine kadar çerçeve toplu iş sözleşmesi, 01.01.2021tarihinden itibaren ise 01.01.2021-31.12.2022 yürürlük tarihli toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre hesaplamaların yapıldığı, arabuluculuk son tutanak tarihinden önce muaccel olan alacaklara hükmedildiği ve arabuluculuk son tutanak tarihi itibarıyla davalı işverenin temerrüde düşürüldüğü, uygulanan faiz türünde isabetsizlik bulunmadığından davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, ancak, 11.04.2023 tarihli 32160 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tarife'nin 1 inci maddesinde yer alan düzenleme gereği değişen Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 22 nci maddesi uyarınca davacı lehine tam vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bunun yarısı oranında vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçiye kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ödenmesi gereken ücretin tespiti ile davacının talep edilen fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371inci maddeleri.
2. 4857 sayılı Kanun'un 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde, 6772 sayılı Kanun'un 1 vd. maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 ve 53 üncü maddeleri.
3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı ilâmında şu şekilde açıklanmıştır:
"...
2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde, bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.
..."
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.