Logo

9. Hukuk Dairesi2024/3927 E. 2024/6745 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçirilen bir işçinin, kadroya geçirilmesi gereken tarih ile fiilen geçirildiği tarih arasında yoksun kaldığı ücret ve diğer haklarının ödenmesi talebiyle açtığı alacak davasında görevli yargı yerinin belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının kadroya alınma talebinin reddi ile fiilen kadroya alındığı tarih arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmadığı ve talebin dayanağının idari işlemin geçerli veya eksik tesisinden kaynaklanması sebebiyle uyuşmazlığın idari yargı yerinin görev alanına girdiği gözetilerek, yerel mahkeme kararları bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2179 E., 2023/2330 K.

KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 31. İş Mahkemesi

SAYISI : 2021/118 E., 2022/206 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı ... Bakanlığına bağlı işyerinde hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışmaktayken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) hükümlerine göre 02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirilmesi için başvuruda bulunduğunu ancak bu başvurusunun reddedildiğini bunun üzerine İdare Mahkemesinde işlemin iptali için dava açtığını, dava neticesinde idari işlemin iptaline karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini ileri sürerek davacının kadroya geçirilme talebinin reddedildiği tarih ile idari işlemin iptali sonrasında kadroya geçirildiği tarih arasında kadroya geçirilen işçilerin almış olduğu ancak müvekkiline eksik ödenen ya da hiç ödenmeyen ücret, ilave tediye, ikramiye, çocuk yardımı, yemek yardımı, yol yardımı, yakacak yardımı, bulaşıcı hastalık ve risk primi, öğrenim yardımı, bayram yardımı, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti, gece çalışma ücreti ile fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'inde bulundukları, davacının bilgi yönetim hizmet alımı kapsamında yüklenici şirketler bünyesinde çalıştığı, Sağlık Bakanlığının ihaleye veren merci konumunda olduğu, husumet itirazları bulunduğu, davacının ilave tediyeye hak kazanmadığı, fazla çalışma alacağının bulunmadığı, davacının eksik ücret alacağı talep edemeyeceği, ücretlerini eksiksiz aldığı savunmasında bulunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının idari işlemin iptali ile kadroya alındığı tarih arasındaki ücretlere hak kazanacağı, bilirkişi raporunda davacının son brüt ücretinin kayıtlardan fazla tespit edilmiş olması nedeniyle hükme esas alınmadığı, dava konusu alacakların hesabında esas alınacak ücret bakımından taraflar arasında uyuşmazlık olduğu, davacının kadroya alınması ile birlikte ücretinin asgari ücretin belli miktar üzerinde kararlaştırıldığı ispat edilemediğinden güncel yüksek mahkeme kararları nazara alınarak yapılacak hesaplamalarda Ocak 2018 dönemi ücretinin esas alınması gerektiği, davacı vekili tarafından tablolaştırılarak Mahkemeye sunulan hesaplamaların gerekçeli, denetime açık ve seçenekli olduğu, yemeğin ayni bir yardım olarak sağlandığı, davacının kadroya alınmadan önce ve sonra da yol yardımından faydalandığı, davacının bulaşıcı hastalık riskine maruz kaldığının ispatlanamadığı, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil, fazla çalışma ve gece çalışma fark alacağına ilişkin taleplerin usulünce ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili vekili istinaf dilekçesinde; davacının davalı işyerinde kadroya alınmadan önce asgari ücretin %55,25 fazlası ile çalıştırıldığını, davacının kadroya alındıktan sonra ücreti tespit edilirken 2019 ve 2020 yıllarında yeni yıl asgari ücretleri üzerine % 55,25 zam ve toplu iş sözleşmesi zamları eklenmesi suretiyle ücret tespit edilmesi gerekirken 2018 yılında son ödenen ücret üzerinden toplu iş sözleşmesi zamlarının uygulanmasının hatalı olduğunu, müvekkilinin mevcut hakları korunarak kadroya geçirildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; sürekli işçi kadrosuna geçen işçilerin ücretlerinin 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine göre belirlendiğini, Bakanlığın genel uygulamasının hukuka uygun olduğunu, 31.12.2018 tarihli ücreti korunarak bu ücret üzerine %4 oranında zam yapıldığını, davacının taleplerinin toplu iş sözleşmesi hükümlerine aykırı olduğunu, bireysel iş sözleşmesi hükümlerinin istisnai etkiyi doğuracak nitelikteki şartları taşımadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadroya geçiş aşamasında imzalanan iş sözleşmesinde, ücretin her ay için ileriye etkili olarak asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceği kararlaştırılmışsa sözü edilen kuralın her asgari ücret artış dönemi için işvereni bağlayacağı, dosyaya sunulan iş sözleşmesi bulunmadığından dava konusu dönemde aylar itibarıyla davacının %55,25'lik dilimde yer aldığına ilişkin itirazının yerinde olmadığı, davalı vekilinin itirazlarının hiçbirinin yerinde görülmediği gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, somut uyuşmazlıkta görevli yargı yerinin adli yargı mı yoksa idari yargı mı olduğuna ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi, 115 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 5 inci maddesi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2 nci maddesi, 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde.

3. Dairemizin 12.04.2022 tarihli ve 2022/2641 Esas, 2022/4321 Karar sayılı kararının ilgili kısmı şu şekildedir:

"...

Dava dilekçesindeki davacının ücretinin asgari ücretin %35 fazlası olduğunun tespiti, ücret tespiti yapıldıktan sonra geçmişe dönük olarak davacının atamasının yapıldığı 08.04.2019 tarihinden karar tarihine kadar geçen süre zarfında mahrum kalınan eksik ücret alacağının tahsili ve ek ders alabileceğinin tespiti talepleri davacının sürekli işçi kadrosuna geçtikten sonraki döneme ilişkin olup, işçi-işveren ilişkisi kapsamında değerlendirilmelidir. Ancak davacının sürekli işçi kadrosuna atamasının yapılması gereken 02.04.2018 tarihi ile atamasının yapıldığı 08.04.2019 tarihi aralığında mahrum kalınan ücret alacağının tazminat olarak tahsiline ilişkin talep bakımından, bahsi geçen dönemde davacı ile davalı arasında işçi-işveren ilişkisi bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Açıklanan maddi ve hukuki olgular karşısında, söz konusu talep bakımından uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girdiği gözetilerek, 6100 sayılı Kanun'un 114/1-b ve 115/2 maddeleri gereğince davanın yargı yolu caiz olmaması sebebiyle usulden reddi gerekirken işin esasına girilerek reddine dair hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir."

4. Dairemizin 26.04.2023 tarihli ve 2023/2208 Esas, 2023/5983 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Somut olayda, davacı tarafça 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna atanma talebinin reddine ilişkin işlemin iptali talebi ile dava açıldığı, İstanbul 7. İdare Mahkemesinin 31.12.2018 tarihli ve 2018/717 Esas, 2018/2326 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği, bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Birinci İdari Dava Dairesinin 31.10.2019 tarihli ve 2019/709 Esas, 2019/1287 Karar sayılı kararı ile dava konusu işlemin kesin olarak iptaline karar verildiği, davacının 10.09.2020 tarihinde sürekli işçi kadrosuna atandığı anlaşılmaktadır.

2. Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının kadroya geçirilme talebinin reddedildiği tarih ile idari işlemin iptali sonrasında kadroya geçirildiği tarih arasında, kadroya geçirilen işçilerin almış olduğu ancak müvekkiline eksik ödenen ya da hiç ödenmeyen ücret, ilave tediye, ikramiye, çocuk yardımı, yemek yardımı, yol yardımı, yakacak yardımı, bulaşıcı hastalık ve risk primi, öğrenim yardımı, bayram yardımı, hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti, gece çalışma ücreti ile fazla çalışma ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince davacının idari işlemin iptali ile kadroya alındığı tarih arasındaki ücretlere hak kazanacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Ne var ki Mahkemelerce varılan sonuç 7036 sayılı Kanun ile 6100 sayılı Kanun'un açık hükümlerine aykırıdır.

3. Davacının kadroya geçirilme talebinin reddedildiği tarih ile idare mahkemesi kararıyla aramasının yapıldığı 10.09.2020 tarihi arasındaki dönemde, davalı Bakanlık ile davacı arasında işçi işveren ilişkisi bulunmamaktadır. Ayrıca davacının talebi de kadrolu işçi statüsünde çalışamadığı döneme ilişkin eksik aldığını iddia ettiği haklara ilişkin olup, söz konusu talebin idari işlemin geç veya eksik tesis edilmesinden kaynakladığı anlaşılmaktadır. Bir diğer ifade ile talebin dayanağını iş sözleşmesi değil, idari işlemin kendisi oluşturmaktadır.

4. Bu durumda uyuşmazlığın idare mahkemeleri tarafından çözümlenmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlığın çözümü, idari yargının görev alanına girdiğinden Mahkemece 6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesinin 1 inci bendinin (b) alt bendi gereğince davanın yargı yolu yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.