Logo

9. Hukuk Dairesi2024/3 E. 2024/5623 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu iddiasıyla açtığı alacak davasında, ücret farkı talebinden feragat etmesi üzerine geriye kalan muvazaa tespiti talebinde güncel hukuki yarar bulunup bulunmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, asıl işveren aleyhine açtığı davada ücret farkı talebinden feragat etse de, asıl işverenlik ilişkisinin tespiti talebinde, iş sözleşmesinin devam etmesi nedeniyle, ileriye dönük ücret ve diğer sosyal hakların belirlenmesi, sendikal haklardan yararlanma gibi hususlarda güncel hukuki yararı bulunduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesinin muvazaa tespitine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/893 E., 2023/1532 K.

KARAR : İstinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Akçaabat 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi

SAYISI : 2019/7 E., 2020/461 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 30.03.2018 tarihli ve 2016/331 Esas, 2018/164 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 12.12.2018 tarihli ve 2018/1830 Esas, 2018/2150 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve eksikliğin giderilerek sonucuna göre yeniden karar verilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama sonucunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... ve dâhili davalılardan ... Müh. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti ile ... Harita Müh. İnş. Taah. ve Tic. San. Ltd. Şti. vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... ve dâhili davalılardan ... Müh. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti ile ... Harita Müh. İnş. Taah. ve Tic. San. Ltd. Şti. vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Dâhili davalılardan ... Müh. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti ile ... Harita Müh. İnş. Taah. ve Tic. San. Ltd. Şti. vekili tarafından vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili davacının Karayolları Genel Müdürlüğüne ait işyerinde yıllardan beri alt işveren firmaların işçisi olarak çalıştığını, ancak davacının yaptığı işlerin asıl işverenin işçisi ile aynı işler olduğunu, asıl işveren işçisi ile aynı haklara sahip olmadığını, aslında kurulan ilişkinin hizmet alımı olarak değerlendirilemeyeceğini, hizmet alımının muvazaalı olduğunu, asıl işverenin ... olduğunu, davacının Türkiye Yol İş Sendikası üyeliğinin Sendika tarafından kabul edilerek davalıya bildirildiğini, İdarenin kendi işçileri olmadığını belirterek davacıyı toplu iş sözleşmesindeki haklardan yararlandırmadığını, davacının üyeliğinin davalı ... Müdürlüğe bildirildiği tarihten itibaren toplu iş sözleşmesinden yararlandırılması gerektiğini iddia ederek; davacının Karayolları Genel Müdürlüğünün işini yaptığı göz önüne alınarak ilk işe giriş tarihinden itibaren davalının işçisi olduğunun tespitini, sendika üyeliğinin işveren tarafından davalıya bildirildiği tarihten itibaren toplu iş sözleşmesinden doğan her türlü ücret alacakları ile davacıya ödenen ücretler arasındaki fark ücret alacaklarının davalıdan yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı vekili cevap dilekçesinde; ihale konusu iş kapsamında kimlerin çalıştırılacağı, kimlerin işten çıkarılacağına dair konularda teklif ve onay makamının yüklenici firma olduğunu, davacı da dâhil olmak üzere işçilere ilişkin her türlü tasarruf hakkının yüklenici firmada bulunduğunu, davacının çalıştığı yüklenici firma ile müvekkili İdare arasında imzalanan sözleşmeler gereği davacı da dâhil olmak üzere işçilerin özlük hakları, işvereni olan yüklenici firma tarafından yürütüldüğünü, davacının çalıştığı yüklenici firma ile müvekkili İdare arasında imzalanan sözleşmelerde işin görüleceği işyeri ile işin niteliğinin belirtilmiş olduğunu, davacı da dâhil olmak üzere tüm yüklenici firma işçilerinin emir ve talimatları yüklenici firmalardan aldığını ve müvekkili İdarece yalnızca işin sözleşmeye uygun olarak yürütülüp yürütülmeyeceğinin denetlendiğini, yüklenici firma ile aralarında gizlenmiş bir sözleşme olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Dâhili davalılar, davaya karşı cevap dilekçesi sunmamışlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenen tanık beyanları, dosya kapsamındaki belgeler hep birlikte değerlendirildiğinde davacının Kurum ile şirketler arasında yapılan sözleşmenin aksine davalı Kurumun hizmet binasında, işin icrası için gerekli malzemelerin Kurum tarafından sağlandığını, davacının Kurumun kadrolu personeli ile aynı işi icra ederek büro personeli olarak çalıştığının anlaşıldığı, icra ettiği işin (4) numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nde ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun ile Karayolları Genel Müdürlüğünün görev ve sorumlulukları arasında belirtilen işlerden olduğu, yapılan işin yardımcı iş olmadığı sonucuna varılarak davalı ... ile dâhili davalı Şirketler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayalı olduğunun ve davacının ilk işe giriş tarihinden itibaren davalı ... Müdürlüğünün işçisi olduğunun tespitine, toplu iş sözleşmesinden kaynaklı fark ücret alacaklarına yönelik talebinin ise feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... ve dâhili davalılardan ... Müh. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti ile ... Harita Müh. İnş. Taah. ve Tic. San. Ltd. Şti. vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı vekili; davacının müvekkili İdarenin işçisi olmadığını, davacı ile İdare arasında yapılmış bir iş sözleşmesi bulunmadığını, davanın İdare aleyhine açılmış olmasının hukuka aykırı olduğunu ve husumet yönünden reddi gerektiğini, muvazaa iddiasının varsayıma dayandığını, hiçbir delil sunulmadığını, hizmet alım sözleşmesinin mevzuata uygun olarak yapılan ihale sonucu kurulmuş bir sözleşme olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Dâhili davalılardan ... Müh. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti ile ... Harita Müh. İnş. Taah. ve Tic. San. Ltd. Şti. vekili; davacı tarafın alt işveren şirketlerin davaya dâhil edilmesi için harç yatırmadığını, bu nedenle müvekkili Şirketlerin davaya dâhil olduğundan bahsedilemeyeceğinden aleyhine hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; hükmün Dairece de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere, bu delillerin takdirinde isabetsizlik görülmemesine ve özellikle tüm dosya kapsamından davacının davalıya ait işyerinde kadrolu personelle aynı ortamda aynı işleri yaptığı, davalı ... ile ihale sözleşmesi yapan dâhili davalı Şirketlerin işyerinde ayrı bir iş organizasyonunun bulunmadığı, davacının ihale sözleşmesi kapsamı dışındaki işlerde çalıştırıldığı, ihale sözleşmelerinin işçi teminine yönelik ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davalı ve dâhili davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... ve dâhili davalılardan ... Müh. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti ile ... Harita Müh. İnş. Taah. ve Tic. San. Ltd. Şti. vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesindeki nedenlerle temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Dâhili davalılardan ... Müh. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti ile ... Harita Müh. İnş. Taah. ve Tic. San. Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesindeki nedenleri tekrar ederek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muvazaa tespiti ve alacağın tahsili taleplerini içeren davada alacak talebinden feragat edilmesi hâlinde, muvazaanın tespiti isteminde güncel hukuki yarar bulunup bulunmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 6100 sayılı Kanun'un "Tespit davası" kenar başlıklı 106 ncı maddesi şu şekildedir:

"1) Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir.

(2) Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.

(3) Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz."

3. Dairemizin 13.10.2022 tarihli ve 2022/8929 Esas, 2022/12288 Karar sayılı ilâmı.

3. Değerlendirme

1. Davacı dava dilekçesinde muvazaa tespiti ile fark alacak talebinde bulunmuş ise de yargılama sırasında fark alacaklara ilişkin talebinden feragat etmiştir. Böylece somut olayda davacının alacağa ilişkin bir talebinin kalmadığı, davaya tespit istemi yönünden devam edildiği görülmektedir.

2. Her eda davası aynı zamanda tespit talebini de içinde barındırmaktadır. 6100 sayılı Kanun'un 106 ncı maddesine göre tespit istemi hukuken korunmaya değer güncel bir yararı gerektirir. Davacı tarafça alacak davası ile birlikte tespit talep edildiğine göre ayrı bir tespit davası açmasında güncel bir hukuki yararının varlığından söz edilemez. Somut dava eda davası niteliğinde olup davacının tespite yönelik talebi ayrı bir dava değil, ön sorundur. Dolayısıyla ayrı bir dava gibi değerlendirilmesi de isabetli değildir. Diğer yandan, böyle bir durumda derdestlik de söz konusu olabilecektir.

3. Belirtilen sebeplerle; dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken ücret farkı talebinin reddine, muvazaa tespitinin ise kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.03.2024 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı firmaların davalıya işçi temin ettiği, gerçek işverenin ... olduğu, ihaleyle kurulan hizmet alım ilişkisinin muvaazalı olduğunu iddia ederek davacının alt işveren işçisi adıyla çalıştığı süre boyunca baştan beri Karoyolları Genel Müdürlüğü işçisi olduğunun tespitiyle, Karayolları Genel Müdürlüğünün taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanmak suretiyle fark ücret alacaklarının tahsilini talep etmiş ancak yargılama aşamasında alacak taleplerinden vazgeçerek sadece tespit hükmü kurulmasını istemiştir.

İlk Derece Mahkemesi, alacak talepleri hakkında feragat nedeniyle reddine ve davalı ... ile davacının çalıştığı alt işveren şirketler arasındaki hizmet alım sözleşmesinin muvaazalı olduğunun tespitine karar vermiştir. Kararın davalı ve dâhili davalılar ... Mühendislik İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti ve ... Harita Müh. İnş. Taahhüt ve Tic. San. Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar vermiştir.

Uyuşmazlık konusu, davacının tespit talebiyle birlikte eda talebini de içerir şekilde açtığı davanın yargılaması sırasında eda taleplerinden vazgeçmesi nedeniyle tespit talebi bakımından yargılamaya devam edilip edilmeyeceği, davacının davaya tespit talebi olarak devam etmesinde güncel hukuki yararının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

6100 sayılı Kanun'un 106 ncı maddesinde tespit davası açanın kanunlarda belirtilen istisna durumlar dışında bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunması gerektiği düzenlenmiştir.

Tespit davası eda davasının öncüsü niteliğindedir. Bu nedenle tespit davasında elde edilen hüküm daha sonra açılan eda davasında (konusuyla sınırlı olarak) kesin delil oluşturur.

Eda davası sonunda elde edilen hükmün tespite ilişkin bölümünün kapsamı, tespit davasında elde edilecek tespit hükmünden daha dar ise o zaman eda davası açılması mümkün olmasına rağmen, eda davasından bağımsız olarak ayrıca tespit davası açılmasında güncel hukuki yarar vardır.

Davacının açtığı tespit davası sonucuna göre davacı dava tarihinde hâlen çalışmaya devam ettiği için dava tarihinden sonrasına ilişkin olmak üzere yeni dönem ücretinin etkileneceği ve bundan sonraki ücretinin bu tespit hükmüyle tespit edilen mevcut durum göz önüne alınarak belirleneceği göz önüne alındığında, davacının davasına tespit davası olarak devamında güncel hukuki yararı mevcuttur. Davacı, dava tarihinden önceki dönem yönünden hak kazandığı alacaklarından vazgeçerek hâlen çalışmaya devam ettiği için dava tarihinden sonrası çalışmalarına esas olmak üzere tespit talebinde bulunmasında hukuki yarar olmadığı düşünülemez. Zira dava tarihinden sonrası için alacağı bir tespit hükmüyle artık davalı ... işçisi olacak ve işyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesinden faydalanmak suretiyle sosyal haklardan, eksik ödenen ücretlerden ve fesih hâlinde de tespit edilen yeni duruma göre feshe bağlı haklardan faydalanabilecektir. Bunun için mutlaka eda davası açmasına da gerek yoktur. Dava tarihi itibarıyla henüz doğmamış olan dava tarihinden sonra hak kazanacağı alacakları yönünden eda davası açarak tahsil talebinde bulunması da mümkün değildir. Davacının muvaazalı çalıştırılıp çalıştırılmadığının tespitine göre davalı ... Müdürlüğünün tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanma imkânının doğabileceği, taraf sendikaya üye ise iş sözleşmesinin devamı sırasında yıllık ücretli izin süresinin belirlenmesi ve kullandırılmayan yıllık ücretli izin alacağı konusunda eda davası açma imkânı bulunmayan davacının 6100 sayılı Kanun'un 106 ncı maddesi çerçevesinde bu tür bir dava açmakta güncel hukuki yararının mevcut olduğunun kabulü gerekir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2014/29027 E,. 2014/36594 K. sayılı 02.12.2014 sayılı ilâmında;

"...

Davacı işçilerin işyerinde çalışmaya devam ettikleri açıktır. T.C.Sağlık Bakanlığı işyerinde ihale ile alt işverene bırakılan iş kapsamında çalışmakta olan davacıların hangi işverene bağlı çalıştıklarının tespitine dair davada hukuki yarar şartı mevcuttur. Davacının işverenin gerçek anlamda kim olduğunun belirlenmesi, işçinin hangi işverene karşı iş görme borcu ve sadakat yükümünü ifa edeceğinin tespiti bakımından önemli olduğu gibi, işverenin de işçiyi gözetme borcunun yerine getirilmesi noktasında da gereklidir. İşçinin ücretinin ve eklerinin yasalar gereği ödenmesi, eşit davranma borcunun gözetilmesi, iş sözleşmesi veya ücret hesap pusulası düzenlenmesi, çalışma sürelerinin belirlenmesi, Anayasal dinlenme haklarının kullandırılması noktalarında işçinin gerçek işvereninin kim olduğunu bilmesinde hukuki menfaati bulunmaktadır. İşverenin yasal yükümlülüklere aykırılığı halinde uygulanacak hukuki ve idari yaptırımların muhatabının belirlenmesi açısından gerçek işverenin tespiti önemlidir.

İşçinin en temel ... olan ücretin tespiti de gerçek işverenin belirlenmesine bağlıdır. Zira işverenin eşit davranma borcu nedeniyle aynı işi yapan kendi işçilerine ödediği ücreti, muvazaalı alt işverenlik ilişkisi kapsamında çalıştırdığı işçilerine de ödemesi gerekir. Bu itibarla işçinin eda davası açma ... bir yana, iş ilişkisinin devamı sırasında işveren yükümlülüklerinin saptanması açısından da tespit isteğinde hukuki menfaati bulunmaktadır.

Öte yandan işçinin çalıştığı sırada gerçek işverenin tespitinin, Anayasal sendikal haklarının kullanılması açsından da büyük önemi bulunmaktadır. İşçinin gerçek işverenin kim olduğunun saptanması ile işkolu buna göre belirlenecek, sendika üyeliği buna göre gerçekleşebilecek ve toplu iş hukukuna dayanan haklar bu şekilde kullanılabilecektir.

İşçinin çalıştığı sırada açabileceği davada alt işverenlik ilişkisinin muvazaaya dayandığının tespitini istemesi, vazgeçilmesi mümkün olmayan sosyal güvenlik haklarını da ilgilendirir. Yapılacak tespite göre gerçek işveren tarafından işçinin sosyal güvenlik primlerinin ödenmesi gerekir ve bu konuda yaptırımların muhatabı gerçek işverendir.

Buradaki temel koşul, davacı işçilerin iş sözleşmelerinin sona ermemiş oluşu ve işyerinde çalışmaya devam etmeleridir. İş ilişkisinin sona ermesinin ardından açılacak tespit davasında hukuki menfaatin bulunmadığı ve eda davası açılması gerektiği sonucuna ulaşılması mümkündür. Ancak çalışan alt işveren işçisinin alt işverenlik sözleşmesinin muvazaaya dayandığını ileri sürmesi ve bu yönde bir tespit isteğinde bulunması korunmaya değer çok önemli hukuki menfaatler içermektedir..." şeklindeki gerekçeyle davacının hâlen çalışmaya devam ettiği için tespit davası açmakta hukuk yararı bulunduğuna karar verilmiştir.

Gerek İlk Derece Mahkemesi ve gerekse Bölge Adliye Mahkemesince davacının davasına tespit davası olarak devam etmesinde güncel hukuki yararının bulunduğunun kabulü ile davanın esası hakkında hüküm kurulmuş olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyizi üzerine Dairemizce, yukarıda açıkladığımız nedenlerle davanın esası hakkında verilen kararlar yönünden inceleme yapılması gerekirken, davacının davasına tespit davası olarak devamında hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle bozulmasına ilişkin saygıdeğer çoğunluğun görüşüne katılamamaktayım.